saat 22.04’te yayınlanan “GÜNDEM ÖZEL” isimli program.
İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 06.01.2016 tarihli ve 17 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İlgi : Fethullah GÜLEN Vekili Av. Nurullah ALBAYRAK’ın 22.10.2015 tarih ve 32385
sayılı şikayet dilekçesi.
Beyaz TV logosu ile yayın yapan Kanal Beyaz Televizyon Radyo Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta; 10.09.2015 tarihinde moderatörlüğünü Ferda Yıldırım'ın yaptığı; Mehmet Şahin, Emin Pazarcı ve Metin Külünk'ün yorumcu olarak katıldığı haftanın önemli siyasi haberleri ve gelişmelerinin özellikle de söz konusu dönemde Cizre'de meydana gelen terör olaylarının yorumlanıp değerlendirildiği "Gündem Özel" isimli bir siyaset-yorum programı yayınlanmıştır.
Fetullah Gülen Vekili Avukat Nurullah Albayrak'ın ilgi yazıdaki dilekçesinde, Beyaz TV logolu televizyon kanalında 10.09.2015 tarihinde saat 22.00'da yayınlanan ''GÜNDEM ÖZEL'' adlı programda, "Son terör eylemleri Fethullah terör örgütünün silahlı kalkışmasıdır. Tabi şaşıracaksınız niçin diye. Son terör eylemleri paralel devlet yapılanması, diğer adıyla Fethullah Terör Örgütü'nün Türkiye'deki silahlı kalkışmasıdır. Yani geçmişte yurtdışındaki okulları üzerinden içeride de eğitim kurumları üzerinden kadife dokunuşlu olan bu örgüt Kobani eylemlerinde ön açarak, gezi de ön açarak ve son PKK Terör Örgütü'nün son 40 yılın en önemli kalkışmasında da akıl ve lojistik destek sağlayarak beraberinde istihbari destek sağlayarak son terör eylemleri PKK'nın kalkışmasından daha önemli Fethullah Terör Örgütü'nün Türkiye'deki devlete ve millete karşı bir silahlı kalkışmasıdır. Bu terör eylemleri ile Türkiye'nin Ortadoğu'ya çıkışı istenmiyor. Paralel devlet yapılanmasının 7 Haziran seçimleri öncesi HDP ile kapı arkalarındaki ittifakları beraberinde onun öncesinde bu örgüte mensup devlet içinde yapılanmış bu casusluk örgütünün elemanları devletin kendilerine verdiği yetkiyi kullanırken halkı tahrik etmek için hangi eylemleri ortaya koydukları kaçan iki savcının bir tanesinin gezi eylemlerinde PKK olsaydı şimdi ihtiyaç var noktasındaki cümleleri bu illegal yapılanmaların birlikteliğini ifade etmektedir. Çünkü paralel devlet yapılanmasının stratejik hedefi devleti teslim almaktı. O zaman da rahat rahat bütün bu projelerini uygulayabileceklerdi. Bu proje bu coğrafyada küresel sitatikoyu rahatsız etmeyecek bir edilgen Türkiye projesiydi. Paralel devlet yapılanmasının devşirilme süreci İslamın özünü yıpratmak kendi asliyetinden uzaklaştırarak küresel sitatikonun öngördüğü bir din anlayışını dayatmak, küresel sistemi rahatsız edecek Türkiye'nin genleşmesini etki alanının daraltmayı kabullenecek bir anlayışla. Bu yapı bugün PKK ile ittifak ettiğinin delilini arayanlar Google'ye sorduklarında zaten istedikleri cevabı alacaklardır." ifadelerinin kullanıldığını; bunun 6112 Sayılı Yasanın 8. maddesinin (b),(c),(ç),(e),(ı),(i) ve (k) bentlerine muhalif nitelikte olduğunu ve talebinin gereğinin yapılmasını istemektedir. Söz konusu bölümün deşifresi aşağıda verilmiş ve akabinde gerekli değerlendirmeler yapılmıştır.
Yapılan incelemede, ilgili yayında artan terör olayları özellikle de Cizre'deki olayların konuşulduğu programda moderatör Ferda Yıldırım, izleyicilerden gelen ve Cizre'nin kurgu olduğu, amacın Türkiye'yi Suriye'ye çevirmek olduğunun ifade edildiği, bir terör tehlikesinin olduğu ama hükumette de bir paralel paranoyası olduğu şeklindeki bir soruyu Metin Külünk'e yöneltmiş ve program şu şekilde devam etmiştir:
Metin Külünk: Bu bir paranoya değil, bir gerçek. Paralel Devlet Yapılanmasının 7 Haziran seçimleri öncesinde HDP ile kapı arkalarındaki ittifakları beraberinde onun öncesinde bu örgüte mensup devletin içerisinde yapılanmış bu casusluk örgütü elemanlarının devletin kendilerine verdiği yetkiyi kullanırken halkı tahrik etmek için hangi eylemleri ortaya koydukları Türkiye'yi terk eden kaçan iki savcının bu darbeci örgütün iki mensubunun bir tanesinin gezi eylemlerinde PKK olsaydı aslında şimdi ihtiyaç var noktasındaki cümleleri bu illegal yapılanmaların birlikteliğini ifade etmektedir. Çünkü Paralel devlet yapılanmasının stratejik hedefi devleti teslim almaktı. eğer 17 ve 25 aralık'ta hedeflerine ulaşabilselerdi emniyetin içerisindeki bir grup cuntacı yapıyla yargının içerisindeki bir grup cuntacı yapının bu kalkışmasıyla hedeflerine ulaşabilselerdi devleti ele geçireceklerdi, ele geçmiş bir devlette zaten bütün bu projelerini rahat rahat zaten uygulayabileceklerdi. Neydi bu proje? Bu proje Türkiye'de, bu coğrafyada küresel statükoyu rahatsız etmeyecek bir edilgen Türkiye projesiydi. Edilgen, etken değil. Zaten Paralel devlet yapılanmasının devşirilme süreci bir, İslam'ın özünü yıpratmak, İslam'ı kendi asliyetinden uzaklaştırarak küresel statükonun öngördüğü bir din anlayışını dayatmak, iki, küresel sistemi rahatsız edecek Türkiye'nin genleşmesini, etki alanını daraltmayı kabullenecek bir anlayışla. Dolayısıyla bu yapı bugün PKK ile ittifak ettiğinin delilini arayanlar hiçbir şey yapmaya gerek yok Google hazretlerine sorduklarında zaten bu cevabı kendilerine verecek...." şeklinde ifadeler kullandığı görülmüştür.(Klip 1)
Sonuç olarak; yukarıdaki hususlar göz önüne alındığında, Kanal Beyaz televizyon Radyo Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşun ilgili yayınında, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’a aykırı bir husus bulunmadığı kanaatine varılmıştır.”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu
Söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanun hükümlerinin ihlal edilmediği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının yukarıda alıntılanan uzman raporunda da ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere; söz konusu programın genelinde yapılan yayının ve yorumların, medyanın haber verme işlevi ve kamuoyunun haber alma hakkı bağlamında haber değeri ve niteliği taşıdığı, ifade özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkan basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olduğu; ifadeler irdelendiğinde de, nesnel bir değerlendirmeyle eleştiri niteliğini taşıdığı ve güncel bir tartışma konusu olması nedeniyle de üzerinde kamu yararı olduğu, kamuoyunun gündemini oluşturan konuyla ilgili tartışmalara katkısının olduğu, dolayısıyla ifade özgürlüğünün geniş yorumlanması gerektiği değerlendirilmektedir. Bu nedenle mezkur yayınının, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı bir husus oluşturmadığı kanaatine varılmıştır.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 17.02.2016 gün ve 10 sayılı toplantıda aldığı 33 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.