İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 24.08.2015 tarihli ve 1172 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“FOX logosu ile yayın yapan Huzur Radyo Televizyon A.Ş. ünvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hafta içi her gün saat 07:25-10:00 saatleri arasında "Çalar Saat" adlı haber bülteni yayınlanmaktadır. Sunuculuğunu Murat Güloğlu'nun yaptığı rapora konu Haber bülteninde gündeme dair gelişmeler, yurttan ve dünyadan siyasi ve sosyal haberler, öne çıkan gazetelerin ilk sayfa haberleri, sunucunun çeşitli sosyal medya hesaplarına gelen izleyici mesajları eşliğinde ekrana getirilmektedir.
Medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 21.07.2015 tarihli Çalar Saat adlı haber bülteninde Muğla Güvercinlikte'ki Pina Yarımadasında yükselen otel inşaatına ilişkin olarak ekrana bir haber getirilmiştir. Haber kurgusunda inşaatın yükseldiği alandaki ağaçların kasten yakıldığına, Çevre ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun medyada yer alan demeçlerinin aksine hareket ederek, ormanlık arazilerin betonlaştırılması ve doğanın katledilmesine seyirci kaldığı mesajı eleştirel bir dille verilmiştir. Haber öncesinde ve sonrasında sunucu Güloğlu'nun yorum içeren ifadeleri; sunucunun habere ilişkin sosyal medya hesaplarına gelen yayıncı sorumlulukları bağlamında hiçbir eleme yapmaksızın okuduğu izleyici mesajları ile haberin algılanışını yönlendirdiği; haberin verilişinde tarafsız bir tutum takınmayarak izleyici nezdinde özgürce kanaat oluşumunun engellendiği; bununla birlikte mezkur haber kurgusu üzerinden habere konu kişi ve kuruluşun küçük düşürüldüğü ve aşağılandığı görülmüştür. 22.07.2015 tarihli aynı programda söz konusu haber, Çevre ve Su İşleri Bakanlığının medyada bu haliyle yer alan haberin aslına ilişkin resmi WEB sitesinde yayınladığı basın duyurusu sonrasında yeniden ekrana getirilmiştir. Ancak ikinci haberde Bakanlığın açıklamasında yer alan konunun gerçeklerini açıklayan veriler göz ardı edilmiş; bakanlık, haberin iddiası üzerinden yeniden ve daha keskin bir dille töhmet altında bırakılmış; tamamen taraflı ve yorumla biçimlendirilen bir haber kurgusu hakim olmuştur. Sunucu, sunduğu haber sonrasında kendi iddiasını desteklemeyen izleyici mesajları karşısında mesajın geldiği platformu ve mesajı gönderen kişinin adını apaçık söylemiş; bu tür mesaj gönderen izleyicilere karşı argo ve küfür içeren ifadeler kullanmış; bu haliyle de kişileri ötekileştirici, hedef gösterici, aşağılayıcı ve yaftalayıcı bir dil kullandığı görülmüştür. Rapora konu haberlerin yayınlandığı saat ve içerikler aşağıda yer almıştır:
21.07.2015 Çalar Saat
09:25:35-09:31:53 Sunucu "Arkaya bir görüntümüz var verelim. Buna söylenecek laf çok değerli dostlar. Bir Bakanın şuursuzluğunu ekranlara getireceğiz şimdi. Geçici hükümetimiz malum geçici Bakanlar da söz konusu, Çevre ve Orman Bakanı değil mi ama ne çevreyle ilgisi var ne de ormanla! Burası Bodrum'da değerli dostlar. Milas-Bodrum Karayolu üzerinde Bodrum'a yaklaşık 15-20 km hemen baktığınızda denizi sağ tarafınıza alıyorsunuz şöyle bir bakıyorsunuz işte bu ucube yapılarla karşılaşıyorsunuz. Geçtiğimiz yıllarda bu binaların, betonların olduğu yerde Kızılçam ormanı vardı, yakıldı, yaktırıldı. Allah belalarını versin ve ondan sonra efendim işte Bakan çıktı asla öyle bir şey olmayacak, yeşillenecek dedi. Zaten haberimizde de var ama gördüğünüz gibi böylesi beton binalarla karşılaşıldı değerli dostlarımız. Bodrum'daki bu ucubeye imza atanları şiddetle kınıyoruz, şiddetle kınıyoruz. Bu doğa katliamına imza atanları kınıyoruz. Yargıda inşallah hesabını verecekler... Mavisi ve yeşili ile göz kamaştıran Ege'nin Pina Yarımadası 2 yıl önceki yangın felaketinin ardından şimdi betonla kaplanıyor. Üstelik Orman Bakanı ama ormanla alakası olmayan Eroğlu'nun asla sözüne rağmen. Şuursuz bir açıklamaydı. O tarihte yeniden ağaçlandıracağını söylemişti. Orman alanında ilk 5 yıldızlı otel şu an yükselmeye başladı bile, buyurunuz üzerine konuşacağız daha" ifadeleriyle haberin ön sunumunu yaptıktan sonra haber Bakan Eroğlu'nun tarih ve zaman belirtilmeden yayınlanan "Yanan alanı göstermiş burada otel olacak... Öyle bir şey söz konusu değil, benim genelgem var." şeklindeki ifadelerine yer verilmiştir.
Haberde dış ses: Bakan böyle dedi ama tam tersi oldu. Yanan ya da yakılan Ege kıyısındaki orman arazisinde koca bir otel belirdi. İki yıl önce Muğla'nın Güllü Körfezini bir mücevher gibi süsleyen Pina Yarımadasına ateş düştü. Yangın, dünyada ender görülen Halepçamlarının da bulunduğu ormanı küle çevirdi.
Bakan Eroğlu: "Maalesef burayı kasten yakmışlar. Kasten."
Dış ses: Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu yangın bölgesini helikopterle gezdi. Bakan o dönemde yanan bölgede inşaat yapılacağı iddialarına sert çıktı.
Bakan Eroğlu: "Varsa bir yer gösterin, onu kendim geri alacağım. Böyle yanan bir alanı başka bir maksatla vermek mümkün değil ve varsa buyurun hodri meydan diyorum."
Dış ses: Bakan Eroğlu'nun hodri meydanı 2 yıl sürmedi. Yanan ormanlık alana imar izni verildi ardından otel inşaatları başladı, yarımadaya beton döküldü, ilk 5 yıldızlı otel yükseldi..."
Sunucu Güloğlu: "Sorular var: İmar iznini kim verdi, şu ucubeye imar iznini kim verdi? Çevre ve Orman Bakanı az önce açıklamasını yaptı ki iki yıl önce yapılan bir açıklamaydı. Çevreyle alakası olmayan, ormanla alakası olmayan bir Bakandan bahsediyoruz değerli dostlar. Orman kasten yakıldı diye açıklamasını yapmıştı ama kim izni kim verdi, bu izni kim verdi, şu beton yığınına? Bodrum'un en güzel, Bodrum'u boş ver Dünyanın en güzel bir, Yüce Rabbimizin bize verdiği, insanlara koruması için doğayı verdiği en güzel yerlerden biriydi, ama işte gördüğünüz gibi Kızılçam ormanlarını önce kasten yaktılar ardından da imar izni verdiler ve Bakanlıkla alakası olmayan Eroğlu da işte gördüğünüz gibi şu ucubeyi umarım görüyordur, şöyle iyiden iyiye görsün değerli dostlar. Ne demişti İzmir'de yaptığı bir açıklama, 'bize 8 milletvekili verin şu kadar daha fazla milletvekili verin size müjdeyi daha da fazla verelim' demişti. Ama anladığımız kadarıyla müjdesi bu! Burdan elbette ki görevlilere, yetkililere hesap vermesi konusunda bir çağrıda bulunuyoruz bir açıklama yapmasını bekliyoruz ...Pina Yarımadasının hali pürmelali budur değerli dostlarımız. Doğayı katlettiler, bilerek yaktılar ormanları, kasten yaktılar ardından da imar iznini vererek aha da bu beton blokları bol miktarda diktiler Bodrum'un göbeğine!"
Bu yorumunun ardından sunucu konuya ilişkin izleyicilerden gelen kişi ve kurumlara ilişkin, yaftalama, aşağılama, argo ve küfür içeren mesajları olduğu gibi açıkça okumuştur. Bunlar sırasıyla: "Kansız, vicdansız bunlar. Allah bizi korusun demiş Özlem. Açıklama yaparken Bakan gülmüş zaten, ki ne kadar Bakan diyebilirsek! Bu otel hangi Bakanın kızının acaba diye de soruyor Semih. İnsanları aptal yerine koyuyorlar resmen diye de Samet kardeşimizden gelen bir mesaj. Başka başka var bol miktarda. Şu ormanı yakanlar, kesenler o Çevre ve Orman Bakanına lanet olsun demiş Şirin Yörükoğlu. ...Doğayı katlettiler, kılıfına uydurdular, yine birilerinin cebi boşalmıştır, yine birilerine cukka gitmiştir! Bodrum'da her yangın bir rant kapısıdır. Bakan kendisi bile söylediğine inanmıyor, biliyor insanlar hemen unutur! Yazık bu ülkede hakkımız bunlara sonuna kadar haram olsun demiş bir başka arkadaşımız da değerli dostlar. Mersin yangınında da aynı şekilde çıkar bu betonlaşma diyor. Hangi otel yapılıyormuş acaba diye de Fatma arkadaşımız soruyor, ancak yazık o güzelim doğaya, bu zihniyeti şiddetle kınıyorum diye de eklemiş." Okuduğu mesajların ardından sunucu "Çevreyle ve Ormanla alakası olamayan bir adamı getirir oraya koyarsanız, oturtursanız öyle şuursuz açıklamalarını hep beraber dinleriz daha da sonra efendim böylesi doğa katliamına çanak tutulur, şiddetle kınıyoruz değerli dostlar!" ifadelerini kullanmıştır. (Klip Haber-Sunucu Yorum 1)
09:34:22-09:35:53 Sunucu Güloğlu haberdeki iddialarını destekleyen mesajları okumaya devam etmiştir. Ancak aksi yönde farklı fikir ve yorumlar karşısında mesajı gönderen izleyiciye yönelik alay etme, argo, küfür ve aşağılama ifadeleri kullanmış, aynı zamanda isimlerini açıkça okuyarak mesaj gönderen kişileri hedef göstermiştir. Bunlar sırasıyla: "Doğayı yok ediyorlar demiş İlknur kardeşim. Oooh, Bodrum'a giden kesimse nedense genelde şu an otel yapılmasını eleştiriyor falan filan gibilerinden Melike arkadaşımız. Hemen bazılarının avukatlığına soyunuyor, malumunuz troll kardeşlerimizden gelen mesajlar! Türkiyemizin, ne? Zengin abiler, ablalar faydalansın filan, olay o değil, olay doğa katliamından bahsediyoruz. İşte ağaçlarımız, ormanlarımız neden daha fazla yakıldığını daha net anlıyorsun değil mi güzel kardeşim? Ağaç çok abartmayın demiş bir geri zekâlı Tuncer değerli dostlar. Allah sizi kahretsin diyor bir başka kardeşimiz değerli dostlar. Allah selamet versin gerçekten şu mesajları görseniz de yerimde olsanız da insanın çığırdan çıkmaması imkansız. Hangi Bakanın oğluna rant için yakıldı acaba o ormanlar diye sormuş Umut Arslan. ..., Bir ağaçtan bile ahirette hesabı sorulacak ne aymazlıktır arkadaşım bu! Birisi demiş ki Duygu, ya o otelde siz tatil yapacaksınız, hıı? Güneşin tadını siz çıkaracaksınız, şuursuz konuşmalara dikkat diyen gayet aptalca ve salakça bir yorum geldi. Bunu da sizlerle paylaştık bizi kimlerin izlediğini görün arkadaşlarım." (Klip Haber-Sunucu Yorum 2)
22.07.2015 tarihli Çalar Saat adlı haber bülteninde Bakanlığın resmi WEB sayfasından yaptığı 21.07.2015 tarihli basın duyurusuna istinaden konu yeniden haberleştirilmiş, sunucunun yorumu ve izleyici mesajları eşliğinde aşağıdaki şekilde sunulmuştur:
09:27:58-09:32:23 Sunucu "Ucubeden görüntüler değerli dostlar... Yanan ormanların içine bu beton yığınını döken zihniyeti görüyoruz değerli dostlar. Şunun başka bir zihniyetten farkı var mı? Şimdi adını söylemeyeyim. Deminden beri haberlerimizde verdiğimiz terör örgütlerinin zihniyetinden haberi var mı değerli dostlar? İşte bunlar da doğayı katlediyorlar. Kimi insanları katlediyor kimi de doğayı katlediyor. Dün konuştuk Bakan için, Bakan Bey için, bürokratları için, Bakanlık için şuursuzca açıklamalar yapıyorlar dedik, haksız da değildik. Öyle bir açıklama geldi ki, bi bakalım değerli dostlar buyurunuz. Ege'nin Pina Yarımadasında Bodrum'a giderken yanan ormanlık alana yapılan otel inşaatları ile ilgili Orman Bakanlığından ama alakaları olmayan, ilgileri olmayan Bakanlıktan bir açıklama geldi. Bakanlık, Orman Bakanlığı yanan ağaçların Halepçamı değil Kızılçam olduğu savunmasını yapmış ee? İmar izninin de yangından dikkat buyurun yangından bir yıl önce imar izninin verildiğini açıkladı, kim? Orman Bakanlığı!" şeklin yorum, aşağılama, itham ve özgürce kanaat oluşumunun oluşmasını engelleyen ifadeleriyle haberin ön sunumunu yapmıştır.
Haber, bir önceki gün yayınlanan haberdeki Bakanın ifadeleri, orman yangını ve otel inşaatı görüntüleri ile başlamıştır. Haberde dış seste "Yanmasalar zaten kesilerek yok edileceklerdi! Ağaç katliamına yangından bir yıl önce vize verildiği ortaya çıktı. Bakanlık yanan ağaçların da iddia edilenin aksine türüne az rastlanan Halepçamı olmadığını açıkladı. "Yanan Kızılçam ağacı bölgede zaten çok var" diyerek bir çam daha devirdi...(Bakanlığın konuya ilişkin duyurusundan diğer kısımlar flulaştırılarak yalnız bir cümle ekrana getiriliyor.) Bakanlığa göre bölgede sayısı çok olan Kızılçamların kesilmesi ya da bir yangında kül olması normaldi. Zaten 2007 yılında onlarcası Muğla'nın Güllük Körfezi Pina Yarımadasında yandı... Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun sözlerinin aksine yanan alanda otel inşaatı yükseldi. Gelen tepkiler üzerine de Bakanlık yazılı açıklama yaptı. O duyuruda anlaşıldı ki yangından bir yıl önce devlet eliyle ağaç kesimine onay verilmişti... Bölge halkı da çevreciler de tepkili. Ancak buna rağmen Güllük Körfezinin incisi her geçen gün biraz daha kararıyor." şeklinde ifadeler geçmiştir. Bu haberin ardından sunucu "Efendim yanmasa o orman, o ağaçlar -ha Kızılçam ormanmış sıkıntı yokmuş yani- tövbe ya Rabbim yapılan açıklama bu, Bakanlık tarafından. Bu ormanlar, bu ağaçlar yanmasa zaten kesilerek yok edilecekmiş. Yangından bir yıl önce şu oteli yapan zatı muhteremlere, para babalarına zaten burayı peşkeş çekmişler. Bizim Orman ve Çevre ve Su İşleri Bakanlığımız değerli dostlar. Ormandan ve çevreden ve su işlerinden bi haber adamları oraya Bakan, oraya bürokrat yaparsanız aha da sonunuz böyle ucube olur değerli dostlarımız gördüğünüz gibi! Acaba sorular var: Nasıl bir rant kazanılıyordu, kimlerden rüşvetler ya da başka bişeyler alınıyordu, cukkalar nasıl oluşturuluyordu? ...Yapılan şaka gibi ama gerçekleri gayet güzel bir şekilde yansıtan açıklamaları hep beraber gördük. Dediğimiz gibi ormandan, çevreden bi haber insanları oraya Bakanlığa oturtursanız aha da sonuç böyle oluyor değerli dostlar. Gördüğünüz gibi ucubeleri diktiler oraya, her yer beton oldu. Milas'tan Bodrum'a giderken sağ tarafta görün bakın neler oluyor. İşte bunlar oluyor! Hep beraber de göreceğiz, oraya gidecek zengin kardeşler, dostlar, böyle para babaları göbeğini kaşıya kaşıya da tatil yapacaklar, kim bilir! Kimler nasıl nemalanıyor ama olan bizim memleketin ağacına oluyor, doğasına oluyor, katlediliyor. Şiddetle kınıyoruz değerli dostlarımız, bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum." şeklinde son derece kaba, yaftalayıcı ve aşağılayıcı, yorum içeren ifadeler kullanmıştır. (Klip Pina Yarımadası-Yorum)
09:34:17-09:35:56 Sunucu konuya ilişkin yorumlarını destekleyen sosyal medyadan gelen izleyici mesajlarını yayıncı sorumluluğundan uzak bir şekilde olduğu gibi açıkça okumuştur. Ancak kendi yargılayıcı, yaftalayıcı ifadelerini, yorumlarını ve haber kurgusunun iddiasını desteklemeyen yorumlar karşısında, argo ve küfür niteliği taşıyan ifadeler kullanmaktan ve o kişileri ötekileştirmekten, isimlerini afişe ederek hedef göstermekten çekinmemiştir. Bu yorumlar sırasıyla: "Şimdi soru şu? Öncesinden o orman arazisini almışlar ise o zaman o ormanı kim yaktı? Satın alanlar mı yani bu oteli yapanlar mı, bu katliama imza atanlar mı yoksa Devlet mi yaktı ormanı diye sormuş Murat Baltacı 33, buyurunuz instagrama yazmış değerli dostlar. Bakana, bürokratlara ömür boyu bedava tatil mi vermişler acaba Bahar isimli arkadaşımızdan gelen bir başka mesajdı. Hı? O otele tatile ilk gidecek olan yine sen ve senin gibilerdir, boşuna laf ebeliği yapma diyen çevreden bi haber değerli dostlar Hamza Akar isimli arkadaşımız. İşte bu arkadaşımız gibi odun kardeşimiz yazıyor bize mesajını! Sen ağaçta mı yaşıyorsun acuze diyor bir başka arkadaşımız da değerli dostlar. Hadi bakalım gelen mesajlar bunlar işte görüyorsunuz! Ne demiş Hz.Peygamber, Hz. Muhammedimiz değerli dostlar Hz.Peygamberimiz kıyamet günü yaklaşsa bile elindeki zeytin ağacını dikeceksin demiş. Bizler de öyle yapmıyoruz, ha o bilmem ne ağacı değil Kızılağaç çevrede de zaten bol bol var, yak gitsin diyoruz değerli dostlar. Bazı arkadaşlarımız ruhsatı veren CHP Belediyesini ağzına bile almıyorsun demiş Muhammet Ali Bayrak. Yapılan açıklamada Belediyeden herhangi bir açıklama gelmedi, bunu söyleyeyim. Benim CHP ile MHP ile AKP ile HDP ile şunla bunla bilmem neyle hiç bir P ile alakam yok. Sana söyleyeyim hırsızlığı kim yapıyorsa, doğa katliamını kim gerçekleştiriyorsa onun karşısındayım. ...Hiç farketmez, hemen olayı partileştirmeyin sen ve senin gibiler Muhammet Ali Bayrak senden bahsediyorum..." şeklinde yorumlardır. (Klip İzleyici Mesajları-Sunucu Yorum)
Mezkur haberlerde de yer aldığı üzere yayın kuruluşunun konuyu haberleştirmesinde gerçeğe aykırı bilgilerin gerçekmiş gibi verildiği, kamuoyunun kasten yanlış kanaate sahip olunmasına yönelik bir tutum içerisine girildiği bununla birlikte kişi ve kuruluşların, kamu kurumlarının eleştiri sınırları ötesinde aşağılandığı, küçük düşürüldüğü, iftiraya maruz bırakıldığı kanaati oluşmuştur. Şöyle ki haber metninde medya hizmet sağlayıcı, malum ormanlık alanın kasten yakıldığı, yaktırıldığı, sorumlu Bakan ve Bakanlığın yandaşlarına peşkeş çekmek, birilerinin nemalanmasını sağlamak adına doğanın katledilmesine, ormanın betonlaştırılmasına müsaade ettiği gibi açıkça doğruluk ve gerçeklik ilkesine aykırı ifadelere yer vermektedir. Konuya ilişkin Bakanlığın yaptığı açıklamadaki bilgileri vermek yayının, yayın ilkelerine aykırılığı kapsamında daha net bir bilgi verecektir.
Rapora konu haberde görüldüğü üzere haberlerin yayın kuruluşunda yayınlanmasını müteakiben 21.07.2015 ve 22.07.2015 tarihlerinde Orman ve Su İşleri Bakanlığının resmi WEB sayfasında konuya ilişkin iki duyuru yayınlanmıştır. 21 Temmuz tarihli basın açıklamasında otel inşaatının yükseldiği alanla ilgili olarak "Bahse konu alan Muğla İli Milas İlçesi Güvercinlik Köyü Güvercinlik Koyu Turizm Merkezi, Bakanlar Kurulunun 11/09/1987 tarih ve 87/12106 sayılı kararı ile ilan edilmiş ve 25/09/1987 tarih 19585 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Turizm merkezi içinde kalan alanın bir bölümü Bakanlığımızın 12/08/1991 tarih ve 1742 sayılı olurları ile Turizm Bakanlığı adına tahsis edilmiştir. ...Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğünce faaliyette olan otele 01/06/2006 tarih ve 87311 sayılı olurları ve Turizm Yatırım Belgesi ile 3600 nolu parselde 01/06/2006 tarihinde 87347 sayılı olur ile kesin tahsisi yapılmıştır. 3598 parsel no'su 13/11/2006 tarih ve 181932 no'lu olur ile kesin tahsis yapılmıştır. ...2007 yılında Güvercinlik'te meydana gelen orman yangınında zarar gören alan, yazıya konu 3598 no'lu parselin bitişiğindeki 3791 no'lu parsel olup, 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca bir turizm firması adına tahsisi yapılan alanın yaklaşık 29 dekarlık kısmı yangından etkilenmiştir. Bu parseldeki tahsis tarihi, orman yangınından öncedir. ...Yanan orman alanlarının tarla yapılması, imara ve yerleşime açılması gerek Anayasamızda yer alan hükümler gerekse 6831 Sayılı Orman Kanunu ilgili maddeleri gereğince mümkün değildir. Netice itibariyle ne Güvercinlik'te ne de ülkemizin herhangi bir yerinde çıkan orman yangınlarında zarar gören alanlar başka bir maksatla kullanılmamış, aksine aynı yıl içerisinde ağaçlandırma sezonunda yeniden ağaçlandırılmış ve yanan yerler yeniden orman olarak düzenlenmiştir." (EK-1) şeklinde açıklamalar yer almıştır. Basının ve kamuoyunun bilgisine sunulan açıklamalar, çarpıtılarak ve duyuruda ilan edilen gerçeklere aykırı bir biçimde manupüle edilerek söz konusu yayın hizmeti sağlayıcı kuruluşta 22.07.2015 tarihli Çalar Saat adlı haber bülteninde yeniden haberleştirilmiştir.
22.07.2015 tarihinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Bakan Veysel Eroğlu'nun konuya ilişkin açıklamaları aynı tarihte Bakanlığın resmi WEB sayfasında yayınlanmıştır. Muğla Güvercinlik'teki Pina Yarımadası konusunda basına yansıyan iddialar ile alakalı olarak Bakan Eroğlu, yarımadadaki söz konusu alanın 1987'de Turizm Bakanlığına tahsis edildiğini, alanla alakalı işlemlerin 1991'de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü ifade etmiştir. Eroğlu, belirtilen tarihlerde turizm maksadıyla ve ilgili kanun maddesiyle söz konusu alanın turizm teşvik alanları adı altında, o ildeki orman alanlarının binde beşini geçmemek kaydıyla turizm alanı olarak tahsis edildiğini ifade etmiştir ve kendi hükümetleri döneminde yanan hiçbir ormanlık alanın başka bir amaçla tahsis edilmediğini ve yeniden ağaçlandırıldığını yinelemiştir. Ayrıca göreve geldikleri dönemde ormanda yanan hiçbir alanın başka bir maksatla tahsis edilmediğini defaatle ifade etmiştir. (EK-2) Her iki basın açıklamasıyla konu açıklığa kavuşturulmuş, bu yayınların asılsız ve mesnetsiz olduğu, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığı, haberlerin maksatlı ve gerçek dışı olduğu görülmüştür.
Tüm bu somut bilgi, belge, açıklamalara rağmen söz konusu medya hizmet sağlayıcının bu yayınlarını iyi niyetle bağdaştırmak mümkün görünmemektedir. Konunun muhatabı Orman ve Su İşleri Bakanlığı açıkça alanın tahsisine yönelik tarih, sayı ve resmi bilgi beyan etmelerine ve bunu iki kez yapmalarına rağmen yayın kuruluşundaki söz konusu haberlerde bunun tam tersi bir çabanın hakim olduğu; Bakan Eroğlu'nun ve Bakanlığın doğayı katlettiklerine, sebep oldukları ve müsaade ettikleri doğa katliamı sonrası şuursuz açıklamalar yaptıklarına; haberdeki ifadeyle "ceplerine cukkalar indirdikleri" ve birilerine doğayı peşkeş çektiklerine ilişkin bir haber kurgusunun hakim olduğu görülmüştür. Bu yönde haberler yapmak, kamuoyunu konu ile alakalı özgürce kanaat oluşumuna engel olmasının yanı sıra, doğruluk ve gerçeklik ilkeleri ile de bağdaşmamaktadır. Bunun yanı sıra basın meslek ilkeleri çerçevesinde soruşturulması mümkün olan bir olay olmasına rağmen bu yapılmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın bir yayın politikası güdüldüğü, yukarıda ayrıntısıyla izah edildiği üzere konu ile alakalı oldukça somut bilgi, belge, açıklama olmasına rağmen gerçeğe aykırı bir yayın politikasının yayın ilkelerimiz açısından uygun olmadığı açıktır.
İtham edici, yargılayıcı, öznel yoruma dayalı bir niteliğe sahip olan söz konusu yayın dili ile kişi ve/veya kurumların yaftalanması, damgalanması, özgürce kanaat oluşumunun engellenmesi söz konusu olmaktadır. Medya, fikirlerin özgürce dolaşıma sokulabildiği bir alan olmakla birlikte; kişi ya da kuruluşları aşağılama, küçük düşürme, hedef gösterme keyfiyetinden ari olmalıdır. Toplumu yönlendirme, bilgilendirme ve biçimlendirmedeki rolü dikkate alındığında medya yasama, yürütme ve yargı erkinden sonra dördüncü kuvvet olarak işlev görmektedir. Demokratik toplumlarda kamu adına yönetimi denetleme görevine soyunan medyanın, bunu yerine getirirken tarafsızlık, doğruluk, toplumda özgürce kanaat oluşumunu engellememe ilkelerine bağlı olması temel şart olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazılı ve görsel basında gazeteciliğin temel görevi haberlerin kamuoyuna doğru olarak, açık ve tarafsız bir dille iletilmesidir. Ancak ilgili yayın kuruluşunun, farklı bakış açılarına yer bırakmayacak şekilde haberin algılanışını inşası yoluyla manipüle etmesi söz konusudur. Haber ve yorum arasında korunması gereken sınırın ihlal edilmesi suretiyle engellenen özgürce kanaat oluşumu ilkesinin önemi, Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesinin "Yayıncıların Sorumluluğu" başlıklı 7.maddesinin 3.fıkrasında "Yayıncı, haberlerde gerçekler ve olayların doğru olarak sunulmasını sağlayacak ve özgürce kanaat oluşumunu teşvik edecektir." ifadeleri ile güvence altına alınmıştır. Haberin doğruluğu ve tarafsız bir dille iletimi ve dolayısıyla kamu kanaatinin özgürce oluşmasının engellenmemesi yayıncının sorumluluğundadır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından 2014 yılında yayımlanan Yayın İlkeleri Rehberi'nde, haber niteliğindeki yayınların, kamuoyu tarafından beklenen tarafsızlıkla ve herhangi bir yorum eklenmeksizin sunulmasının esas olduğu belirtilmektedir. Ancak söz konusu haberde bunun tam tersi bir çabanın hakim olduğu; rapora konu ilk haberde haberin araştırılmadan, basın meslek ilkeleri çerçevesinde sorgulanması mümkün olan konunun araştırılmaksızın önyargılı ve yaftalayıcı bir dille haberleştirildiği; ikinci haberde ilgili kurumun açıklamasına rağmen bu yaftalayıcı dilin daha yoğunlaştırılarak sürdürüldüğü, açıklamanın manipüle edildiği saptanmıştır. Bu haliyle medya hizmet sağlayıcı kuruluşun basın ahlakına mugayir hareket ettiği görülmektedir.
Mevsuf haberlerde sunucu Güloğlu'nun haber öncesi ve sonrası yaptığı yorumlarda "Çevre ve Orman Bakanı değil mi ama ne çevreyle ilgisi var ne de ormanla! ...Allah belalarını versin, ...Kimi insanları katlediyor kimi de doğayı katlediyor. ...Bakanlık için şuursuzca açıklamalar yapıyorlar dedik, haksız da değildik. ...Çevreden bi haber insanları oraya Bakanlığa oturtursanız aha da sonuç böyle oluyor değerli dostlar. ...Nasıl bir rant kazanılıyordu, kimlerden rüşvetler ya da başka bişeyler alınıyordu, cukkalar nasıl oluşturuluyordu? ...Zengin kardeşler, dostlar, böyle para babaları göbeğini kaşıya kaşıya da tatil yapacaklar, kim bilir!" şeklinde haberin geneline hakim olan aşağılayıcı, töhmet altınca bırakan nitelikte ifadeler kullandığı görülmüştür. Bununla birlikte sunucunun haberin iddiasını desteklemeyen izleyici mesajları karşısında kişilerin isim ve medya platformunu belirterek hedef gösterdiği; argo ve küfür niteliği taşıyan ifadeler kullanarak yayıncı sorumluluklarından uzak bir tutum takındığı; kamunun bilgi alma hakkına hizmet etme konumundaki konumunu iddiasını desteklemeyen farklı fikirleri ve bunları ifade edenleri aşağıladığı, küfür ve argo ifadelerle ötekileştirdiği, tehdit ettiği bir imkan olarak kullanmıştır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: "Melike arkadaşımız. Hemen bazılarının avukatlığına soyunuyor, malumunuz troll kardeşlerimizden gelen mesajlar! ...Ağaç çok abartmayın demiş bir gerizekalı Tuncer değerli dostlar. ...Birisi demiş ki Duygu, ya o otelde siz tatil yapacaksınız, hıı? Güneşin tadını siz çıkaracaksınız, şuursuz konuşmalara dikkat diyen gayet aptalca ve salakça bir yorum geldi. Bunu da sizlerle paylaştık bizi kimlerin izlediğini görün arkadaşlarım. ...Hamza Akar isimli arkadaşımız. İşte bu arkadaşımız gibi odun kardeşimiz yazıyor bize mesajını! ...Hiç farketmez, hemen olayı partileştirmeyin sen ve senin gibiler Muhammet Ali Bayrak senden bahsediyorum." Sunucunun yayındaki belirtilen tavrına ilişkin olarak da RTÜK İletişim Merkezine izleyiciye argo ve küfür içeren ifadeler kullandığı, sadece Bakana değil izleyiciye de hakaret edildiği, haberleri kendi yorumuyla sunarak çarpıttığı, taraflı ve suçlayıcı bir dil kullandığı yönünde çok sayıda şikayet gelmiştir.
Sonuç olarak; FOX logosu ile yayın yapan Huzur Radyo Televizyon A.Ş. ünvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşunun bu yayını ile 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun "Yayın hizmeti ilkeleri" başlıklı,
(1) - İlgili kurum ve kişilerin basın açıklamalarına rağmen kişi ve kuruluşların, kamu kurumlarının eleştiri sınırları ötesinde aşağılandığı, küçük düşürüldüğü, iftiraya maruz bırakıldığı; mesnetsiz iddialar ile kişi ve kurumların hedef gösterilerek yıpratıldığı; bununla birlikte haberin iddiasını desteklemeyen izleyici mesajları karşısında kişilerin isim ve medya platformunu belirterek hedef gösterdiği; argo ve küfür niteliği taşıyan ifadeler kullanarak yayıncı sorumluluklarından uzak bir tutum takındığı; farklı fikirleri ifade edenlere küfür ve argo ifadelerle hakaret ettiği, onları aşağıladığı düşünüldüğünden 8. maddesinin 1.fıkrasının (ç) bendinde yer alan; yayın hizmetleri "..., kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ve
(2) - Basın ve meslek ilkeleri çerçevesinde soruşturulması mümkün olan konuların araştırılmayıp taraflı, yaftalayıcı, itham edici bir dille haberleştirmesi; ilgili kurum ve kişilerin resmi basın açıklamalarına rağmen manipülatif bir tutumla habere konu durumun saptırılarak tekraren sunduğu; konuyu haberleştirmesinde gerçeğe aykırı bilgilerin gerçekmiş gibi verdiği, kamuoyunun kasten yanlış kanaate sahip olunmasına yönelik bir tutum içerisine girildiği bu haliyle haberde yer alan yönlendirici, yargılayıcı, manipülatif haber kurgusu ve sunucunun yorum belirten ifadeleri ile izleyicinin özgürce kanaat oluşumunun önüne geçildiği düşünüldüğünden 8. maddesinin 1.fıkrasının (ı) bendinde yer alan; yayın hizmetleri "Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; ..." ilkelerini ihlal ettiği değerlendirilmektedir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın; 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (ı) bendinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Üst Kurulun 02/09/2015 tarih ve 2015/38 sayılı toplantısında karar yeter sayısına ulaşılamadığı,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe : Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda; ilgili kurum ve kişilerin basın açıklamalarına rağmen kişi ve kuruluşların, kamu kurumlarının eleştiri sınırları ötesinde aşağılandığı, küçük düşürüldüğü, iftiraya maruz bırakıldığı; mesnetsiz iddialar ile kişi ve kurumların hedef gösterilerek yıpratıldığı; bununla birlikte haberin iddiasını desteklemeyen izleyici mesajları karşısında kişilerin isim ve medya platformunu belirterek hedef gösterdiği; argo ve küfür niteliği taşıyan ifadeler kullanarak yayıncı sorumluluklarından uzak bir tutum takındığı; farklı fikirleri ifade edenlere küfür ve argo ifadelerle hakaret ettiği, onları aşağıladığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle söz konusu programda 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "…kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." hükmünün ihlal edildiği tespit edilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 21,25.10.2011, 18.12.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 22.12.2011, 17.01.2012 tarih ve 2011/69, 2012/03 sayılı toplantılarda alınan 28,29,17 nolu Üst Kurul Kararlarıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; aynı hükmün tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, FOX logosuyla yayın yapan HUZUR RADYO TELEVİZYON A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Haziran 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 34.458.957,09 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 344.590,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyeleri Esat ÇIPLAK, İsmet DEMİRDÖĞEN, Süleyman DEMİRKAN ve Ersin ÖNGEL’in karşı oyları, oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 30.09.2015 gün ve 42 sayılı toplantıda aldığı 25 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.
Üst Kurulun 30.09.2015 gün ve 42 sayılı toplantıda aldığı 25 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.
Üst Kurulun 30/09/2015 gün ve 42 sayılı toplantısında aldığı 25 no.lu karar karşı oy yazısı.
İsmet DEMİRDÖĞEN Şerhidir.