İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 01.09.2015 tarihli ve 1070 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İLGİ : 10.07.2015 ve 021431 no'lu Evrak Akış ve Talimat Fişi ile gelen Fetullah Gülen vekili Av. Nurullah Albayrak'ın 03.07.2015 tarihli dilekçesi.
Hakkaniyet Hukuk Bürosu Avukatı Nurullah Albayrak Kurulumuza gönderdiği ilgi yazıda, A HABER ünvanlı medya hizmet sağlayıcının, 08.04.2015 tarihinde yayınladığı "Gece Ajansı" isimli programdaki bazı ifadelerin 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı olduğu, anılan program hakkında incelemenin yapılarak gerekli cezai işlemin uygulanmasını talep etmektedir.
"Gece Ajansı" isimli program haber bültenidir. Söz konusu haber bültenidir. Banu El'in sunduğu ve Vahdettin İnce ile Hikmet Genç'in konuk olarak katıldığı programda gündemdeki haberler izleyiciye aktarılmış ve bu haberlerle ilgili olarak konuklar yorumlarda bulunmuşlardır. Bu yayının bazı bölümlerinde "paralel yapı" ile ilgili olarak bir takım iddialara yer verildiği görülmüştür. İlgili kısımların deşifresi aşağıda verilmiştir:
"Hikmet Genç: Bunlar (Doğan Yayın Grubunu kast etmektedir) dün cundacıydı, bilmemem evelsi gün paralelle birlikte maklube yediler paralelci oldular. e bugünde DHKP-C ile DHKP-C'li oldular (00:58)... / Sunucu (01:13): Sayın seyirciler eski FBI Danışmanı Paul Williams "Gladiyo Operansyon" isimli son kitabında paralel yapının CIA'yla olan kirli ittifakını gözler önüne serdi. paralel yapını Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'a dahi suikast girişiminde bulunduğu anlatılıyor. / VTR: Türkiye Cumhuriyeti yönelik darbe girişimiyle yıllardır süren istikrarı bozmaya çalışan paralel yapının benzer faaliyetleri biçok ülkede uygulamaya çalıştığı ortaya çıktı. Eski FBI Danışmanı amerikalı yazar Paul L. Williams Gladio operasyonu adlı son kitabında paralel yapının CIA ile olan bağlantılarını deşifre etti. Aynı zamanda terör uzmanı olan Prof. Williams yeni çıkacak kitabında Fetullah Gülen'in gerin yapılanmasını ortaya koydu. Kitapta Gülen'in eski ABD Ankara Büyükelçisi Mark Grossman tarafından keşfedildiği anlatılıyor. Gülen2in sovyetler birliğine karşı kullanıldığını kaydeden Grossman, Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'a düzenlenen suikastın arkasında Gülen'in olduğunu söylüyor.../ Sunucu: Bu kitaba ilişkin detaylar bugün medyada yer aldıktan sonra günün en çok konuşulan konularından biri haline geldi, değerlendirmelerinizi rica edecem, çünkü Mark Grossman tarafından Fetullah Gülen'in keşfedildiği ifade ediyor. Özellikle Amerikalı önemli şahsiyetlerle bu yapının, Fetullah Gülen ve çevresindeki ismilerin ciddi bir irtibatı olduğu da özellikle son bir yıl içerisinde ciddi olarak ortaya çıkmıştı, Vahdettin Bey sizle devam edelim, ne diyorsunuz kitapta yer alanlara, bu iddialara? / Vahdettin İnce: Yani bu iddiaları yadırgamadım. Bana şey gelmedi, garip gelmedi. Çünkü paralel yapı demekki nelere bulaşmış. Bir takım şeylere, bir takım yerlere gelmek için çok riskli tehlikeli bir takım ilişkilerin içine girmek zorunda kalmış, yada isteyerek böyle bir ilişkinin içine girmiştir. Benim için çok daha içimi acıtan husus, b,r dini cemaat. Bir siyasi yapı, bir siyasi parti oluşturursun, bu siyasal parti bir takım ilişkiler içine girer, bu işin doğasında vardır. Fakat bir dini cemaat tıpkı bir siyasal parti gibi yurt içinde ve yurt dışında bir takım ilişkilerin içine girdiği zaman onun ceremesi çok daha ağır olur. Çünkü bir kere dinin, özellikle bu dönemde bu çağda belli politik yapılardan uzak durması gerekiyor... Hükümete karşı bir takım atraksonlara içerisine girmesi, bir takım kumpaslar kurması bütün bunlar suçtur. Hükümet bunlara karşı önlemlerini alır. Ama onun dinin bu özelliği noktasında meydana getirdiği tahribat çok daha büyüktür... Siz bu dini duygulara zarar verdiğiniz zaman özellikle bilerek, isteyerek bir takım yapıların istekleri doğrultusunda bunu yaptığınız zaman bunun vebali başka şeylerle ölçülemez. Çok ağır bir vebaldir. Ve bence Kuran'ı Kerim'de sık sık geçilir Allah'ın dinine, Allah'ın ayetlerine ihanet edenlerin hem bu dünyada hem de ahirette bir rüsva olma durumu söz konusudur. İşte dünyada rüsva olmak herhalde böyle birşey. Bütün o kirli çamaşırlarınızın ortaya dökülmesidir. Dostlarınız tarafından sizin deyim yerindeyse deşifre edilmenizdir. Cemaate gönül vermiş ya da bu paralel yapı içinde yer almış insanların bunları düşünmeleri gerekiyor. Evet, şimdiye kadar 17 Aralık süreçleriyle, 6-7 Şubat süreçleriyle ilgili olarak bir takım yanlışlıklar yapmışlar, ülkede hükümeti devirmeye yönelik, MİT başkanına yönelik operasyonları olmuştur, MİT tırlarını durdurmuşlardır..."
Yapılan incelemede, programda paralel yapıyla ilgili bazı iddiaları gündeme getiren bir kitabın içeriğinin konu edindiği ve bu kitap üzerinden paralel yapının ve Fetullah Gülen'in ilişkileri eleştirilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 8 Temmuz 1999 tarihinde karara bağladığı Sürek/Türkiye Davası'nın (26682/95) gerekçesinde, izin verilebilir eleştirilerin sınırları siyasetçiler ve kamuya mal olmuş kişiler açısından daha geniştir. Bu nedenle, kamuya mal olmuş kişilere yönelik ağır eleştiriler, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmektedir. Yargıtay'ın 2009/10167 sayılı kararına göre; eleştirinin bir hak olmaktan çıkıp, suç boyutuna girmesinde başvurulacak ölçütler, muhatabın sıfatı, sosyo-kültürel durumu, toplumda egemen örf ve adetler, ülke kamuoyunda yarattığı etki gibi unsurlar gözetilmelidir. Tartışmanın muhatabı olan ve habere konu edilen kişi olan Fetullah Gülen, son yıllarda dini kimliğinden ziyade siyasal meseler söz konusu olduğunda ülke gündemine gelmektedir. Bazı siyasetçilerle polemiklere girmekte ve siyasal konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunmaktadır. Bu nedenle, Fetullah Gülen'e ilişkin yapılan eleştiriler herhangi bir vatandaşa yapılan eleştiri kapsamında değerlendirilemez. Kamuya mal olmuş bir kişi olarak Fetullah Gülen'e yönelik ağır eleştiriler, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir.
Ayrıca, programda dile getirilen görüşlerinin doğruluğunun ya da yanlışlığının tarafımızca açıklığa kavuşturulması mümkün olmadığı, bunların ancak bağımsız mahkemelerce karara bağlanabileceği değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak, A HABER logolu medya hizmet sağlayıcının söz konusu yayınında 6112 sayılı Kanun açısından bir ihlalde bulunulmadığı, şikâyetçinin düzeltme ve cevap hakkını kullanabileceği değerlendirilmiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu, 6112 sayılı Kanun'un herhangi bir maddesinin ihlal edilmediği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca rapora konu yayında 6112 sayılı Kanunun herhangi bir hükmünün ihlal edilmediği kanaati belirtilmiş ise de; söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda; İhlal konusu yayında haber niteliği aşılarak kişiler hakkında suçlu olduğuna dair kesin yargıların dile getirilerek adı geçenlerin suçluymuş gibi gösterilmeye çalışıldığı ve bu nedenle, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan; “Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.” Hükmünün ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Yayın kuruluşu hakkında 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının(i) bendinin ilk defa ihlali nedeniyle; Kanunun 32 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca “Uyarı” yaptırımı uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; A Haber logosuyla yayın yapan TURKUVAZ MEDYA YAYIN HİZMETLERİ A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendindeki; “Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.” hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “UYARI” YAPTIRIMININ UYGULANMASINA,6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, aynı yayın ilkesinin tekraren ihlali halinde, Kanunun 32 nci maddesinin İkinci fıkrasında yer alan; “Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası yaptırımı uygulanacağının, yapılacak tebligatta bildirilmesine, Üst Kurul Üyeleri Hamit ERSOY, Nurullah ÖZTÜRK, İlhan YERLİKAYA ve Taha YÜCEL’in karşı oylarıyla, oyçokluğuyla karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 07.10.2015 gün ve 43 sayılı toplantıda aldığı 45 no.lu karara karşı oy yazısı.
Taha YÜCEL Şerhidir.