İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 19.10.2015 tarihli ve 1606 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“İlgi: Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14.10.2015 tarih ve 2015/4048 D. iş sayılı Kararı
MEHTAP TV logosuyla yayın yapmakta olan Medya Hizmet Sağlayıcı tarafından, 14.10.2015 tarihinde, 20:10:26-21:37:28 saatleri arasında yayınlanan, SÖZÜN ERDEMİ isimli programda, Bülent KORUCU (Aksiyon Dergisi Gen. Yay. Yön.), Sevgi AKARÇEŞME (Zaman Gazetesi Yazarı) ve Turan BOZKURT (Zaman Gazetesi Ekonomi Editörü) yer almışlardır. (ekli Klip-SÖZÜN ERDEMİ-14 Ekim) Programda, güncel konular katılımcılar tarafından ele alınıp, tartışılmakla beraber, 10.10.2015 tarihinde Ankara Garı'nda gerçekleşen bombalı saldırı eylemine de geniş biçimde yer verilmiştir.
Bu programda gerçekleşen diyaloglardan deşifre edilen bir kesit şöyledir:
(20:26:20) KORUCU: ... Sayın Başbakanımız biliyorsunuz, canlı bombalarla ilgili, garip bir açıklama yaptı, yani evet, bir kısım canlı bombalar var, listesi elimizde, bunları takip ediyoruz ama eyleme geçmeden onlarla ilgili bir şey yapamayız, çünkü biz hukuk Devletiyiz dedi ...
(20:48:55) KORUCU: ... ya bu "üst akıl" terörü yönetiyor, onun için biz terörle başa çıkamıyoruz dediğinizde, o zaman bizi "alt akıl"ın yönettiğini kabul etmiş olursunuz, böyle bir sonuç çıkar ... bunu kendinize yakıştırıyor musunuz? yani bizim aklımız onları yönetenlerin aklıyla mücadeleye yetmiyor gibi bir sonuç çıkıyor ...
(20:55:48) KORUCU: ... Ankara saldırısı ve Ankara saldırısında ihmal var mı?, zaafiyet var mı? bunlarla ilgili bir kaç cümle sarfedip, soruyu sormuştum ben ki, burda altını çizmemiz gereken önemli bir gelişme vardı bu gün, daha önce de aslında bir kısmı biliniyordu, Diyarbakır saldırısından itibaren, hani istihbarat çalışır, belli bilgilere ulaşır-ulaşmaz filan, o ayrı, onu ayrıca belki tartışmamız lazım ama bombacı olduğu ileri sürülen şüphelilerden ikisinin ailesi bu gün tekrar konuştu ve ikisi de şunu söylediler, biz Devlete gittik dedik ki, bu çocuklar kötü bir şey yapacaklar, bu çocuklar IŞİD'e katılıyor, bu çocuklar Suriye'ye gidiyorlar, bu çocukları kurtarın, bu çocukları alın cezaevine koyun, düşünün ki bir anne gidiyor, bir baba gidiyor, benim çocuğumu ne olur cezaevine koyun, çünkü bu çocuğu kendi başına bırakırsanız çok kötü bir şey yapacak diye Devlete müracaat ediyor, Devlete yalvarıyor ama Devlet ifadesini aldıktan sonra salıveriyor, biraz önce konuştuğumuz, Sayın Başbakanın işte liste elimizde ama harekete geçene kadar bir şey yapamayız, biz hukuk Devleti dediği şey aslında fiilen de uygulanmış demek ki, yani şikayet edilen, elde listede ismi bulunan, fotoğrafı bulunan, ailesi tarafından şikayet edilen, ne olur bu çocuğu alın cezaevine koyun diye ailesinin yalvardığı çocuklar bombaları patlattılar ve Türkiye'yi kan gölüne çevirdiler. Demek ki Sayın Başbakanın söylediği şey fiilen de uygulanıyor, yani harekete geçene kadar bir şey yapılmıyor onlara, Turan Bey siz ne diyorsunuz Ankara saldırısında gerçekten bir ihmal var mı? zaafiyet var mı? Saldırıdan itibaren, hatta belki ta Diyarbakır saldırısı, Suruç saldırısından itibaren, listeyi uzatabiliriz, geçmiş 15 yıla kadar da götürebiliriz, nerdeyse hiç bir güvenlik skandalında; istifa eden, özeleştiri veren, evet hata yapmışız, şurda hata yapmışız diyen bir Allah’ın kulunu da görmedik, aslında, nihayetinde demokrasilerde, demokrasi dediğiniz şey halkın hesap sorabildiği rejimdir. Yoksa halkın belli periyotlarla, sandığa gidip, oy attığı rejimin adı değil, çünkü, otoriter şeylerde de, sistemlerde de şeyler var, seçimler var, sandıklar kuruluyor, e tabii bu arada, Ankara saldırısı ile ilgili yayın yasağı var, bunu da hatırlatarak sorumu soruyim, yani kişi bilgisi, konu bilgisi, olayla ilgili ayrıntıya temas etmeden ....,
AKARÇEŞME: ne kaldı geriye, yani ne söyleyebiliriz ...
BOZKURT: ... şeyden bahsederiz, Patagonya'da yaşanan bir hadise diye anlatırız, yani Türkiye'de şimdi, zafiyeti siz sordunuz, ben, hiç ayrıntıya girmemize gerek yok. En büyük zaafiyet, bu tür kitlesel ölümlere, can kayıplarına, acılara sebebiyet veren saldırılardan sonra, Türkiye'de 2-3 senedir bir alışkanlık nüksetti iktidarda, ilk dakikada yayın yasağı almak, RTÜK üzerinden bu yayın yasağını, bu 1 no'lu sıkıyönetim bildirisi vardı ya, 1980 darbesinden sonra, işte 2 no'lu bildiri, 3 no'lu bildiri, bu bildirileri de televizyonlara ve gazetelere emniyet mensuplarının tebliğ, tebellüğ etmesi. Şimdi siz yayın yasağını yaparak terör örgütünün propagandasına alet mi oluyorsunuz? yoksa bu konunun aydınlatılması ile ilgili bir kararlılık mı? tam tersi, terör örgütünün istediği şeyi yapıyorsunuz... bir kere Suruç'taki canlı bombayla, Ankara'daki canlı bombalardan biri kardeş çıktı, Suruç'taki bombacının ağabeyi, Ankara'daki canlı bombalardan biriydi ...
(21:13:13) AKARÇEŞME: ... millet olma hasletine atılan bir bomba var aslında burda ...
(21:21:14) KORUCU: ... Hükümet yetkilileri, mesela Sayın Başbakan Yardımcısı, Hükümet Sözcüsü söyledi; işte saldırının arkasında birden fazla ülkenin olduğuna dair bilgilerimiz var filan diyorlar, bence bu, olayın vehametini büyütüyor aslında, yani bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kafası bozulmuş ya da bir şeye tepki göstermiş ya da içerde bir terör örgütünün mensubu olarak gelse, o bombayı patlatsa ben daha kabul edilebilir bulurum, yani, bir Hükümet yetkilisinin zafiyet iddialarını savuşturabilmek için, ya ne yapalım işte bizden daha büyük Devletler var, onlar geldi bu bombayı patlattılar gibi, bir mazeretin arkasına saklanması daha kötü, bir ülkenin egemenlik hakkına, o toprak bütünlüğüne yönelmiş bir tehdittir bu ...
Yukarıda yer alan deşifre metinlerin haricinde de, program seyri içinde yer yer bu saldırı olayına değinilmiştir.
(Bu programın da dahil olduğu başka bir raporla, katılımcıların tarafsız olmamalarından ötürü YSK'nın 1550 sayılı Kararına istinaden, ayrıca rapor tanzim edilmiştir.)
Programda, Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14.10.2015 tarih ve 2015/4048 D. İş sayılı kararı ile Ankara Garı'nda meydana gelen patlama ile ilgili olarak getirilen yayın yasağının ihlal edildiği değerlendirilmiştir..
Sonuç olarak MEHTAP TV logosuyla yayın yapan Kuruluşun 14.10.2015 tarihinde yayınladığı bu program ile Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 14.10.2015 tarih ve 2015/4048 D. İş sayılı kararını, dolayısıyla, 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "Hukukun üstünlüğü, ... esasına aykırı olamaz." hükmünü ihlal ettiği değerlendirilmiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Söz konusu yayınla, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; Hukuk Müşavirliği’nin 18.12.2015 tarih ve 21812 sayılı yazısı ile İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Yayın kuruluşunun rapora konu programında T.C. Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin 14.10.2015 tarihli ve 2015/4048 D. İş sayılı yayın yasağına aykırı davrandığı anlaşılmakla, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fırkası (c) bendinde belirtilen: "Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz." hükmüne aykırı yayın yaptığı değerlendirilmiştir..
Bu nedenlerle mezkur yayının, yayın yasağı kararına rağmen yayınlanmış olması karşısında, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla; Yayın Kuruluşunun söz konusu yayını ile 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ihlali nedeniyle uyarılmasının gerektiği kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; MEHTAP TV logosuyla yayın yapan “SEM HABER AJANSI A.Ş.” unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen; “Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık ilkesine aykırı olamaz.” hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “UYARI” YAPTIRIMININ UYGULANMASINA, 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, aynı yayın ilkesinin tekraren ihlali halinde, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası yaptırımı uygulanacağının yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Başkan Vekili Esat ÇIPLAK ile Üst Kurul Üyeleri İsmet DEMİRDÖĞEN, Süleyman DEMİRKAN ve Ersin ÖNGEL’in karşı oylarıyla, oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 05.01.2016 gün ve 01 sayılı toplantıda aldığı 07 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.
Üst Kurulun 05.01.2016 gün ve 01 sayılı toplantıda aldığı 07 no.lu karara karşı oy yazısı.
İsmet Özdal DEMİRDÖĞEN Şerhidir.