İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 11.12.2015 tarihli ve 1885 sayılı yazısına konuyayına ilişkin Uzman Raporunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“STV yayın kuruluşunda 08.12.2015 tarihinde saat 11:00'de yayınlanan haber bültenine saat 11:31'den itibaren Avukat Fikret DURAN konuk edilmiştir. 17-25 Aralık operasyonunu yürüten emniyet mensuplarına düzenlenen operasyonlar ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın tutukluluğuna ilişkin konuların ele alındığı konuklu bölüm yaklaşık 26 dakika sürmüştür. (Klip: Avukat)
Spikerin "İddianamede tam olarak ne deniyor? Hani okudunuz, biliyorsunuz. Nasıl bir suçlamayla Hidayet KARACA nereden baksak 1 yıla yakın bir süredir cezaevinde tutuklu tutuluyor? Bunu da hani paylaşalım, seyirci bilsin." şeklinde konuya giriş yapması üzerine program konuğu ve aynı zamanda Hidayet KARACA'nın avukatı olan Fikret DURAN'ın konuyla ilgili yaptığı açıklamaların önemli bölümü şu şekildedir:
11:43:53 Avukat Fikret DURAN: ....Maalesef bu hukuka aykırı delille Hidayet KARACA hala tutuklu bulunuyor. Biz defaatle belki 40 defa itirazlarımızı yaptık ve itirazlarımız okunmadan her biri 30-40 sayfa yeni belgeler de eklenmek suretiyle verdiğimiz dilekçeler okunmadan kopyala yapıştır usulüyle verilen tek cümleden ibaret cevaplarla itirazımız reddedildi. Ondan sonra hukuka uygun bir şekilde tahliye kararı veren hakimler tutuklandı. Bundan sonra hakimler üzerinde ciddi bir baskı oluştu. O süreçte hatırlanacağı üzere Cumhuriyet Savcılığı bu tahliye kararını uygulamaktan korktular ve çekindiler. 20 tane Avukat meslektaşımızın huzurunda bu Cumhuriyet Savcısı korktuğunu itiraf etti ve gözyaşları döktü. 11:44:45
11:47:44 Avukat Fikret DURAN: ...Maalesef bir mahkeme görevi dahilinde vermiş olduğu bir karar nedeniyle bir hakim tutuklandı ve o mahkeme kararı da uygulanmadı. Niye uygulanmadı? Cumhuriyet Başsavcısı Halit SALİHOĞLU tahliye kararı verilmesinden 1 saat sonra basın açıklaması yaparak kararı yok sayması nedeniyle uygulanmadı. Biz daha sonra bunu değişik bilim adamlarının hukukçuların önüne götürdük bu dosyayı. Mesela Ergun ÖZBUDUN, mesela Sami SELÇUK yaptıkları hukuki değerlendirmelerde bilimsel mütalaalarda bu tahliye kararının uygulanması gerektiğini net bir şekilde ortaya koydular. Ve bunu takip eden günlerde Türkiye'nin taraf olduğu Venedik Komisyonu ve Avrupa Komisyonu Hukukçular Birliği yaptıkları basın açıklamasıyla mahkeme kararına uyulması gerektiğini ve karar veren hakimlerin sadece bu sebeple tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu belirttiler ve açıkladılar. Ama buna rağmen nasıl bir motivasyon nasıl bir korku nasıl bir endişe nasıl bir hedefe kilitlenmişlik içinde hareket ettiğini bilemiyoruz. Hakimlerimiz savcılarımız maalesef tahliyeyi gerçekleştirmediler. Bakın Hidayet KARACA'ya herhangi bir silahlı terör örgütü yöneticiliği itham ediliyor fakat silah yok, şiddet yok, cebir yok ve manevi cebir diye yasada olmayan uyduruk gerekçeye sığındılar. Biz yaptığımız araştırmalarda Rahmetli Adnan MENDERES'in idamının da manevi cebir bahanesiyle yapıldığını fark ettik. Adnan MENDERES'in yargılandığı ve idam kararı verildiği mahkeme kararında hakimler suç bulamayınca manevi cebire sığınmışlar ve Adnan MENDERES'i bu şekilde mahkum etmişler. Tamamen uyduruk, hukukilikten uzak, ön kabule dayalı, yani bizi buraya gönderen makam böyle istiyor şeklinde verilen kararlarla Hidayet KARACA halen tutuklu. Ayın 22'sinde biz duruşmaya çıkacağız Çağlayan Adliyesi'nde. gerçekleşecek.
Spiker: Neler söyleyeceksiniz? Öncekilerden farklı olarak söyleyecekleriniz var mı bu duruşmada?
Avukat Fikret DURAN: Öncelikle Hidayet KARACA hakkında verilmiş olan tahliye kararının uygulanması gerekiyor. Geçerli bir tahliye kararı var ortada çünkü. Ondan sonra Hidayet KARACA tutuksuz olarak bağsız olarak özgür bir şekilde mahkeme salonuna geldikten sonra bir yargılama yapılabilir. Hukuka aykırı bir şekilde tutularak bu yargılama yapılamaz. 11:50:35
11:56:45 Avukat Fikret DURAN:.... Bu hakim ve savcılar tamamen konjonktür gereği hareket ediyorlar. Yani gözlerini, kulaklarını, vicdanlarını, akıllarını, kalplerini yasaya hukuka kapatmış bir şekilde sadece tek taraflı olarak verilen talimatlarla hareket ediyorlar. Yarın öbür gün HSYK üstündeki bu yapı dağıldıktan sonra bağımsız ve tarafsız üyeler oraya gittikten sonra bu hakimler ve savcılar hakikaten cezai ve teminat anlamında kendilerini bağımsız mahkemelerin ve yargının önünde bulacaklar. Biz bunu sürecin başından beri tekrar ediyoruz. Ve bizim buna inancımızda zerre kadar bir azalma yok. Bu hep böyle olmuş. Geçmiş dönemde de hukuka aykırı karar veren değerlendirme yapanlar er geç bu kararların altında kalmışlar. 11:57:45
Yukarıdaki ifadelerden Hidayet KARACA'nın 22 Aralık 2015'te ilk duruşmaya çıkacağı anlaşılmaktadır. Avukatı müvekkilinin suçsuz olduğunu, hakkındaki delillerin hukuki olmadığını, bu nedenle tahliye kararı verildiğini ancak bu kararın uygulanmadığı gibi kararı veren hakimlerin de tutuklandığını belirtmiştir. Bu tutuklamaların hakimler ve savcılar üzerinde baskı oluşturduğunu ve istemeyerek de olsa hukuki olmayan kararlar verdiklerini, hatta bir Cumhuriyet Savcısının korktuğunu itiraf ederek göz yaşı döktüğünü, tek taraflı olarak verilen talimatlarla hareket ettiklerini ve bir gün gerçekten bağımsız hakim ve savcılar göreve geldiğinde de yargılanacaklarını ifade etmiştir.
Avukat Fikret DURAN'ın hakim ve savcılar hakkında, korktuklarına ve hatta korktuğunu itiraf ederek ağladığına dair söyledikleri bu davanın hakim ve savcılarını küçük düşürdüğü düşünülmektedir. Ayrıca yargılama aşamasına gelinmiş olan bu dava hakkındaki ifadeleri, mahkeme heyeti üzerinde baskı oluşturmaya yönelik hatta tehdit niteliğinde ifadelerdir. Dolayısıyla bu sözlerin yargılama sürecini etkilemeye yönelik olduğu değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak STV yayın kuruluşunun 6112 sayılı Kanunun 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesini ve (i) bendinde yer alan "Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz." ilkesini ihlal ettiği kanaatine varılmıştır.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer vermiş olduğu,
Yayın Kuruluşunun 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (i) bentlerini ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe : Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Dire Başkanlığınca yayında 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (i) bentlerinin ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de, söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda;
İhlale konu programda, Avukat Fikret DURAN tarafından hakim ve savcılar hakkında kullanılan ifadelerin, bahse konu olaya ilişkin olarak toplumda özgürce kanaat oluşumunu engellemeye yönelik olduğu değerlendirilmiştir. Bu nedenle yayında 6112 sayılı Kanunun 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde ifade edilen,yayıncılık ilkesinin ihlalinin ön plana çıktığı değerlendirilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 04.12.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce 26.12.2013 tarih ve 2013/70 sayılı toplantıda alınan 11 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; STV logosuyla yayın yapan SAMANYOLU YAYINCILIK HİZMETLERİ A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendindeki; “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur." hükmünün tekraren ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 1.534.387,65 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 15.344,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Başkan Vekili Esat ÇIPLAK ile Üst Kurul Üyeleri İsmet DEMİRDÖĞEN ile Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyları ve oy çokluğu ile, karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 06.01.2016 gün ve 02 sayılı toplantıda aldığı 07 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.