“Fatih Portakal İle Fox Haber”
İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 03.02.2016 tarihli ve 116 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Huzur Radyo ve Televizyon A.Ş. unvanlı ve FOX logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hafta içi her gün sunuculuğunu Fatih PORTAKAL'ın yaptığı,"Fatih PORTAKAL ile FOX Ana Haber"isimli bir haber bülteni yayımlanmaktadır. Programın 04/01/2016 tarihinde saat 19:00'da yayımlanan bölümünün ilk kısmında son günlerde yaşanan terör saldırıları neticesinde şehit olan güvenlik güçlerinin cenaze törenleri haberleştirilmiştir. Haberin sunumu yapılırken sunucu"Bugün üç şehit var. İkisi asker biri de polis. İşte şehitler Diyarbakır'dan memleketlerine uğurlandılar sevgili izleyenler. Uğurlanırken bir de kulaklara masum, cılız bir ses takıldı. Bir bebek sesi. Baba, baba diyen bir ses." cümlelerini seslendirmektedir.
Haberin alt bandında "BABA, BABA, BABA..." yazısı eşliğinde annesinin veya bir yakının kucağında tuttuğu şehit çocuğunun "Baba! Baba! Baba! Dur." sözleri ve şehit çocuğunun annesinin ağlayarak "Koş babana kızım, koş babana sarıl son bir kez, hadi." sözleri duyulmakta ve bu sözler alt bantın üstünde yazı olarak da ekrana verilmektedir. Haberin sunumunda ağlayan şehit çocuğunun görüntülerine yakınlaştırma yapılırken ardından dış ses şu cümleleri seslendirmektedir: "Elinde bir gofret. Oyalamak için vermişler belli ama farkında yaşanan acının. Törenin başından beri bir ısırık almış sadece." Daha sonra yine şehit çocuğunun ağlayan annesinin şu cümleleri duyulmakta ve ekrana yazı olarak verilmektedir: "Baban uyuyor artık uyanmayacak kızım. Baban uyuyor, bizi bırakıp gitti baban." Devamında dış ses şu cümleleri sarf etmektedir: "Dilinden düşürmediği babasını bir daha hiç göremeyecek üç yaşındaki Zehra. On aylık kardeşi Muhammet ise baba bile diyemeden veda ediyor babasına." Şehit eşinin şehidin tabutuna ağlayarak sarılırken söylediği şu sözler de ekranda yer almakta ve gösterilmektedir: "Nolur kalk bizi bırakmayacağım diye söz verdin bir tanem."
Haberin devamında ise dış ses "Diyarbakır Sur'dan geldi acı haber. İki uzman çavuşla bir özel harekat polisi şehit oldu. Şehit polis Musa YÜCE 32 yaşındaydı. İngilizce öğretmeniydi aslında atanamayınca polis oldu. Sur'da PKK'lıların açtığı ateşle şehit düştü. Acı habere eşi Hatice YÜCE inanamadı. Tabuta koştu. Şehidin emaneti üç yaşındaki kızı Zehra ve on aylık Muhammet Ali ise kucakta uğurladılar babalarını. Şehit polisin cenazesi memleketi Kayseri'ye gönderilirken bir acı haber de Aydın'a düştü. Uzman çavuş Kenan KARABACAKLI da şehit oldu. 29 yaşındaydı. Şehadet haberi memleketi Aydın'ın Karacasu ilçesine ulaşır ulaşmaz evi dolup taştı. O eski köy evinden babasının feryatları yükseldi. Henüz 4 aylık evliydi şehit. Babasının ağlamaları elini dizlerine vurmalarının görüntüleri eşliğinde "Ah 4 aylık! 4 aylık gelinim ne eder? Ah yavrularım benim!" yazıları ekranda görülmektedir. Evinde Türk bayraklarıyla bekledi ailesi cenazesini. Dış sesin şu cümleleri ile haber sonlanmaktadır: "O çatışmada yaralanan bir uzman çavuş daha vardı. Hastaneye kaldırıldı. Akşam saatlerinde onun da acı haberi geldi. Tüm çabalara karşın şehit düştü."
Görüntüler içerisinde elinde gofretle ağlayan üç yaşındaki kız çocuğunun baba baba diye seslendiği görüntüler tekrar tekrar ekrana verilmiştir. Bununla birlikte askerlerin şehidin tabutunu taşıma görüntülerine de sıkça yer verildiği görülmektedir. Şehidin karısının tabutun üstüne sarılma görüntüleri, annenin baban uyuyor kızım baban uyuyor şeklindeki sözleri de yoğun bir şekilde yer almaktadır.
Medya, demokratik rejimlerde kamuoyu oluşumunda çok önemli bir role sahiptir. Çünkü, demokrasinin en temel önceliği, halkın ve vatandaşın haber alma özgürlüğüdür. Bunun için medya, liberal demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı erklerinin yanında dördüncü bir güç olarak yer alır ve diğer üç erke karşı halkın sesi olarak önemli bir işlev görür. Bilindiği üzere medya araçlarından birisi olan televizyonun haber vermek-bilgilendirmek faaliyeti önemli bir işlev olarak bilinmektedir. Etkisinin tüm kitlelere ulaşabilmesi açısından bakıldığında haber verme işlevinin önemi bir kez daha karşımıza çıkmaktadır.
Haberler, sosyal, ekonomik, siyasi vb. farklı konuları işleyen içeriklerdir. Bununla birlikte savaş, terör, doğal afet gibi kriz anları diye nitelendirilebilen olaylar da haberlerin konusudur. Özellikle ülkemizde bu olaylar kadar, bu olayların vuku bulmasından sonra olaydan etkilenen kesimler veya kşiler de medya tarafından sıkça haber konusu yapılabilmektedir. Ancak bu yayınlar yapılırken zaman zaman medya hizmet sağlayıcıların kamu güvenliği, kamu yararı, gibi konulara gereken özeni göstermedikleri özellikle de terör haberlerine ilişkin yayınlarında adeta terörün amaçlarına hizmet eder şekilde bir yayıncılık örneği sergiledikleri görülmektedir.
Yayıncılığın aynı zamanda kamusal bir sorumluluk görevi olduğu düşünüldüğünde yayınların belirlenen ilkeler çerçevesinde yürütülmesi bir zorunluluktur. Yukarıda ifade edilen özellikle terör haberlerinin verilmesinde kullanılan uslup kullanılan ifadelerin adeta terörün istediği bir şey gibi yani terörü güçlü, terörle mücadele eden güvenlik güçlerini ve de yakınlarını da güçsüz, zayıf, çaresiz göstermek gibi bir duruma yol açtığı açıktır. Bu tür haberler verilirken, farkında olunmadan teröristlerin korkutucu, yıldırıcı yönleri adeta açığa çıkarılmakta, bilinmeden terörün amaçlarına hizmet edilmektedir. Bu tür haberlerin verilmesinde yukarıda da görülebileceği üzere defalarca aynı görüntülere yer verilmesi, sık sık tekrarlara yer verilmesi, şehitlerin yakınalarının üzüntülü durumlarına yer verilmesi de aynı durumla izah edilmektedir.
Amacı kamuoyunu korkutmak olan terör, bu korkunun mümkün mertebe çok büyük kesimlere ulaşmasını arzu etmektedir. Terör, medyaya eylemlerini duyurması için özlelikle ihtiyaç duyar, medya açısından terör eylemleri birer haber olsa da terör grupları açısından farklı amaçları vardır. İngiltere eski Başbakanı Margaret Thatcher'in "medya terörün oksijenidir" tezi, terör ve medya ilişkisinin bu yönüne ilişkindir.
Ülkemizde geçmiş dönemlerde bir çok defa menfur terör saldırıları meydana gelmiştir. Hatırlanacağı üzere Tokat Reşadiye saldırısı da bunlardan birisidir. RTÜK Uzmanları tarafından bu saldırı sonrası cenaze törenlerinde yaşananlar, ağlayan anneler, babalar, bayılan şehit yakınlarının, yetim kalan çocuklarının, öfkeli ve tepkili kalabalıkların ve şehit ailelerinin evlatlarının tabutlarına sarılarak feryat etmelerine yönelik görüntülerin tekrarlanarak verilmesi üzerine yapılan çalışmalarda bu görüntülerin verilmemesi gerektiği, bu görüntülerin teröre hizmet ettiği özellikle vurgulanmış ve bu hususlar medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara bildirilmiş olmasına rağmen gerekli hassasiyetlerin hala gösterilmediği yukarıda yaşanan örnekte açıkça ortaya konulmaktadır.
Medyanın toplumsal çıkarların ön planda tutulması gereken kriz zamanlarında veya bu kriz anlarını müteakiben bu olaylardan zarar gören kişilere yönelik yapılan yayınların hem bu mağdur kişilere zarar vermemi hem de terör örneğinde olduğu gibi terörün amaçlarına hizmet etmemesi için medyada karar alıcı durumda bulunanlardan haberi aktaran muhabire kadar herkesin gerekli özen ve dikkati göstermesi birer zorunluluktur.
Sonuç olarak; HUZUR RADYO VE TELEVİZYON A.Ş.unvanlı ve FOX logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun bu yayını ile 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun"Yayın Hizmeti İlkeleri"başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde yer alan "Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz.Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz"hükmünü ihlal ettiği düşünülmektedir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Rapora konu yayın ile 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca yapılan değerlendirmesi neticesinde;
Her ne kadar bahse konu yayına ilişkin Uzman değerlendirme raporunda ve İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı tarafından söz konusu yayında 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin ihlal edildiği belirtilmiş ise de, bilindiği üzere AİHM içtihat ve ilkelerinde; görsel-işitsel medyanın “bekçi köpeği” ( public watchdog ) olma rolüne değinilerek, medyanın amaçsal rolü ve kamusal yönüne oldukça büyük önem atfedilmiştir. Bu doğrultuda, medyanın haber yayma görevine ek olarak halkın haber alma hakkı da önem kazanmakta olup, gerek 6112 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinde gerekse Anayasa’nın 28 inci maddesi ile güvence altına alınmıştır.
Bu itibarla, yayın içeriğinde yer alan görüntü ve ifadelerin terörün amacına hizmet etme kastının bulunmadığı, ülke gündemini meşgul eden olaylarla ilgili olarak bilgilendirme mahiyetinde ve haber olarak izleyicilere aktarıldığı, söz konusu durumun uluslararası metinlerle de güvence altına alındığı ve bu nedenle anılan yayında 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin ihlal edilmediği değerlendirilmektedir.
Bahse konu yayınının 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde geçen”...Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz.” hükmünün ihlali yönünden değerlendirilmesi neticesinde, FOX logosuyla yayın yapan HUZUR RADYO TELEVİZYON A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA Üst Kurul Başkanı İlhan YERLİKAYA ve Üst Kurul Üyeleri Hamit ERSOY ve Taha YÜCEL’in karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.