Yayınlanan “Haber 16”, “Haber 17”
İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 21.10.2015 tarihli ve 1653 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İLGİ : T.C. BAŞBAKANLIK Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü'nün Başbakan Yardımcısı Yalçın AKDOĞAN imzasıyla gönderilen 10.10.2015 tarih ve 02255 sayılı Yayın Yasağı kararı.
Bugün TV Yayın Kuruluşu'nda 10.10.2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde meydana gelen patlamalarla ilgili olarak saat 10.34'ten itibaren canlı yayın yapılmaya başlanmış ve bu yayınlar olayla ilgili Başbakanlık tarafından getirilen yayın yasağının başladığı saat 16:00'dan sonra da devam etmiştir.
Söz konusu yayın yasağının getirildiği saat 16:00'dan sonra olay yerinden görüntüler tekrarlanarak birçok kez ekrana getirilmeye devam etmiştir. Özellikle siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin gerek telefonla gerekse canlı açıklamaları esnasında ( saat 16.06'da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamaları, sonrasında 16.27'de Güsam Başkanı Ercan Taştekin'in açıklamaları, 17:01'de Mehmet Altan'ın konuşması (Klip 1) ) patlama sonrası olay yerine ait görüntüler yer almaktadır. Patlamaya ilişkin görüntülerin bir kısmı mozaikleme tekniği kullanılmak suretiyle flulaştırılmış olsa dahi olay yerinde yaralılar ve yaralılara yardım etmeye çalışanların görüntüleri, bomba imha ekiplerinin çalışmalarından görüntüler ile üzeri örtülmüş ceset görüntülerinin müteaddit defalar ekrana getirildiği görülmektedir.
Ayrıca 17:20:40'ta yayınlanan haberde görgü tanıklarının ;
17:20:46 "Gençlerin üzerinde kanlar, et parçaları vardı. Yani bu vahşet ya böyle bişey olamaz."
17:20:57 "Beni 2-3 metre havaya uçurdu öbür tarafa. Kaçmak istedim kandan kaçamıyordum... Ta o cesetlerin ortası var ya ta ordaydım ortadaydım. Bi gördüm kendimi böyle havada gördüm, havada gördüm, düştüm yere. Kaçmak istedim kaçamıyordum kandan ayağım kayıyordu... "
şeklindeki ifadeleri ile özellikle sunucu Erkan Akkuş'un;
17:22:38 "Şimdi benim için gerçekten bi kare var onu burda gösteremiyoruz bir kanlı ortamda hemen barış yazan o pankartın çekildiği, ben sosyal medyada da onu görüyorum çok kullanılıyo, o görüntü olarak belki çarpıcı görüntülerden biriydi ama söylem olarak da az önce belki duydun görgü tanıklarından biri kaçmaya çalıştım ama kanlardan kaçamadım basıp basıp kaydım düştüm demesi dehşeti ortaya koyuyor..."
17:25:38 "Gerçekten tam ordan devralıyım ben bakanın bi sorumluluğumuz yok, zaafiyetimiz yok söyleminden sonra itiraf ediyim artık insan insana da konuşuyoruz, meslektaşız da aynı zamanda, bak bugün gerçekten söylüyorum. Çocuklarım, eşim bir AVM'ye gitmekten bahsetti, telaş ettim. Mümkünse gitmeyin dedim..."
şeklindeki ifadeleri de bu patlamayı gerçekleştirenlerin amaçladıkları şekilde toplumu korku ve paniğe sevk edecek nitelikte görünmektedir (Klip 2).
İfade özgürlüğü ve ifade özgürlüğü kapsamında bulunan kitle iletişim özgürlüğünün özel yanı ve medyanın çağımızdaki önemi tartışmasızdır. Ancak buradaki temel nokta, aktarılan haberin toplumda korku ve paniğe sebep olabilecek içerikte sunulmamasıdır. Kaldı ki, kitle iletişim araçlarının olağanüstü olayları haberleştirirken, bu olayların toplumda yaratabileceği muhtemel etkileri de dikkate alması gerekir.
Haber bültenleri, kamuoyunun haber alma hakkı çerçevesinde, gündeme ait gelişme ve olayları aktarmaktadır. Ancak bu durumun medyanın haber aktarma özgürlüğü kapsamında ele alındığında, sözel ya da görsel olarak 'sınırsızlık' anlamına gelemeyeceği açıktır. Bu durum, toplumsal düzenin korunmasında yayıncılar için kaçınılmaz olarak kamusal sorumluluğu ifade etmektedir. Bu bağlamda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Televizyon Yayıncıları Derneği tarafından medya mensupları için somut yaklaşım edinilmesi ve yayıncılık mevzuat hükümlerinin daha anlaşılır olması amacıyla hazırlanan "Televizyon Habercileri İçin Rehber" adlı kitapçıkta yer alan "Afet, Savaş, Terör ve Kriz Haberleri" başlığı altında "Doğal afet, büyük kaza, savaş, terör, şiddet, çatışma haberlerinde, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak ifade ve görüntüler kullanılmamalı, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak görüntüler ard arda, sürekli verilmemeli." ifadeleri yer almaktadır. Yine aynı rehberde geçen "Çocuk İzleyiciler" başlıklı bölümde ""Haber bültenlerinin, çocukların da ekran başında olduğu saatlerde yayınlandığı unutulmamalı, bu nedenle haber dilinde ve görüntülerde dikkatli ve özenli davranılmalı" ilkesi yer almaktadır. Yayın kuruluşunun ilgili haberi yayınlarken bahsi geçen etik ilkelere riayet etmediği de görülmektedir.
Söz konusu habere konu edilen durumda da olduğu gibi, meydana gelen olayların analizi, yorumlanması ve aktarımında kabul edilebilir sınır, toplumda korku ve paniğe yol açmaması ve terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olmamasıdır. Burada aktarılan haberin kamusal sorumluluktan uzak, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte ve izleyiciler nezdinde korku uyandıracak tarzda olduğu görülmektedir. Ayrıca bu görüntülerin her yaştan izleyicinin ekran başında olabileceği saatlerde yer almasından dolayı özellikle çocuk ve gençler üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı ve etik ilkeler ile bağdaşmadığı ortadadır.
Sonuç olarak, Bugün TV logosuyla yayın yapan yayın kuruluşunun Başbakanlık'ın yukarıda sözü edilen yayın yasağına aykırı bu yayını ile, 6112 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Savaşlar, terör amaçlı saldırılar, doğal afetler ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğü esas olup, yayın hizmetleri önceden denetlenemez ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamaz. Ancak, millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hâllerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir." hükmü ile 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde yer alan "... terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz." hükmü ve aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan "...çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükümlerini ihlal ettiği değerlendirilmiştir.”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu
Söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun "Olağanüstü dönemlerde yayınlar" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanunun 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (d) bendi ve aynı maddenin 2 inci fıkrasının ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda; ihlale konu yayında, yayın yasağının kapsamı dışına çıkılmadığı ve haber niteliği çerçevesinde kalındığı anlaşılmakla 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı bir husus olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere;
BUGÜN TV logosuyla yayın yapan BUGÜN TELEVİZYON VE RADYO PRODÜKSİYON A.Ş. unvanlı hakkında, bahse konu yayını nedeniyle, 6112 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA oy birliği ile karar verildi.