İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 11.12.2015 tarihli ve 1888 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonuçunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Aşk ve Günah” isimli dizi film hafta içi her gün sabah saat 10'da çocukların da ekran başında olabileceği bir saatte Kanal D yayın kuruluşunda ekrana gelmektedir. Yayıncı kuruluşunun internet sayfasında da aktarıldığı üzere Kerim 50’li yaşlarda, evli ve üç çocuk babası olan zengin bir iş adamıdır. Önemli bir ihaleye katılacağı gün uğradığı silahlı saldırı Kerim’in hayatındaki tüm dengelerin değişmesine sebep olacaktır. Kerim’in şoförü kendini kurşunların önüne atarak, onu ölümden kurtarmıştır. Fakat şoförün geride bıraktığı kızı Nesrin ve karısı Fatma’ya bakmak, onları koruyup kollamak artık Kerim’in boynunun borcudur.
Tüm iyi niyetiyle Nesrin ve Fatma’yı kendi evine getiren Kerim, farkında olmasa da hayatını derinden etkileyecek bir adım atmıştır. Çünkü şoförün kızı Nesrin göründüğü kadar masum değildir. Tanık olduğu varlıklı yaşamın başını döndürdüğü genç kız, Kerim’in karısı Selda’nın yerine göz diker.
Bahsedilen ana akış üzerine ilerleyen dizi filmde Nesrin bir taraftan Kerim’i ve onun zenginliğini ele geçirmeye çalışırken diğer taraftan da erkek arkadaşını akrabası olarak tanıtıp evde şoför olarak çalışmasını sağlar. Dizinin 66. Bölümünde Nesrin’in kaldığı müştemilatta erkek arkadaşıyla öpüşürler, (Klip 1) bu sırada evin çalışanlarından birisi onları görür ve akraba olduklarını bildiği için şaşırır. Dizinin 67. Bölümünde de Nesrin Kerim’i teselli ederken amacına ulaşır ve Kerim’le öpüşürler (Klip 2).
Yukarıda özetlendiği üzere Aşk ve Günah isimli dizide aynı çatı altında yaşanan yasak ilişki aktarılırken bu ilişkiyi yaşayan karakterlerden birinin başka bir erkekle olan ilişkisine de yer verilmektedir. Babalarının ölümü üzerine sığındıkları evde Nesrin isimli karakter eş zamanlı olarak evli olan Kerim'le ve akrabası olarak tanıttığı sevgilisiyle ilişkisini sürdürmektedir.
Televizyonlarda yayınlanan dizi filmlerde doğal olarak genel itibariyle kadın erkek ilişkileri ele alınmaktadır. Bu konu ele alınırken de sıklıkla aile içi çarpık ilişkiler, evlilik dışı ilişkiler, aldatma, cinsellik vb. konular dikkat çekici bir yoğunlukta işlenmektedir. Herhangi bir kültürel üründe; roman, tiyatro, ya da sinemada tek bir sahnede yaşanıp biten bu ilişkiler, televizyonun ve dizi filmlerin parçalı ve sürekli yapısı ile günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Ülkemizde televizyon, kültürümüzün bir parçasıdır ve hakim kitle iletişim aracı olması sebebiyle diğer iletişim araçlarınca da sürekli olarak beslenmektedir. Bu durum da televizyon dizilerini aylarca gündemde tutmakta, her bir bölüm hafta boyunca diğer iletişim araçlarınca da işlenmektedir. Nitekim burada bahsi geçen “Aşk ve Günah” isimli dizi de hem adından hem de senaryonun akışından anlaşılacağı üzere gayrimeşru bir ilişkiyi ele almakta ve hafta içi her sabah ele alınan tema işlenmektedir. Dizideki kötü kadının hedefine doğru gidişi her bölümde canlı tutularak ana hikayenin örgüsü devamlı izleyicinin zihninde canlı tutulmaktadır.
Milli ve manevi değerlerin toplumda benimsenip gelişebilmesi için ülkemizdeki toplum yapısı itibariyle toplumun en önemli ve en temel bileşeni olan ailede bu değerlerin yeşermesi, biçimlenmesi ve bireyin hayatında, anlam dünyasında kendine yer bulması gerekmektedir. İşte bu yüzden olsa gerek “milli ve manevi değerler” ibaresiyle “aile yapısı” kavramları bir çok yerde birbirleriyle beraber kullanılmaktadır. 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin (f) fıkrasında “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” ifadeleri ile “değer” ve “aile” kavramları bir arada kullanılmıştır. Toplumsallaşma sürecine ailede başlayan çocuklar hayatlarının ilerleyen dönemlerinde arkadaş, okul ve medya gibi unsurların da hayatlarına girmesiyle birlikte aileden daha ziyade diğer unsurlardan etkilenmektedir. Bu durum da bahsi geçen dizi filmde görüldüğü üzere sağlıksız aşk ilişkilerinin normal bir durum gibi kabul görmesine yol açmaktadır. Burada ele alınan dizide de muhtaç durumda olduğu için sığınmalarına izin verilen bir evin evli sahibini baştan çıkarmaya çalışan, diğer taraftan da aynı eve sevgilisini alan bir karakterin hikayesi işlenmektedir.
İnsanları etkileme gücü ve kamuoyu kabiliyeti dolayısıyla günümüzde medya en büyük güçlerden birisi haline gelmiştir. Bu güç medyanın bütün insanlara rahatlıkla ulaşabiliyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte medyanın sahip olduğu bu güç, beraberinde büyük sorumluluklar da getirmektedir. Özellikle dizilerin bu konudaki etkileme gücü çok yüksektir. Bu durumda toplumun bilgi ve kültür seviyesini artırıcı diziler ile kültürel gelişmemize katkı sağlayabileceği gibi, aile içi dayanışma özendirici diziler ile toplumun çekirdeği olan aile kurumumuza katkıda bulunabilecektir. Söz konusu dizi ve benzerleri dikkate alındığında yukarıdaki düşüncelerin sadece temenni aşamasında kaldığı görülmektedir. Ülkemiz tarafından 07.09.1992 tarihinde imzalanan ve 01.05.1994 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Sınır Ötesi Sözleşmesi'nin “Yayıncının Sorumlulukları” başlıklı 7. maddesinde de programların ahlaka aykırı olmaması gerektiği vurgulanmış, bu konuda yayıncıya özel bir sorumluluk yüklenmiştir. Dolayısıyla toplumun ahlaki değerlerinin korunması sadece iç hukukumuz değil uluslararası hukuk prensiplerinde de güvence altına alınmayı gerektirecek kadar önemli değer ve hassasiyet gösterilmesi gereken bir husustur.
Bahsi geçen yayın ile Kanal D adlı hizmet sağlayıcının 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 8. maddesi 1. fıkrası (f) bendinde ifade edilen "Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." hükmüne ve 2. fıkrasında ifade edilen "yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ... yayınlanamaz." hükmüne aykırı olduğu değerlendirilmektedir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer vermiş olduğu,
Yayın Kuruluşunun 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası hükmünü ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe : Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Dire Başkanlığınca yayında 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; "Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ve 2. fıkrasında ifade edilen "yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ... yayınlanamaz." hükümlerinin ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de, söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda;
İhlale konu dizi filmde, kadın karakterin babalarının ölümü üzerine sığındıkları evde evli olan erkek karakter ve akrabası olarak tanıttığı sevgilisiyle eş zamanlı olarak ilişkisini sürdürmesinin, genel olarak kadınlar yönünden aşağılayıcı bir nitelik taşıdığı, bu yönüyle toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen ve “cinsiyet olarak” kadının istismar edildiği izleniminin uyandığı değerlendirilmiştir.
Bu itibarla, hem adından hem de senaryonun akışından anlaşılacağı üzere gayrimeşru bir ilişkiyi ele alan ve dizideki kötü kadının hedefine doğru gidişi her bölümde canlı tutularak ana hikayenin örgüsü devamlı izleyicinin zihninde canlı tutulmaya çalışıldığı bahsi geçen “Aşk ve Günah” isimli dizide, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı yayıncılığın da ötesinde, aynı maddenin (s) bendindeki; "Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez."hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu nedenlerle, 6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; KANAL D logosuyla yayın yapan DTV HABER VE GÖRSEL YAYINCILIK A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (s) bendindeki; "Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez." hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasına göre;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 35.156.471,24 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 703.129,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyeleri İsmet DEMİRDÖĞEN ve Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oylarıyla, oy çokluğuyla karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 06.01.2016 gün ve 02 sayılı toplantıda aldığı 04 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.
Üst Kurulun 06.01.2016 gün ve 02 sayılı toplantıda aldığı 4 no.lu karara karşı oy yazısı.
İsmet Özdal DEMİRDÖĞEN Şerhidir.