İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 16.10.2015/1576 tarih/sayılı yazısının incelenmesi sonucunda, CNN TÜRK logosuyla yayın yapan Doruk Televizyon ve Radyo Yay. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında alınan “6112 sayılı Kanun’un sekizinci maddesinin birinci fıkra (d) bendinin ihlal edildiği” yönündeki Oyçokluğu kararına Karşıoy kullandım.
Son dönem olayların tartışıldığı ‘Tarafsız Bölge’ isimli programda konuklarda Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ‘PKK bir terör örgütü değildir,(…) bazı eylemleri terörvari, terör niteliğinde olsa bile (…) PKK silahlı, siyasal bir harekettir’ yönündeki sözleri nedeniyle bahse konu ihlal kararının alındığı anlaşılmaktadır.
Ancak, program bandı incelendiğinde, aynı programda tamamen karşı görüşteki Uygar Aktan(MHP) ve Bülent Tezcan’ın(CHP) da konuk olduğu, öncelikle bu konuklar aracılığıyla bu görüşlere anında gerekli yanıtın verildiği, programın farklı fikirlerin karşılıklı tartışılmasıyla yürütüldüğü izlenmiştir. Bunun yanı sıra, aynı konuda sunucu Ahmet Hakan’ın da defalarca etkili bir şekilde söz aldığı, Tahir Elçi’nin ifade ettiği görüşlere şiddetle itiraz ederek katılmadığını hem kendisi hem de yayın kuruluşu adına açıkça belirttiği görülmektedir. Bununla da yetinmeyen yayın kuruluşu, ana ve ara haber bültenlerinde bu konuya tekrar yer vererek, moderatör Ahmet Hakan ile diğer parti temsilcilerinin güçlü itirazlarına dikkat çektiği görülüyor. Dolayısıyla canlı yayın risklerinden olan böyle bir durumda yayıncının göstermesi beklenen kararlı tutumun gösterildiği, herhangi bir yanlış anlaşılmaya olanak tanınmadığı anlaşılmaktadır. Moderatör Ahmet Hakan’ın ayrıca yazarlık yaptığı gazetedeki köşesinde de, konuyu işleyip, PKK’nın terör örgütü olduğu vurgusu yaparak, Elçi’nin görüşlerinin isabetsizliğini işlediği de dikkatli gözlerden kaçmamıştır.
Bütün bunlara karşın, ceza verilmesinin hakkaniyet ve adaletle bağdaşır bir yanı olmadığı görüşündeyim. Ülkemizde yayıncılık sektörünün bu ve benzeri durumlarda doğru refleks göstererek doğru bilgi aktarmasını sağlamak Üst Kurul’un görevleri arasındadır. Ancak, bu görev yerine getirilirken gerekli düzenlemeleri yapmak, denetimi sağlamak kadar yayınları adaletle ele alarak değerlendirmek de önemlidir.
Burada olduğu gibi, yayıncılık ilkelerine dikkat eden ve özenli davranan kuruluşları cezalandırmanın hatalı olduğu, böylesi kararlardan sonra yayın kuruluşlarının ‘dikkat etsek de ceza alıyoruz’ duygusu ile daha da az özen gösterecekleri ve asıl böyle bir durumda kamuoyunun çeşitli kesimlerinin zarar görmesine yol açılacağı görüşündeyim.
Bu nedenle yayında 6112 sayılı Kanun’un hükümlerinin ihlal edilmediği görüşünde olduğumdan kararda Karşıoy kullandım.