İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 01.02.2016 tarihli ve 97 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda; ; ÖZGÜR GÜN TV logosuyla yayın yapan GÜN RADYO VE TELEVİZYON YAY. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin ihlali nedeniyle yaptırım uygulanmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Söz konusu haber bülteninde; Şırnak’ın Silopi ilçesinde 2 kadının öldürülmesi ve ilçedeki gözaltı olaylarıyla ilgiyi bir haber yayınlanmıştır. Haberin devamında programa HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü telefonla bağlanmıştır. Haber spikerinin Ferhat Encü'ye yönelik olarak sorduğu soru ve devamında milletvekili tarafından kullanılan ifadeler ve açıklamalar gerekçe gösterilerek yayın kuruluşuna yaptırım uygulanması yoluna gidilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, siyasi kişiliğe sahip milletvekillerinin kürsü dokunulmazlıkları bulunup bu kapsamda beyan ettikleri görüşler nedeniyle yayıncı kuruluşlara yaptırım uygulanması Anayasaya aykırılık teşkil etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere ifade özgürlüğü sadece normal karşılanan bilgi ve fikirleri değil, aynı zamanda aykırı gelebilecek, sarsıcı bilgi ve fikirleri de kapsamaktadır. İfade özgürlüğü çoğulculuğu, hoşgörüyü ve açıklığı da gerektirmektedir ki bunlar sağlanmadan “demokratik bir toplum“ olamaz. Politik açıklamalarda ifade özgürlüğünün daha geniş yorumlanması gerekir. Ayrıca öncelikle, ifadenin şiddet çağrısı içerip içermediği konusu incelenmeli ve sadece ifade sahibine değil, aynı zamanda kullanılan terimlere ve bu ifadelerin hangi bağlamda söylendiğine bakılması gerekir. Milletvekillerinin ülke gündemine dair canlı yayınlarda yapmış oldukları değerlendirme ve yorumların tek düze olması, sadece resmi görüşü yansıtması beklenemez. Farklı, eleştirel görüşler mutlaka olacaktır ve yayıncı kurulular her görüşü kendi editöryal bağımsızlığı çerçevesinde kamuoyuna özgürce yansıtabilmelidir. Açıkça şiddet çağrısı yapılmadığı ve hakaret içerikli sözler kullanılmadığı sürece siyasilerin eleştirel yorumlarından dolayı yayıncı kuruluşa yaptırım uygulanmaması gerekir. Aksi durumda ilgili milletvekilinin konuşmasının içeriğinin cezalandırılması gibi bir sonuç ortaya çıkar ve bu da RTÜK’ün yayın ilkelerine, düşünce özgürlüğüne aykırılık teşkil eder.
Öte yandan, yayıncı kuruluşa verilen yaptırım “cezaların orantılılığı” ilkesi ile de bağdaşmamaktadır. İlgili daire raporunda yayıncı kuruluş için hem 8/1-a hem 8/1-b maddelerinden ayrı ayrı müeyyide uygulanması talep edilmiştir. Ancak raporda, hangi sözlerin (a), hangi ifadelerin (b) maddesi kapsamına girdiği açıkça belirtilmeyerek, toptancı bir yaklaşımla her iki maddenin işletilmesi istenmiştir. Bu da ilgili kuruluş açısından çok ağır bir yaptırıma dönüşmektedir. Daha önceki uygulamalarda böylesi bir müeyyide yöntemine rastlanılmamıştır. Hem (a) hem (b) maddelerinden ayrı ayrı ceza verilmesi ilk kez uygulanan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Lisans iptaline kadar gidebilecek bir ilke kapsamında ağır yaptırım uygulanması basın özgürlüğünün dolaylı bir şekilde tehdit altına sokulması anlamına gelebilecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.