CAN ERZİNCAN RADYO TELEVİZYON VE YAYINCILIK SAN. TİC. A.Ş
İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 29.01.2016 tarihli ve 85 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Can Erzincan TV logosu ile yayın yapmakta olan, Can Erzincan Radyo Televizyon ve Yayıncılık San. Tic. A.Ş. ticari ünvanlı yayın kuruluşunda, haftaiçi her akşam saat 18:00'da "Tarık TOROS'la Manşet" adlı haber bülteni yayınlanmaktadır. Gün içindeki gelişmelerin aktarıldığı bültende sunucu Tarık TOROS da haberleri yorumlayarak sunmaktadır. Programın 05/01/2016 Salı günü yayınlanan bölümü incelendiğinde sunucu Tarık TOROS'un bülteni açış konuşması ile Suriyeli mülteci çocuğa uygulanan polis şiddetinin haberi dikkat çekmektedir.
İlk olarak, incelenen bülten başlarken Tarık TOROS'un açılış konuşmasındaki ifadeleri şu şekildedir: "Manşete hoş geldiniz. Bugün günlerden 5 Ocak 2016 Salı. Ve yine size dopdolu bir bülten, dopdolu bir program hazırlamaya çalıştık. Bu programda elbette doğu ve güneydoğudaki sıcak haberler ve onların yansımaları olduğu kadar batıda sahile vuran cesetler de onu da konuşacağız. Hiçbir zaman doğuyla batıyı birbirinden ayırmıyoruz. Doğuda da siviller ölüyorlar. Amma PKK kurşunuyla amma güvenlik güçlerinin mermileriyle. Bi taraf sürekli diğer tarafa suç atıyor. Ama doğudaki siviller sadece ve sadece terör örgütü kurşunlarıyla ölüyor değil. Maalesef güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla da ölüyorlar. Mermileriyle de ölüyorlar. Tank mermisiyle de ölüyorlar. Kimse kusura bakmasın. Ama bunu ne Genelkurmay doğruluyor ne de Ankara açıklıyor. Ama hangi merminin kimi ne biçimde vurduğuna dair tam anlamıyla bir kuşatma var. Bunu bilemiyoruz. Fakat şundan emin olun orda ne döndüğü bundan yıllar sonra açıklandığında konuşulduğunda herkes utanacak. Ve bugün özellikle bu haberleri ekranlara getirmeyen medya mensupları da utanacaklar. Biz o gün kafamızı kuma sokmuştuk. Başkanlık sistemi tartışmalarıyla geçiriyorduk günümüzü, gecemizi diyecekler. Ülkenin en önemli meselesi buyken hem doğuda ölen siviller hem batıda karaya vuran cesetlerken biz gittik işte Parlamenter sistem mi, demokratik sistem mi, eyalet sistemi mi, başkanlık sistemi mi bununla vaktimizi geçirdik diyecekler. Bu ölümler gerçeğini değiştirmiyor. 20015'ten 2016'ya girdiğimiz şu günlerde şu net bir durum ki 2014 nasıl bir hukuksuzluk yılı olduysa, nasıl yolsuzluk ve rüşvet dosyaları ceberrut bi biçimde kapatıldıysa 2015 ve 2016 da ölümler yılı oldu. Kayıplar yılı oldu. Faili meçhuller yılı oldu. Ve bu kesinlikle 90lı yıllara o bahsedilen meşhur 93lere Jitemlere falan rahmet okutuyor." (klip1-05.02.20016)
Yukarıda ayrıntısı yazılı deşifre metinden de açıkça görülebileceği üzere sunucu TOROS, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenlik güçlerini silahlı terör örgütü PKK ile aynı kefeye koymuş, ikisinin de sivil halkı öldürdüğünü ifade etmiştir. Ülkemizde yıllardır Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenlik güçleri vatandaşlarını korumak için silahlı terör örgütü PKK ile mücadele halindedir. Devletin güvenlik güçlerinin sivil halka savaş açması ve sivil halkı öldürmesi söz konusu bile olamayacakken sunucu güvenlik güçlerinin sivil halkı tankla ve mermilerle öldürdüğünü ifade etmekte üstelik Genelkurmay ve Ankara'yı yani devlet yetkililerinin bu konuda açıklama yapmadıklarını ifade etmektedir. Ülke olarak hassas zamanlardan geçildiği bu günlerde sunucunun devleti ve onun güvenlik güçlerini suçlayıcı ifadeleri kamusal yayıncılık sorumluluğu ile bağdaşmamaktadır. Mezkur medya hizmet sağlayıcı kuruluşta haber bülteninde TOROS'un doğuda devletin sivilleri öldürdüğünü üstüne basa basa ısrarla ifade eden açıklamaları bölge farkı gözeterek halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, toplumda kin ve nefret duygularını körükleyen açıklamalar olarak değerlendirilmiştir.
İkinci olarak, incelenen "Tarık TOROS'la Manşet" adlı haber bülteninde, saat 18:41:30'da başlayan, 1 dakika 30 saniye süren ve "İSPANYOL POLİS SURİYELİ ÇOCUĞA BÖYLE İŞKENCE YAPTI." haber bandıyla tanımlanan haberde, ülkesindeki savaştan kaçarak İspanya'ya gittiği anlaşılan bir çocuğa İspanyol polisinin uyguladığı şiddet haber yapılmıştır. Sunucu TOROS'un "Suriyeli mültecilerin dramı bitmek bilmiyor. Bu kez ülkesindeki iç savaştan kaçıp İspanya'ya sığınan Suriyeli bir çocuk İspanyol polisinin işkencesine maruz kaldı. İşte yürek burkan o görüntüler." sunumuyla başlayan haberin görüntülerinde, 13-14 yaşlarında olduğu tahmin edilen mülteci çocuğa polisin tokat attığı ve çocuğun yüzünü kapatmaya çalıştığı ve polis kolundan tutarken çocuğun şaşkın ve korkmuş bir halde polisin yüzüne bakıp ve karşı koymadan beklediği görüntüler yer almaktadır. Perforenin "Burası İspanya. Görüntülerdeki çocuksa İspanyol polisi tarafından gözaltına alınan Suriyeli bir mülteci. Ülkesindeki iç savaştan kaçıp İspanya'ya sığınan o mülteci çocuk büyük bir umutla gittiği İspanya'da polis tarafından işte böyle bir işkenceye maruz kaldı. Defalarca tokat attı, kafasına sert darbelerle vurdu. İspanyol polisinin işkencesine dayanamayan çocuk en sonunda sersemledi. Görüntünün ortaya çıkmasının ardından İspanyol polisine tepki yağdı." sunumuyla devam eden haberin görüntülerinde polis iki eliyle çocuğun saçlarından tutup kafasını sallarken çocuğun karşılık vermeden eliyle yüzünü kapatmaya ve kendini korumaya çalışmaktadır. Polisin çocuğun çenesini sıkıp kafasına ve yüzüne vurup saçlarını çektiği, yere düşen ve zorlukla ayağa kalkan çocuğa sürekli İspanyolca konuşarak bir şeyler söylemesi ve mütemadiyen tokat attığı görüntüler tekrarlanarak ekrana getirilmiştir. (klip2-suriyeli çocuğa dayak)
Toplam 1 dakika 30 saniye süren haberde flulaştırma ve buzlama yapılmadığı yapıldıysa da yeterli olmayıp oldukça açık ve net bir şekilde çocuğun yüzü ile tüm vücudu gözükmektedir. Polisin çocuğa uyguladığı şiddet ve dayak görüntüleri oldukça açık bir şekilde ve tekrarlanarak ekrana getirilmesinin şiddeti kanıksatıcı etki oluşturabileceği değerlendirilmiştir. İlaveten, genel izleyici logosuyla yayın yapan bu haber bülteninde klipten de açıkça görülebileceği üzere bu tarz şiddet görüntülerinin flulaştırma yapılmadan, sunucu tarafından da herhangi bir uyarı yapılmadan üstelik tekrarlanarak verilmesi çocukların ekran başında olabileceği bir saatte ekrana getirilmesi sakıncalı gözükmektedir.
Sonuç olarak, Can Erzincan TV logosu ile yayın yapmakta olan, Can Erzincan Radyo Televizyon ve Yayıncılık San. Tic. A.Ş. ticari ünvanlı yayın kuruluş 05.01.2016 Salı günü saat 18:00'da yayınladığı haber bülteninde
a) Sunucu Tarık TOROS'un "Doğuda da siviller ölüyorlar. Amma PKK kurşunuyla amma güvenlik güçlerinin mermileriyle. Bi taraf sürekli diğer tarafa suç atıyor. Ama doğudaki siviller sadece ve sadece terör örgütü kurşunlarıyla ölüyor değil. Maalesef güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla da ölüyorlar. Mermileriyle de ölüyorlar. Tank mermisiyle de ölüyorlar." şeklindeki ifadeleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenlik güçleri ile silahlı terör örgütü PKK'yı aynı kefeye koyarak devleti suçlayan açıklamaları ile bölge farkına vurgu yaparak doğuda sivillerin devlet eliyle öldürüldüğünü ifade eder açıklamaları, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan, "Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz." ilkesini,
b) Aynı haber bülteninde saat 18:41'de yayınlanan İspanya'da bir polisin Suriyeli mülteci çocuğa uyguladığı şiddetle ilgili haberde dayak görüntülerinin açık ve net bir şekilde üstelik şiddeti kanıksatacak şekilde tekrarlanarak çocukların ve gençlerin ekran başında bulunabilecek bir saatte ekrana getirilmesi, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan "Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz." ilkesi ile 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8'inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." ilkesini ihlal ettiği kanaatine varılmıştır.” Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Yayın Kuruluşu'nun söz konusu uygulaması ile, 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (ş) bendleri ile ikinci fıkrası hükümlerini ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca bildirildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Rapora konu haber bülteninde saat 18:41'de yayınlanan, İspanya'da bir polisin Suriyeli mülteci çocuğa uyguladığı şiddetle ilgili haberde dayak görüntülerinin açık ve net bir şekilde tekrarlanarak çocukların ve gençlerin ekran başında bulunabilecek bir saatte ekrana getirilmiş olması nedeniyle, 6112 sayılı Kanunun 8'inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." İlkesinin,
Bunun yanı sıra, anılan yayında;
“Doğuda da siviller ölüyorlar. Amma PKK kurşunuyla amma güvenlik güçlerinin mermileriyle. Bi taraf sürekli diğer tarafa suç atıyor. Ama doğudaki siviller sadece ve sadece terör örgütü kurşunlarıyla ölüyor değil. Maalesef güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla da ölüyorlar. Mermileriyle de ölüyorlar. Tank mermisiyle de ölüyorlar. Kimse kusura bakmasın. Ama bunu ne Genelkurmay doğruluyor ne de Ankara açıklıyor. Ama hangi merminin kimi ne biçimde vurduğuna dair tam anlamıyla bir kuşatma var. Bunu bilemiyoruz.”
Şeklinde sarf edilen sözler ile de, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edilmesinden ziyade, o bölgede devlet tarafından yapıldığının kastedildiği anlaşılan bir kuşatmanın ve bunun sonucunda ölümlerin olduğu ve bu nedenle de terör örgütünün sanki kendini savunma hakkı doğmuş gibi bir imaj/mesaj verilmeye çalışarak, bölgedeki terörün ve terör örgütünün bir şekilde haklı çıkarılmasına yönelik gayret içerisinde olunduğu gözlenmiş olması nedeniyle de, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki; “Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz.” İlkesinin,
İhlal edilmiş olduğu,
Bu itibarla, 6112 sayılı Kanunun 8/2. maddesinin ilk defa ihlali nedeniyle “Uyarı” Kanunun 8/1-d hükmünün ihlali nedeniyle ise Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası”
Yaptırımlarının uygulanması gerektiği,
Kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; CAN ERZİNCAN TV logosuyla yayın yapan CAN ERZİNCAN RADYO TELEVİZYON VE YAYINCILIK SAN. TİC. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında;
1- 6112 sayılı Yasa'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen; “Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz." ilkesinin ihlali olmadığına, Üst Kurul Başkanı İlhan YERLİKAYA ile Üst Kurul Üyeleri Hamit ERSOY, Nurullah ÖZTÜRK ve Taha YÜCEL’in karşı oylarıyla, OY ÇOKLUĞU İLE,
2- 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki; “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.” hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “UYARI” YAPTIRIMININ UYGULANMASINA,6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, aynı yayın ilkesinin tekraren ihlali halinde, Kanunun 32 nci maddesinin İkinci fıkrasında yer alan; “Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası yaptırımı uygulanacağının, yapılacak tebligatta bildirilmesine, OY BİRLİĞİ İLE,
3- 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki; “Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz.” hükmünün ihlali nedeniyle aynı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasına göre;
a- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Aralık 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 212.201,61 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2016 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 14.359 (ondörtbinüçyüzellidokuz) Türk Lirasından az olamayacağından 14.359 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyeleri Süleyman DEMİRKAN, İsmet DEMİRDÖĞEN ve Ersin ÖNGEL’in karşı oylarıyla, OYÇOKLUĞU İLE,
Karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 04.02.2016 gün ve 07 sayılı toplantıda aldığı 21 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.
Üst Kurulun 04.02.2016 gün ve 07 sayılı toplantıda aldığı 21 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.
Üst Kurulun 04.02.2016 gün ve 07 sayılı toplantıda aldığı 21 no.lu karara karşı oy yazısı.
İsmet Özdal DEMİRDÖĞEN Şerhidir.