İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 11.09.2015/1395 tarih/sayılı yazısının incelenmesi sonucunda, TRT TÜRK logosuyla yayın yapan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu unvanlı kuruluş hakkında oy çokluğu ile alınan “6112 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına” dair kararda karşı oy kullandım.
CHP Ankara Milletvekili Gülsüm Bilgehan’ın şikayeti üzerine incelenen 10.07.2015 tarihli, “Kendi Gökkubbemiz” isimli programda Osman Yüksel Serdengeçti’nin hayatını anlatan bir belgeselin yayınlandığı, bu yayında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve arkadaşları hakkında hakaret içeren ifadeler kullanıldığı bildirilmiş, Üst Kurul ise oy çokluğu ile bu yayında ihlal olmadığı kararı almıştır.
Belgeselde Osman Yüksel Serdengeçti’nin çeşitli eserleri içinden “Tam 27 yıl tanrılar gibi konuştular. Firavunlar gibi saltanat sürdüler. Yediler, içtiler, kustular... Sürgün ettikleri padişahların saraylarında şahane hayatlar... Zevk eğlence alemleri… Vur patlasın, çal oynasın...” gibi cümlelerin özellikle seçilip yayına alındığı dikkati çekmesine ve görevli uzmanın 6112-8/1 (ç) bendi ihlali olduğu değerlendirmesine karşın "Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e hakaretler yağdıran" bu yayınla ilgili Daire Başkanının “hiç kimsenin ekrandan uzak tutulamayacağı” savıyla ihlal olmadığı değerlendirmesi yaptığı, Üst Kurulda da bunun kabul gördüğü anlaşılmaktadır.
Oysa yine uzman raporunda olan, ancak gerek Daire Başkanının, gerekse de Üst Kurulun dikkate almamayı tercih ettiği çok önemli bir husus yayında dikkat çekmektedir. Belgeselde anlatıcı üst ses, yani bir anlamda bizzat TRT’nin kendi sesi tarafından “eskiyi ret hastalığına müptela olmaksızın şahsiyetini koruyabilenler çok azdı.... O gündelik olanın peşinden gitmeden Allah demenin suç sayıldığı yıllarda...” gibi tanımlamalarla sözüm ona Cumhuriyetin ilk yıllarının anlatıldığı görülmektedir.
Elbette ifade özgürlüğü önemlidir ve sağlıklı bir demokratik yaşamın olmazsa olmazıdır. Ancak belgesel adı altında yanlış ve yalan bilgilerin iletilmesine itiraz etmek bir haktır ve gereklidir. Özellikle de bu bilgileri ileten kamunun vergileriyle faaliyetini sürdüren bir kamu yayıncısı ise bu itiraz hak değil görev haline gelmektedir. Bilindiği gibi Cumhuriyetin hiçbir döneminde, örneğin Allah demek suç sayılmamıştır. Bu ve benzeri yanlış bilgilerin TRT tarafından kamuoyuna iletilmesinin ihlalden öte suç sayılması gerektiği görüşündeyim.
Yayında 6112/8-1 (ç) ve (ı) bendi hükümlerinin ihlal edildiği düşüncesinde olduğumdan oy çokluğu kararında karşı oy kullandım.