İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 21.10.2015 tarihli ve 1671 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İLGİ : Haber-Sen'in D:1-10/5/4055 sayı ve 15.10.2015 tarihli yazısı
TRT 1 logosu ile yayın yapan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ünvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hafta içi her gün saat 07:00-09:05 saatleri arasında "TRT 1'de Sabah" adlı haber bülteni yayınlanmaktadır. Sunuculuğunu Selver Gözüaçık'ın yaptığı rapora konu haber bülteninde gündeme dair gelişmeler, yurttan ve dünyadan siyasi ve sosyal haberler, öne çıkan gazetelerin ilk sayfa haberleri, sunucunun çeşitli sosyal medya hesaplarına gelen izleyici mesajları eşliğinde ekrana getirilmektedir.
İlgi yazıda; 14.10.2015 tarihinde yayınlanan TRT 1'de Sabah adlı programda sunucu Selver Gözüaçık'ın Ankara Barış Mitingi'nde meydana gelen ve çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybettiği bombalı saldırı ile alakalı bir izleyiciden gelen "Ölenleri aynı kefeye koyamazsınız. Oradan geçen masum insanlar da vardı belki. Kurunun yanında yaş da yanmasın." şeklindeki mesajına "Kurunun yanında yaş da yanmasın diyor aynen katılıyorum" şeklinde yorum yaptığı ifade edilmiştir. Bu yorum ile kamu hizmeti yayıncısı olması gereken sunucunun hayatını kaybeden vatandaşlar arasında ayrımcılık yaptığı; dolayısı ile toplumu kamplaştıran, halkı kin ve nefrete sevkeden bu yayıncılığın Anayasa ve kanunlara aykırı bir nitelik taşıdığı, sorumlu bir yayıncılık anlayışından uzak olduğu iddia edilmiştir. Bu doğrultuda ilgi yazıda gerekli yaptırımın uygulanması talebine binaen söz konusu yayın 6112 Sayılı Kanun hükümlerince incelenmiş ve tespitler aşağıda sıralanmıştır.
Medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 14.10.2015 tarihli haber bülteninde, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı'nda gerçekleştirilen bombalı saldırıya ilişkin, programın sosyal medya hesaplarına gelen çok sayıda izleyici yorumları sunucu tarafından okunarak yayınlanmıştır. Söz konusu programın sonlarında 08:56:56-08:57:39 saatleri arasında katliama ilişkin olarak bir izleyici yorumu sunucu tarafından "Cemile hanım demiş ki ölenlerin hepsini aynı kefeye (Sunucu: Çok tartışıldı çünkü fotoğrafın altında Twitter'da da Facebook'ta da onun için Cemile Hanım'ın mesajıyla bitireyim bari bu konuyu, o da benle aynı şeyi söylüyor sonuçta.) ölenlerin hepsini aynı kefeye koyamazsınız demiş. Orda polis memuru da yaralandı, belki belediye temizlik işçisi de vardı, ordan geçen masum insanlar da vardı, belki ordan işine gitmek için geçen insanlar da vardı. Merak etmeyin (Sunucu: Aynen) ,devlet hepsinin araştırmasını yapar. Yani kurunun yanında yaş da yanmasın diyor Cemile Yıldırım. (Sunucu: Aynen katılıyorum)." ifadeleriyle aktarılmıştır. Sunucu, izleyici yorumunun parantez içinde belirtilen kısımlarına kendi açıklamalarını da ekleyerek mesajı okumuş ve hemen sonrasında program kapanışını gerçekleştirmiştir. (Klip Sunucu Yorumu) Programın başından itibaren gerek verilen haberlerde gerekse sunucu yorumu ve sunucu tarafından okunan izleyici yorumlarında farklı milletlerin yıllardan beri bu topraklarda kardeşçe yaşadığına, kimsenin bu birliği, kardeşliği bozamayacağına, tam tersine böylesi günlerde birbirimize daha da kenetlenmemiz gerektiğine ilişkin mesajlar vurgulanmıştır.
Rapora konu söz konusu sunucu yorumuna ilişkin sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde eleştiriler ve çeşitli şikayet mesajları yer almıştır. RTÜK İletişim Merkezi'ne de konuyla birkaç vatandaş bildirimi ulaşmıştır. TRT1'de Sabah adlı haber bülteninde 15.10.2015 tarihli yayının başlangıcında sunucu kendi ifadesiyle bu yanlış anlaşılmayı düzeltmek adına bir açıklama yapmıştır. Sunucu Gözüaçık, program başladıktan hemen sonra 07:01:40-07:05:22 saatleri arasında 3 dk 42 sn süre ile özür açıklamasını "Öncelikle bir özürle başlamalıyım. Beni sürekli izleyenler bilir nasıl bir yayın yaptığımızı. Temeli insan olan bir programdır bu ve hep güzel, huzurlu ve güvenli bir hayatın hayalini kurar bu program. Türkiye'nin bu ateş coğrafyasının ortasında bütün saldırılara rağmen bir güven adası olması en büyük mutluluğumuzdur. Ülkenin birlik, bütünlük, huzuru hep birinci önceliğimizdir ve bunu hep söylerim ama bizimki gibi kendini doğru ifade etmenin en önemli temellerinden biri olduğu bir meslekte, bir anlık bile olsa kendini yanlış ifade etmenin bırakın yanlış ifade etmeyi ifade edememenin özrüdür bu efendim. 93'ten beri TRT'de çalışıyorum. Meslekte 25. yılımı doldurdum. Acıların yeri geldiğinde bütün ülkeyi yaktığını Bosna'da, Afganistan'da, Irak'ta savaşlarda yerinde görmüş, yaşamış bir muhabirim. Acıyı bilirim. Buna rağmen dün sonradan sadece internette yayınlanan bölümü izleyince bana kızanlara da hak vermiyor değilim. Beni dün akşam ve gece arayan dostlarıma, seni tanımasam vallahi ben de döşenirdim diyen gazeteci meslektaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Tabi sosyal medya dipsiz bir kuyu. Dün iki internet sitesi tarafından sabah 9'da bitmiş bir programdan bir kaç saniyelik bir bölümün videosunun akşam 4'ten sonra servis edilmesi bir yana, yani işin sosyal medya linci operasyonu bir yana ama orda o videoyu görüp bana gerçekten kızan, sitem eden herkesten özür dilerim. Öncelikle de bu hain, kalleş saldırıda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerinden. Ama seviyesizce küfreden ve aileme hakaret edenlerden asla özür dilemiyorum. Gazeteci olup da işin aslına bakmayan, bu adam daha önce ne demiş, ne yapmış, bari daha önceki yayınlarına bir bakayım bu süreçte nasıl bir yayın politikası izlemiş bile demeyen, yani gazeteciliğin temelini araştırmayı yapmadan hemen gördüğü video üzerinden sosyal medyadan ahkam kesen, sonra işi TRT'ye bağlayıp onu özelleştirip satın almaya kadar götüren iki sözde gazeteciden de özür dilemiyorum. Tabi programda her konusu olduğunda sert eleştirdiğim paralel yapının sosyal medya tetikçilerinden de özür dilemiyorum. Sonuç olarak konu şu, olay şu: İki saatlik canlı yayının sonu ve okuduğum son mesaj, aslında sadece devlet desteğiyle ilgili kısmını okumuştum başlamadan yayının daha doğrusu bant devam ederken, konu sivil şehitlikti daha önce de konuşmuştuk program içerisinde ve devletin gerekli araştırmayı yapacağını söylüyordu mesaj daha önce benim de program içerisinde söylediğim gibi mesajı atan izleyicimiz ve benim katıldığım nokta da oydu. Ama canlı yayın, kalan bandı yetiştirme, süreyi aşmadan yayından çıkma telaşı derken kısacası son akışı kafada planlarken öne yani sizin ekranınıza bütün mesaja katıldığım cümleler yansıdı. Bu nasıl açıklanır bilmiyorum. Uzun yol şoförlerinin şoför uykusu dedikleri o bir kaç saniyelik dalgınlık gibi aslında sadece sondaki o devletle ilgili bölüme katıldığım mesajını hepsini destekler hale dönüşmüşüm. Hata benim hatamdır, anlık bir hatadır. Beni tanıyanlar asla kötü niyetle işimin olmadığını bilirler. Üzgünüm, samimiyetle özür dilerim gerçekten kırdığım insanlardan diyelim efendim, özürle başlayalım yayına." ifadeleriyle gerçekleştirmiştir. (Klip Sunucu Özür)
Sunucu, "Aynen katılıyorum" diye belirttiği ifadenin "...devletin gerekli araştırmayı yapacağını söylüyordu mesaj daha önce benim de program içerisinde söylediğim gibi mesajı atan izleyicimiz ve benim katıldığım nokta da oydu." cümlesine karşılık olduğunu vurgulamış, ancak bu yanlış anlaşılmaya yol açtığından kamuoyundan özür dilediğini yayının başında belirtmiştir. Bununla birlikte sunucu gelen şikayetler üzerine, bu yanlış anlaşılmayı ve düzeltmeyi Twitter sayfasında 14.10.2015 tarihli mesajında "Cemile hanımın mesajında aynen katıldığım bölüm devletin gereğini yapacağı ile ilgili bölümdür ki bunu vurguluyorum aynen katılıyorum diye" ve "Kastım asla acıları ayırmak değil acı hep aynı bizim acımız, konu sivil şehitlik ve devletin gereğini yapacağına güvenimdi o kadar..." şeklindeki mesajlarla yapmıştır. Aynı hesabında 15.10.2015 tarihinde programda yaptığı açıklama ve özür yayınını youtube eki üzerinden "Selver Gözüaçık'tan Kamuoyuna..." başlığıyla yayınlamıştır. Haber bültenindeki düzeltme ve özür ve buna ek olarak sosyal medya hesabındaki açıklamaları ile sunucunun, amacının acıları ayırmak ve ayrımcılık olmadığını, kendini yanlış ifade ettiğini, yanlış anlaşıldığını ve bundan dolayı kamuoyundan özür dilediğini açıkça beyan ettiği görülmüştür.
Şikayete konu yorumun yer aldığı programın hemen akabinde aynı programın ilk dakikalarında sunucunun yukarıda ayrıntısıyla yer alan açıklamayı yapması ve özür beyanında bulunması; "Aynen katılıyorum" şeklindeki ifadesini aslında tam olarak hangi niyetle söylediği ve neye karşılık geldiği konusunda açıklayıcı ifadelerde bulunması; bununla birlikte sosyla paylaşım sitesinde bu açıklama ve özrünü tekraren yayınlaması; canlı yayın kazası ya da kendi ifadesiyle "...Ama canlı yayın, kalan bandı yetiştirme, süreyi aşmadan yayından çıkma telaşı derken kısacası son akışı kafada planlarken öne yani sizin ekranınıza bütün mesaja katıldığım cümleler yansıdı. Bu nasıl açıklanır bilmiyorum. Uzun yol şoförlerinin şoför uykusu dedikleri o bir kaç saniyelik dalgınlık gibi aslında sadece sondaki o devletle ilgili bölüme katıldığım mesajını hepsini destekler hale dönüşmüşüm. Hata benim hatamdır, anlık bir hatadır. Beni tanıyanlar asla kötü niyetle işimin olmadığını bilirler. Üzgünüm, samimiyetle özür dilerim gerçekten kırdığım insanlardan diyelim efendim, özürle başlayalım yayına." şeklindeki açıklaması ile sorumlu bir yayıncı davranışı sergilediği görülmüştür. Bu açıklama ve özür ışığında sunucu ya da yayının İlgi'de iddia edildiği üzere acılar arasında ayrımcılık yapmadığı, halkı kin ve düşmanlığa sevketmediği düşünülmüştür.
Sonuç olarak; TRT1 logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun şikayete konu yayınında, programın bütünlüğü ve bir sonraki günki yayın içeriği, mezkur açıklama ve özür beyanları eşliğinde değerlendirildiğinde 6112 sayılı Kanun hükümleri bağlamında bir ihlal tespit edilmemiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı'nda düzenlenen hain terör saldırısını konu alan yayınla ilgili Uzman raporu ve ekli klipler incelenmesinde; yayının bir bütün olarak incelenmesi ve sonrasında yayın sırasında kullanılan ifadeleri tekzip eder nitelikte özür ve açıklamaların yayınlanmış olması, zaten terör saldırısına maruz kalan topluluğun yasa dışı bir örgütün organizasyonu olmayıp, bazı sendika ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen legal bir eylem olmasının da bilinmesi, bu nedenle de canlı bombalar dışında olay nedeniyle hayatını yitiren ve yaralanan vatandaşların legal bir toplantıya katılmak üzere orada bulunduklarının da malum olması dikkate alındığında, sunucunun rapora da konu olan sözleri bilinçli bir şekilde söylemesinin mümkün olmayacağı, canlı yayında okunan bir mesajın doğru olarak algılanamayarak mesaja katıldığının belirtilmesi olarak gerçekleştirildiği görülmekle birlikte; canlı yayın şeklinde program yapan bir medya çalışanının daha dikkatli olması, yayında okunan mesajlardan da sorumlu olduğunu bilmesi, ifadelerinin anında milyonlara ulaşabileceğinin bilincinde olması gerektiği de dikkate alındığında, söz konusu yayının tüm toplumu, özellikle de terör eyleminde hayatını yitiren kimselerin yakınlarını da rencide edebileceği göz önünde bulundurularak 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen "İnsan onuruna ..... aykırı olamaz..." hükmü kapsamında değerlendirilebileceği,kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe : Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar ilgili uzman raporunda bahse konu yayında ihlal olmadığı, İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığınca ise anılan yayının 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen "İnsan onuruna ..... aykırı olamaz..." hükmü kapsamında değerlendirilebileceği kanaatleri belirtilmiş ise de; program sunucusunun “Ölenleri aynı kefeye koyamazsınız. Oradan geçen masum insanlar da vardı belki. Kurunun yanında yaş da yanmasın." şeklinde gönderilen izleyici mesajını “Kurunun yanında yaş da yanmasın diyor aynen katılıyorum” cümlesi ile teyid etmesinin; patlamanın olduğu dönem, ülkemizin geçmekte olduğu zor koşullar da dikkate alındığında hoşgörü, çoğulculuk ve kamusal sorumluluk anlayışı ile bağdaşmadığı, söz konusu acılar arasında şu veya bu şekilde ayrımcılık yapıldığı anlamını taşıyacağı, canlı yayında okunan bir mesajın doğru olarak algılanamayarak mesaja katıldığının belirtilmesi olarak gerçekleştirildiği görülmekle birlikte; canlı yayın şeklinde program yapan bir medya çalışanının daha dikkatli olması, yayında okunan mesajlardan da sorumlu olduğunu bilmesi, ifadelerinin anında milyonlara ulaşabileceğinin bilincinde olması gerektiği de dikkate alındığında, söz konusu yayının bu ayrımcılık çağrıştıran durumunun tüm toplumu, özellikle de terör eyleminde hayatını yitiren kimselerin yakınlarını da rencide edebileceği değerlendirilmiştir.
Belirtilen nedenlerle, mezkur yayında 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fırkasının (e) bendinde belirtilen: "Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez." ilkesinin ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere;
TRT 1 logosuyla yayın yapan TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON KURUMU unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan; "Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez.” hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun “Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun yükümlülüğü” başlıklı 45 inci maddesindeki;
“(1) 8 inci maddede belirtilen yayın ilkeleri ile bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticarî iletişimi düzenleyen hükümleri, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu yayınları hakkında da uygulanır.
(2) Söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ihlâlin niteliği açıkça belirtilerek Üst Kurulca uyarılır ve yükümlülüğün gereğinin yerine getirilmesi ilgili Bakanlığa bildirilir.”
Hükmü gereğince, “UYARI” YAPTIRIMININ UYGULANMASINA ve yükümlülüğün gereğinin yerine getirilmesi hususunun ilgili Bakanlığa bildirilmesine, oy birliği ile karar verildi.