İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 02.03.2016/212 tarih/sayılı yazısı ve ilgili Uzman raporunun incelenmesi sonucunda HALK TV logosuyla yayın yapan Halk Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında alınan “6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan ‘Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz’ hükmünün ihlali” yönündeki Oyçokluğu kararına Karşıoy kullandım.
Bilindiği gibi Ankara’da meydana gelen patlamayla ilgili olarak 6112 sayılı Kanun’un 7’inci maddesi uyarınca Başbakanlık tarafından 17.02.2016 tarihinde saat 19:50 itibariyle yayın yasağı getirilmiştir ve Maniki Dünya isimli programda aynı gün patlama anının bir çok defa tekrarlanarak ekrana getirildiği görülmüştür. Bu konunun haber değeri taşıdığı ve yayın kuruluşları tarafından ele alınmak isteneceği açıktır. İlaveten, yayın saatinin yayın yasağı getirildiği saatle arasında çok az süre olduğu ve canlı yayında kuruluşların bilgi edinmekte gecikebilecekleri hususunun dikkate alınması gerektiği görüşündeyim.
Bunun yanı sıra, bilgi edinme hakkı, hatırlanacağı üzere Türkiye’nin de taraf olduğu birçok uluslararası belgede temel bir hak olarak yer almaktadır. Örneğin;
-1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi “Madde 19-Herkesin görüş ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, karışmasız görüş edinme ve herhangi bir yoldan ve hangi ülkede olursa olsun bilgi ve düşünceleri arama, alma ve yayma özgürlüğünü içerir.”
-1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi “Madde 10-İfade özgürlüğü Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir.(…)”
-2000 tarihinde kabul edilen Avrupa Birliği Temel İnsan Hakları Şartı “Madde 11-İfade ve Bilgi Özgürlüğü 1. Herkes ifade özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kamu yetkililerinin müdahalesi olmaksızın ve sınırları dikkate almaksızın görüş sahibi olma, bilgi ve düşünce edinme ve yayma özgürlüğünü de içerir. 2. Medya özgürlüğüne ve çoğulculuğuna saygı gösterilecektir” düzenlemelerine yer vermektedir.
Dolayısıyla, bilgi edinme ve haber alma hakkının dikkate alınmamasının ve mahkemelerin veya Başbakanlığın getirdiği yayın yasaklarının uygulanmasında yukarıdaki evrensel ilkelerin göz ardı edilmesinin hem çağdaş toplum yönetimi anlayışına, hem de sektörün reel gerçeklerine aykırı olacağı düşüncesindeyim. Yapılması gereken, tüm kuruluşları toptan bir anlayışla cezalandırmak yerine verilen yayın yasağının kapsamının dikkatli çizilmesi, iyi tanımlanması ve uygulamada temel hakları da gözeten bir yaklaşımın benimsenmesidir.
Buradaki gibi bir yayında da ihlal olduğu kararı alınmasının hatalı olduğu görüşündeyim. Yayında ihlale yol açan bir husus görmediğimden kararda Karşıoy kullandım.