İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 13.02.2017 tarih ve 248 sayılı yazısına konu; SHOW TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 16, 20.12.2016 tarihlerinde 15:00-18:30 saatleri arasında yayınladığı “Evleneceksen Gel” adlı programa ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
SHOW TV logosu ile yayın yapan kuruluşta hafta içi her gün saat 15.00 ile 18.30 arasında sunuculuğunu Seda SAYAN ve Uğur ASLAN’ın yaptığı “Genel İzleyici Kitlesi” koruyucu sembolü ile canlı olarak yayınlanan, evlenmek isteyen gelin ve damat adaylarının birbiri ile canlı olarak görüştürüldüğü, yaşadıkları özel anların ekrana getirildiği ve ilişkinin durumuna göre adayların söz, nişan hatta evlilik gibi kararlar aldığı “Evleneceksen Gel” isimli programında, 16.12.2016 ve 20.12.2016 tarihli bölümlerinde, ayrıntıları uzman raporunda belirtildiği üzere, adaylar arasında geçen diyaloglarda; “Sen bence sus. Niye susuyorum? Saygısızca sen davranıyorsun. Sen çenen yüzünden kaybediyorsun zaten. Sen saygısız bir insansın. Saygın olsayda kendine şuanda biz zaten bi problemi çözmeye çalışıyoruz… Sanane. Ben nasıl konuştuğumdan sanane ya. İstediğim şekilde konuşurum. Geç otur yerine. Gördün mü? Bak çeneye bak. Ben onu her türlü çenemle kazanıcam ben onu, görüceksin bak. Buraya yazıyorum onu. Melek dedi ki çenen yüzünden annesiyle anlaşamıyosun, kaybettin dedi sana. Seda abla gitti şuanda elini öpüyor annesinin bana... Elini ağzına bağlayıp yatsan da o aile seni kabul etmicek. Onu sok o kafana, geç yerine. Seni mi kabul edicek? Geç yerine diyemezsin tamam mı? Ona sen karar veremezsin. Diyerim...(klip1-Melek Güzel tartışması) Kes sesini…Ben senin ciğerini çözdüm ciğerini…Ben bi erkeğin bakışından anlarım canım benim…Diğer taliplerinden emindin. Noldu? Hepsi teker teker seni bıraktı bana çıktı…Bana bağırma. Ben senin artığın mıyım? Bana bağırma cevap vereceksin. Terbiyesizlik yapma ben. Ben senin artığın mıyım burda?” şeklinde ve “ben senin artığın mıyım? ifadesinin kullanıldığı tartışmanın moderatörlerin tartışmayı sonlandırmak yerine “oooooo” diyerek buna destek olması adayların kişilikleri ve onurları üzerinden reyting almaya dönük bir tavır olduğu,
Seviyesiz tartışmaların arasında tarafların birbirlerine karşı kullandıkları ifadelere bakıldığında; "kes sesini, sanane, çeneye bak, senin ciğerini çözdüm, geç otur yerine, terbiyesiz" gibi adayların birbirlerine karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü ifadeler kullanıldığı görülmüştür.
Kitle iletişim araçlarından birisi ve hem görsel hem de işitsel yayın yapılması nedeniyle en gelişmiş durumda olan televizyonların, bir anda ulaştığı ve etki alanına aldığı seyirci sayısı düşünüldüğünde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşların ne denli sorumlu ve dikkatli davranmaları gereği ortaya çıkmaktadır.
Yayıncılık faaliyetinde; fikir, kültür, duygu, inanç, köken, ekonomik durum açısından değişik katmanlardan oluşan toplumu, bütün olarak ele almak, onu barışa, huzura ve birlikte kavuşturucu amaçlarla program hazırlamak önemlidir. Bu nedenle de, her programın verdiği mesajın toplumda nasıl algılanacağını bilmek, kitlelerin bunları seyrettikten sonra duygu ve düşüncelerinde ve davranışlarında nelere yol açacağını hesaplamak, sorumlu bir yayıncının yapması gerekendir.
Evlilik programlarının toplum üzerindeki yozlaştırıcı pek çok etkileri söz konusudur. Bu etkilerden biri mahremiyet ile ilgili olan algının değiştirilmesidir. Mahrem etimolojik köken itibariyle haram, yasak, gizli, özel alana ait olan, tabu gibi anlamlara gelir. Evlilik doğası itibariyle mahrem olduğu kadar toplumun temel yapı taşını oluşturması hasebiyle önemli bir müessesedir. Evlilik programları, evliliğe giden yolda mahrem olarak yaşanması gereken ilişkiyi paylaşıma açmakta dolaysıyla mahremiyet kavramına mündemiç olan gizlilik zamanla bozularak asıl anlamını kaybetmektedir. Bununla birlikte çocukların ve gençlerin evlilik, mahremiyet, aile gibi algıları, toplumsal değer kavramları zamanla aşınmaya başmakta ve kendi değerlerine yabancı, sanal bir dünyanın şekillendirdiği suni bir paradigmaya sahip bir kitle ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; seviyesiz ve insan onuruna aykırı ifadelerin, hakaretlerin, milli manevi değerlere mugayir pek çok olayın yoğun olarak yaşandığı programda böyle bir durumda sunucuların doğrudan kamusal sorumluluk gereği mevzuata aykırı bir yayını önlemekten ziyade buna önce zemin hazırlayıp daha sonra cılız bir tepkiden öteye geçemediği bu nedenle mezkur yayında; 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (f) bentlerinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ve (f) bendinde yer alan "Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ilkelerinin ihlali nedeniyle,
Kuruluşa, 18.03.2011, 04.04.2011, 09.04.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 21.04.2011, 26.05.2011, 16.06.2011 tarih ve 2011/23, 2011/32, 2011/37 sayılı toplantılarda alınan 9, 24 ve 60 nolu Üst Kurul Kararlarıyla 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca, 25.10.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 22.12.2011 tarih ve 2011/69 sayılı toplantısında alınan 26 no’lu kararıyla 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca, uyarı yaptırımı uygulandığı tespit edildiğinden, aynı hükümlerin tekraren ihlali nedeniyle, Kanun’un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir” hükmü uyarınca kuruluş hakkında idari para cezası uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla; aynı yayınla, birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlalin de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın verilmesi öngörüldüğünden,
İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2016 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 35.591.691,59 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 355.917,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
Ayrıca, konunun değerlendirilmek üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına gönderilmesine,
Oy Birliği ile karar verildi.