İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 02.01.2017 tarih ve 05 sayılı yazısına konu; FOX logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 13, 15 ve 16.12.2016 tarihlerinde saat 10:00’da yayınladığı “En İyi Benim” adlı programa ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
FOX logosu ile yayın yapan kuruluşta; dört genç kız, haftanın damat adayı tarafından evliliğe gitmesi umulan bir yolda birbirlerini tanımak için seçilmek üzere birbirleriyle rekabet etmekte, her akşam bir genç kız damat adayını evinde akşam yemeğine almakta, seçici delikanlıdan önce eve delikanlının annesi, teyzesi, halası vb. bir yakını genç kızın evine sürpriz ziyarette bulunup evi, mutfağı, yemekleri 'teftiş' etmekte ve deneme amaçlı sorular sorarak, genç kızın oğullarına uygun birisi olup olmadığı hakkında fikir edinmeye çalışmaktadır. Aile büyüğü gittikten sonra, damat adayının gelmesine yakın bir zamanda eve gelen diğer rakip üç genç kız ise yan odaya yerleştirilerek oraya kurulan sistemle onları izleyip, durmadan söze karışmak ve gelin adayının yaptığı her şeyi acımasızca eleştirmek suretiyle damat adayının kafasını karıştırmaktadır. Eve gelen delikanlı ev düzenini, mutfağı teftiş etmekte, masa düzeni, hazırlanan yemekler ve sunum, genç kızın kıyafetleri, vb. konularda düşüncelerini dile getirmekte, genç kızın tepkilerini ölçerek karakterini çıkarmaya, evliliğe bakış açısını anlamaya çalışmakta ve haftanın beşinci gününde ise; seçici delikanlı, kızların hepsini birden kendi evinde yemeğe davet ederek kimi seçtiğini açıkladığı programda; “Çok özür diliyorum lafını kesiyorum, maaş ne kadar?.Üç bin tl civarında bir maaşım var. Damat adayının kesinlikle bir dört beş arası maaş alması lazım. Daha rahat bir yaşam sürdürebilmek için gerekirse ben de çalışır yardım ederim. Ama hiçbir zaman ucu ucuna geçinmek istemem… Yani bin lirayla da ev geçindirilir ama mutlu olamazsın. Ben mutlu olmak istiyorum o yüzden en az bir beş bin lira ihtiyaç var…Bir erkek ayda kaç para kazanmalı sence?. Rahat bir beş bin lira kazanmalı bence. Beş bin değil de üç bin kazansa, bu sorun olur mu senin için?. Ya bakabiliyorsa eve, eğer benim masraflarımı üç bin lira karşılayabiliyorsa, ki karşılamaz, imkansız yani… Öyle mi dersin? .Ev var, sadece benim masrafım da yok sonuçta, ev de var… Ya bu ne biçim bir kelime ya!. Ya nasıl anlıyorsan öyle anla Melike. Düzgün konuş benimle! Düzgün konuşmuyorum artık. Konuşmazsan ben o masayı basarım. Çünkü sen de benimle düzgün konuşmuyorsun. Basarım o masayı konuşmazsan benimle düzgün. Sen alıştın zaten! Gelirsin…Korkuyorum zaten. Neyden korkacağım? Senden mi korkacağım? Hayır, ben korkuyorum Melike senden artık. Yani ben…Korkacaksın tabi. Yani sanki şu an buradaki kız, sen erkek. Bu masaya geleceksin. Masayı falan dağıtacaksın…O derece korkuyorum senden. Demek ki kız gibi davranıyorsun. Kız gibi davranıyorsun, davranma." şeklinde ifadeler kullanıldığı,
Söz konusu program bilinen formatlardan farklı olarak canlı yayınlanmamakta katılımcıları yönlendirecek bir sunucusu bulunmamakta, gün boyu gerçekleştirilen çekimler ve bir "dış ses" ile kurulan diyaloglarla kurgulandığı anlaşılmakta ve hafta içi her sabah ekranlara getirilen yapımda ekran karşısında olan izleyici kitle sadece son ana kadar hangi kızla bir beraberlik kurmayı isteyeceğine karar veremeyen damat adayını kazanmak için kıyasıya rekabet eden, seçilmeyi bekleyen, rekabetten doğan bu gerilimli ortamda birbiriyle çatışmaktan çekinmeyen genç kızların çabaları izlenmektedir. Evlenmek amacıyla birbirlerini tanımak için bir araya gelmiş olan genç çiftlerin aileyi bir arada tutacak olan sevgi, hoşgörü, saygı vb değerlerden daha ziyade maddi kaygıları, kıskançlıkları konuştukları, canlı yayınlanmadığı için tartışmalı, gerilimli, olumsuz tavır ve söylemler içeren kısımların daha aza indirgenerek programlar kurgulanabilecekken, reyting kaygısıyla hareket eden yayın kuruluşunun bu bölümleri "az sonra" klipleriyle yayında tekrar tekrar ekrana getirdiği görülmektedir.
Kitle iletişim araçlarından birisi ve hem görsel hem de işitsel yayın yapılması nedeniyle en gelişmiş durumda olan televizyonların, bir anda ulaştığı ve etki alanına aldığı seyirci sayısı düşünüldüğünde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşların ne denli sorumlu ve dikkatli davranmaları gereği ortaya çıkmaktadır.
Yayıncılık faaliyetinde; fikir, kültür, duygu, inanç, köken, ekonomik durum açısından değişik katmanlardan oluşan toplumu, bütün olarak ele almak, onu barışa, huzura ve birlikte kavuşturucu amaçlarla program hazırlamak önemlidir. Bu nedenle de, her programın verdiği mesajın toplumda nasıl algılanacağını bilmek, kitlelerin bunları seyrettikten sonra duygu ve düşüncelerinde ve davranışlarında nelere yol açacağını hesaplamak, sorumlu bir yayıncının yapması gerekendir.
Söz konusu program evlenme ve eş bulma sürecini bir yarışma olarak sunmakla maddi temeller ve suçlamalar, atışmalar üzerine kuran bir yapıyı ortaya çıkarmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; anılan tarihlerde yayınlanan programlarda da katılımcıların kendilerini seçici delikanlıya beğendirmek için rekabet ederlerken kıyasıya tartıştıkları, programlarda gerilimli ortamların sıklıkla yaşandığı, genç kızların hem kendilerinin hem de aile fertlerinin özel hayatlarına ait konuların ortaya dökülmesiyle sonuçlanan soruları cevapladığı görülmüş, ülkemizde geçimini sağlamak için asgari ücretle ve hatta onun da altında çalışmak zorunda olan insanların varlığı da dikkate alındığında, sözü edilen yayınlarda geçen "bin lirayla da ev geçindirilir ama mutlu olamazsın. Ben mutlu olmak istiyorum o yüzden en az bir beş bin lira ihtiyaç var." gibi ifadelerin toplumun bu kesimini rencide edebileceğinin gözardı edildiği, ailevi değerlerin geri planda kaldığı mezkur yayında; 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (f) bentlerinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlaline Üst Kurul Üyesi Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile,
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlaline OYBİRLİĞİ İLE;
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan, "İnsan onuruna...aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içermez." ilkesi ile (f) bendinde yer alan; "Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ilkelerinin ihlali nedeniyle,
Kuruluşa, 28.09.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce 15.11.2011 tarih ve 2011/64 sayılı toplantıda alınan 40 no’lu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile, 21, 25.10.2011, 18.12.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 22.12.2011, 17.01.2012 tarih ve 2011/69, 2012/03 sayılı toplantılarda alınan 28, 29 ve 17 no’lu Üst Kurul Kararlarıyla 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca, uyarı yaptırımı uygulandığı tespit edildiğinden, aynı hükümlerin tekraren ihlali nedeniyle, Kanun’un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
Bu itibarla; aynı yayınla, birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlalin de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın verilmesi öngörüldüğünden,
İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2016 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 31.578.568,50 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 315.786,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
Ayrıca, konunun değerlendirilmek üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına gönderilmesine,
Karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 04.01.2017 gün 01 sayılı toplantıda aldığı 26 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.