“Özel Yayın” Adlı Yayını
İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 21.10.2015 tarihli ve 1663 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İLGİ : T.C. BAŞBAKANLIK Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü'nün Başbakan Yardımcısı Yalçın AKDOĞAN imzasıyla gönderilen 10.10.2015 tarih ve 02255 sayılı Yayın Yasağı kararı.
10.10.2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde meydana gelen ve çok sayıda vatandaşımızın ölümü ve yaralanması ile sonuçlanan terör saldırısına ilişkin Başbakanlık 6112 Sayılı Kanun'un 7 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında geçici yayın yasağı getirmiş; Başbakanlık'ın yayın yasağına ilişkin yazısı Üst Kurulumuz'un web sitesinde 10.10.2015 tarihinde saat 15:10'da yayınlanarak ilan edilmiştir.
HTV Hayat logolu yayıncı kuruluş tarafından, 10.10.2015 tarihinde gerçekleştirilen terör saldırısından sonra gün boyunca özel yayın adı altında, söz konusu terör saldırısı ve sonrası yaşanan olaylar kimi zaman haber formatında kimi zaman ise stüdyo konuklarının analizleri ile ekranlara getirilmiştir. Yayıncı kuruluşun aynı gün saat 16:00'dan sonra özel yayın adı altında ekrana getirdiği programda yer verdiği görüntüleri herhangi bir editoryal denetime tabi tutmadan, olayın bütün dehşet ve vahşetini yansıtır şekilde yayınladığı görülmüştür. Programda, ekranın yarısında stüdyo konuğu olan kişiler değerlendirmelerde bulunurken, ekranın diğer yarısında terör saldırısına ve sonrasına ilişkin rahatsız edici görüntüler saat 18:13:16'dan itibaren yayınlanmıştır. Kliplerden de görülebileceği gibi; patlama sonrası olay yeri görüntülerinde üzerleri flamalarla örtülmüş olan hayatlarını kaybetmiş insanların cesetleri, (kısmen buzlanmış) kanlı bir yer görüntüsü, yine üstü örtülü olan cesetlerin farklı açılardan görüntüleri, olay yerindeki cesetlerin yanında birikmiş kan görüntüleri, bomba imha uzmanının olay yerinde bulunan bir valizi kontrol etmesi (Klip 1) (18:13:16), yaralı bir kişinin sedyede ambulansa götürülmesi, yaralı bir kişinin bez afiş yardımıyla taşınması (Klip 2) (18:22:13), insanlar halay çekerken arkalarında gerçekleşen patlama anı, cesetlerden kopan parçalarının yerde görüldüğü olay yeri görüntüsü, üstü örtülü cesetlerin farklı açılardan görüntüleri (Klip 3) (18:35:28) flulaştırma, buzlama gibi teknik görüntü karartma metodlarından hiçbiri kullanılmadan ekrana getirilmiştir. Daha sonra haber formatına geçilmiş ve "Yılmayacağız, Barış Kazanacak!" başlıklı haberde "Bu meydan kanlı meydan" sloganı eşliğinde halay çeken insanların arkasında gerçekleşen patlama anının görüntüsü (iki defa verildi), patlama sonrası panik halinde kaçışan insanlar, üzerleri flamalarla kaplı cesetlerin olduğu olay yerinin iki farklı açıdan görüntüsü ile yerde yatan üzerleri flamalarla kaplı cesetler ve yanlarında birikmiş kan görüntüleri yine karartma teknikleri kullanılmadan verilmiştir. (Klip 4) (19:04:00)
Doğal afet, terör olayları, salgın hastalık, kitlesel eylemler gibi konuları içeren kriz zamanlarında, yayıncıların kamuoyunu doğru bilgilendirmeleri; bilgilendirme, yorumlama ve haber yaparken kullanılacak dilin ve görüntülerin dikkatli bir biçimde seçilmesi, ilkeli ve sorumlu yayıncılığın bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede üyesi bulunduğumuz Avrupa Konseyi'nin kriz zamanlarında medyanın sağduyulu tavır takınması gerektiğini salık veren bir çok tavsiye ve ilke kararı bulunmaktadır. Benzeri nitelikteki tavsiye ve ilke kararı metinlerinde hem kamuoyunun sağlıklı bilgilendirilmesi, kamuoyunda infial uyandırılmaması hem de haber alma ve ifade özgürlüğünün sağlanması ve son olarak bütün bu hususların dengeli bir biçimde yürütülmesinin önemine sıklıkla işaret edilmiştir. Terör saldırısı, savaş, doğal afet gibi olağanüstü durumların ortaya çıktığı kriz zamanlarında vatandaşların haber alma ihtiyacı artmakta, dolayısıyla yayıncı kuruluşlar yayınlarında bu tür olaylara ilişkin haberlere geniş yer ayırmaktadırlar. HTV Hayat logolu yayıncı kuruluş da doğal olarak Ankara'da meydana gelen terör saldırısına kayıtsız kalmamış ve söz konusu terör saldırısına ilişkin yayınlara gün boyunca oldukça geniş yer vermiştir. Ancak yayıncı kuruluşun ekrana getirdiği görüntüleri herhangi bir editoryal denetime tabi tutmadan doğrudan ekrana taşıdığı görülmüştür. Yayıncının bu özensizliği sonucu ekrana getirilen ölü ve yaralı görüntüleri haber verme maksadını aşan ve tüm milletçe duyulan acıyı katlayan bir nitelik kazanmıştır. Bunun yanısıra, terör örgütlerinin en önemli amacının topluma korku salmak, kargaşa yaratmak, toplumun huzur ve sükunetini bozmak olduğu bilinmektedir. Bir terör örgütü tarafından yapılan eylemin medya tarafından kamuoyuna bilgi verme amacıyla yayınlanması doğaldır. Ancak bu tür olaylar verilirken terörün ve terör örgütünün amacına hizmet eder şekilde davranmamak kamu hizmeti yayıncılığı anlayışının gereğidir. HTV Hayat logolu yayıncı kuruluşun, terör saldırısı sonrası yaşanan panik ve kargaşa ortamını bütün çıplaklığıyla ekrana taşıyarak terörün örgütünün bu amacına dolaylı da olsa hizmet ettiği kanaatine varılmıştır.
İnsanların ölüm, yaralanma, acı çekme ve benzeri durumları duygu sömürüsüne açık anlardır ve özel hayatın sınırları içerisindedir. Bu durumların ekrana getirilmesinde gereken titizliği göstermek ve insan onurunu ve temel insan haklarını zedeleyici yayınlardan kaçınmak sorumlu yayıncılık anlayışının bir gereğidir. Bu tür haberlerin görüntü seçiminde ve olayların aktarılışında gerek olayın mağdurlarının gerekse ekran başındaki izleyicinin insanlık onuru ile görüntülerin olası psikolojik ve sosyolojik etkileri gözetilmelidir. HTV Hayat logolu yayın kuruluşunun terör saldırısının mağduru konumundaki vatandaşlarımızın cansız bedenleri ile yaralanmış vatandaşlarımızın acı çekme görüntülerini ekrana getirmek suretiyle insan onuruna aykırı bir yayın gerçekleştirdiği düşünülmektedir.
Yayıncı kuruluşun, ilgi yazıda belirtilen Başbakanlık'ın geçici yayın yasağına rağmen saat 16:00'dan sonra Ankara'daki terör saldırısına ilişkin gelişmeleri, olay yerine ait görüntüler eşliğinde yayınlaması gerekçesi ile geçici yayın yasağına aykırı hareket ettiği değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak; HTV Hayat logolu yayıncı kuruluşun bu yayınları ile 6112 Sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan, "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, ..." hükmünü; aynı fıkranın (d) bendinde yer alan, "... , terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz." şeklindeki hükmünü ve 6112 Sayılı Kanun'un 7 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Savaşlar, terör amaçlı saldırılar, doğal afetler ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğü esas olup, yayın hizmetleri önceden denetlenemez ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamaz. Ancak, millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hâllerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir." hükmünü ihlal ettiği kanaatine varılmıştır.”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu
Söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun "Olağanüstü dönemlerde yayınlar" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrası ile 8 inci maddesinin 1inci fıkrasının (ç) ve (d) bendlerinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayında; yayın yasağının kapsamı dışına çıkılmadığı ve haber niteliği çerçevesinde kalındığı anlaşılmakla 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı bir husus olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; HTV HAYAT logosuyla yayın yapan İKİNCİ KANAL TELEVİZYON VE RADYO YAYINCILIĞI A.Ş. hakkında, bahse konu yayını nedeniyle, 6112 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA oy birliği ile karar verildi.