İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 06.01.2016 tarihli ve 28 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İlgi : Aydın DOĞAN Vekili Av. Aslıhan DURMAZ’ın 12.11.2015 kayıt tarihi ve 33790
sayılı şikayet dilekçesi.
Ülke TV logolu ve Beyaz İletişim A. Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta sunuculuğunu Turgay GÜLER'in yaptığı, Ahmet KEKEÇ, Savcı SAYAN, Yusuf Ziya CÖMERT ile Hasan ÖZTÜRK'ün katıldığı "En Sıradışı" isimli programdan bazı görüntülerin ekrana getirildiği "Köşeli Parantez" adlı program 23.10.2015 tarihinde saat 15.42'de ve muhtelif gün ve saatlerde yayınlanmıştır. (Klip - Köşeli Parantez - Ülke TV - 23.10.2015)
Aydın DOĞAN vekili Av. Aslıhan Dumlu DURMAZ ilgi yazı ile Üst Kurula başvurarak Ülke TV adlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 23.10.2015 tarihinde yayınlanan söz konusu programda yer verilen beyanatlar ile Aydın DOĞAN ve Doğan Medya Grubu hakkında sistematik şekilde hukuka aykırı, kişilik haklarını ve ticari itibarını zedeleyici, RTÜK yayın ilkelerini ihlal eden yayın yapıldığını ve yayıncı kuruluş aleyhine yaptırım uygulanması talebini sunmuş, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (c), (ç), (ı), (i) ve (j) bentlerini ihlal ettiğinden bahisle gereğinin yapılmasını ifade etmiştir.
Söz konusu yayın incelenmiş olup, şikayet edilen hususlara ilişkin deşifre metnine ve yapılan tespitlere aşağıda yer verilmiştir.
İlgi başvuruda şikayet edilen konu ve ifadeler şunlardır;
23.10.2015
Ülke TV
Köşeli Parantez
Ahmet KEKEÇ:Bir imtiyazdan geldikleri için buna karşılık bulamıyorlar.Eskiden hükümet yıkıp hükümet kurarlardı. Artık buna güç yetiremiyorlar. Bakan tayin ederlerdi, buna güç yetiremiyorlar.Efendime söyleyim.Medya organlarını baskı ve şantaj aracı olarak kullanırlardı, bunu çok yapamıyorlar, ki bu konuda Yargıtay'ın bir kararı var. Aydın Doğan'ın kendi medyasını baskı aracı olarak kullandığına ilişkin bir Yargıtay kararı var. Artık eski imkanlar yok.
Savcı SAYAN:Ben Türkiye'nin muhalefetini dizayn eden, Türkiye'nin muhalefetini gerçekten hakimiyeti altına alan güçlerin Aydın DOĞAN'ı da aldığına inanıyorum.Ben Aydın DOĞAN'ın artık uluslararası, Türkiye'yi dizayn etmek isteyen, Türkiye'yi yok etmek isteyen güçlerin Türkiye'deki kahyası olarak görüyorum. Yani ben artık o gazetenin Aydın DOĞAN'ın gazetesi olduğuna inanmıyorum. O televizyonların, o sermayenin ben Aydın DOĞAN'ın sermayesi olduğuna da inanmıyorum. Sadece Türkiye'yi biz nasıl böleriz, parçalarız, bitiririz.Bir kumpasa mı kurban gitti, bir şey mi oldu? Yoksabir insan, bir medya patronu, kendi ülkesi aleyhine bu kadar çalışamaz.Bu kadar medya organları bu kadar, ülkeyi gerçekten, ülkenin yararına olmayan ...
Turgay GÜLER:Bugün mü çalışıyor? Yani siz Baykal'la çalışırken, Aydın DOĞAN farklı mıydı? Onu diyorum.
Savcı SAYAN:Hayır, ben yıllardır diyorum. Yani sadece sayın ERDOĞAN dönemini demiyorum. BAYKAL dönemini diyorum, ÖZAL dönemini diyorum.Yani ben Aydın DOĞAN'ın uluslararası bu Türkiye'yi yok etmek isteyen. Türkiye'nin ilerlemesini engellemek isteyen, Türkiye'de sürekli karmaşayı, karışıklığı isteyen güçlerin kahyası olarak görüyorum.Burada bir emanetçi olarak, onların parasını idare ediyor, medyasını idare ediyor. Yoksa bir insan bu kadar. Hadi diyelim ki Tayyip ERDOĞAN kötü, velev ki Tayyip ERDOĞAN sizinle anlaşamıyor. BAYKAL'la anlaşamıyorsunuz, ÖZAL'la anlaşamıyorsunuz, Mesut YILMAZ'la anlaşamıyorsunuz, Tansu ÇİLLER'le anlaşamıyorsunuz, ECEVİT'le anlaşamıyorsunuz yani siz kimsiniz? Siz kimsiniz? Göreviniz ne bir açıklayın. Yani siz gazete patronuysanız, gazetenizi çıkarın satın. Siz ticaret yapıyorsanız ticaretinizi yapın. Ama siz niye herkes, böyle sizin amacınız ne, niye bu kadar Türkiye'nin hükümeti ile çatışıyorsunuz, hükümetleri ile çatışıyorsunuz.Türkiye'nin içini karıştırmak isteyenlerle niye bu kadar işbirliği yapıyorsunuz.Niye bu kadar iş tutuyorsunuz. Ya bunların cevabının olması lazım. Yani biz bu kadar saf olmamalıyız.Yani ben bugün, Aydın DOĞAN'ın bugünkü gazetesi Hürriyet'e bakıyorum. Baştan sona kadar küfür ediyor ama bugün borsada hisseleri değer kazanıyor. Bunun altında bir plan var, bunun altında bir proje var.İşte 1 Kasım seçiminden sonra...
Turgay GÜLER:Eğer koalisyon çıkarsa, koalisyonların çıktığı dönemlerde Aydın DOĞAN'ın hisseleri artıyor.
Yusuf Ziya CÖMERT:Bunların asrı saadeti muhtemelen 28 Şubat dönemidir. O dönemde çünkü askerin açıklamalarını bunlar tefsir ediyordu. Yani tefsir işlerini bunlar yapıyordu. Böyle bir mutlu dönem yaşadılar bunlar.İktidarın bir ucundan tuttular. Yani iktidarı devletle ve hükümetlerle paylaşır oldular.
Turgay GÜLER:İktidar mekanizmasını.
Yusuf Ziya CÖMERT: Tabi. Böyle bir saltanat sürdüler.Şimdi tabi özellikle AK Parti döneminde, AK Parti'nin temsil ettiği kitlelere son derece yabancı insanlar bunlar. Onları tanımazlar, bilmezler. Karşı karşıya geldiklerinde de burun kıvırırlar küçümserler. Böyle bir şey.
Turgay GÜLER:Hamburg'daki olayları yazamıyor. Mesela dün Hürriyet Gazetesi 5 milyon satıyordu da AK Parti dönemine gelince 10.000 satmaya mı başladı? Yoo. Dün Aydın DOĞAN Grubu'nun televizyonları 5 seyrediliyorsa bugün 1 mi seyrediliyor? Yoo. Dün Aydın DOĞAN bir takım ihaleler alıyor da yani yasal yoldan aldı yani bugün almıyor mu? Yoo. Dün Aydın Doğan 5 zengindi, Ak Parti iktidarı döneminde zenginliği dip mi yaptı? Yoo. Belki 5 kat daha zengin oldu. Yani hepsini topluyorsunuz aslında, Aydın Doğan'ın ekonomik olarak ticari olarak, efendime söyleyim hiçbir kaybı yok.
Hasan ÖZTÜRK: İşleri tıkırında.
Turgay GÜLER:Hiçbir kaybı yok, her şey tıkırında. Ama yine de, yine de akıl almaz bir saldırı gerçekleştiriyor.O da işte Türkiye'nin, benim baştan attığım başlık, yani milli güvenlik sorunu, yerli değil meselesi, kumaşı Anadolu tezgahında dokunmamış olma meselesi, yani Kelkitli meselesi değil bu iş.
Hasan ÖZTÜRK: Uzun zamandır zaten aynı şeyi onlar da yapıyor. Bir sağdan alıyorlar karıştırıyorlar yazıyorlar, bir soldan alıyorlar karıştırıyorlar yazıyorlar. Diyor ki, Aydın Doğan 1981 yılında. Neden hani Milliyet'i aldım sorusuna cevap verirken "Gazete patronluğu, buzdolabı fabrikası patronluğuna göre çok daha yüksek statülü bir iş. Gazete patronu oldunuz mu bir başka bakıyorlar insana. Hele bu gazete bir de Milliyet olursa." Bakın ben demedim.
Hasan ÖZTÜRK: Bu 4 milyar küsur liralık ceza kesilmişse, devlet senin boğazına çökmüşse, medya patronu olmazsan, o cezadan kurtulamazsın. Pijamayla başbakan karşılayamazsın.
Ahmet KEKEÇ:Bir lastikçi olarak Hilton'u alamazsın.
Hasan ÖZTÜRK: Bir lastikçi olarak Hilton'u alamazsın. Hilton arazisindeki, yılların çınar ağaçlarına çerçöp diye raporu çıkarttıramazsın. Tamam mı? Medya patronluğu böyle bir şey demektir.
Hasan ÖZTÜRK:Türkiye'nin bir Aydın Doğan medyası sorunu var mı? Var. Peki bu sorun bugünün sorunu mu? Hayır. Bu sorun uzun zamandır var. Çok uzun zamandır var.
Yukarıdaki deşifre metninden de görüleceği üzere "Bir lastikçi olarak Hilton'u alamazsın. Hilton arazisindeki, yılların çınar ağaçlarına çerçöp diye raporu çıkarttıramazsın." ifadesi başta olmak üzere özellikle italik olarak yazılan ifadelerin, Ülke TV logolu yayın kuruluşunda Aydın DOĞAN ve Doğan Medya Grubu hakkında sistematik şekilde hukuka aykırı, kişilik haklarını ve RTÜK yayın ilkelerini ihlal eden yayın yapıldığına gerekçe olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun, 07.04.2010 tarih-3392 no'lu kararı gereği talep edilen "parsele ait ağaç rölövesinin (cins, çap, yaş, konum vb. bilgileri içerecek şekilde) Kurula iletilmesi ile ilgili olarak İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesine yaptırılan İstanbul Hilton Oteli Bitki Varlığı ve Ağaç Rölövesi Raporu'nun Kurula sunulmuş olduğu, söz konu raporun Kurulun arşivinde de bulunduğu, işbu raporun sonuç bölümünde "tür, yaş ve boyut özellikleri bakımından özel koruma değeri taşıyan anıt veya anıtsal nitelikler taşıyan ağaç bulunmadığı belirtilmektedir.
Sonuç olarak; İlgili programda, Aydın DOĞAN'a ve Doğan Medya Grubuna yönelik olarak küçültücü, aşağılayıcı ve hakaret edici nitelikte ifadelerin kullanılmadığı, fakat bazı yorum, eleştiri ve iddialara yer verildiği, bunların ise ifade özürlüğünün bir gereği olarak basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Ülke TV logolu ve Beyaz İletişim A. Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşun ilgili yayınında, 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı bir husus bulunmadığı değerlendirilmektedir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın; herhangi bir maddesinin ihlal edilmediği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe : Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı tarafından söz konusu yayında ihlal olmadığı şeklinde görüş beyan edilmişse de; programda dile getirilen “lastikçi”, Türkiye'nin içini karıştırmak isteyenlerle niye bu kadar işbirliği yapma”,“Medya organlarını baskı ve şantaj aracı olarak kullanma”, “Türkiye'yi bölme, parçalama, bitirme” şeklindeki ifadelerin eleştiri sınırlarını aşarak küçültücü ve onur zedeleyici olduğu kanaati oluşmuş ve 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "İnsan onuruna … saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, ..."hükmünün ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 21.08.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce 24.09.2013 tarih ve 2013/54 sayılı toplantısında alınan 25 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; aynı hükmün tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, ÜLKE TV logosuyla yayın yapan BEYAZ İLETİŞİM A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 605.635,59 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2015 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 13.601 (onüçbinaltıyüzbir - ) Türk Lirasından az olamayacağından 13.601 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Başkanı İlhan YERLİKAYA ve Üst Kurul Üyeleri Hamit ERSOY, Nurullah ÖZTÜRK ve Taha YÜCEL’in karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 17.02.2016 gün ve 10 sayılı toplantıda aldığı 36 no.lu karara karşı oy yazısı.
Taha YÜCEL Şerhidir.