İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 13.03.2017 tarih ve 375 sayılı yazısına konu; ATV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 01,02,06,07.03.2017 tarihlerinde, saat 16:15’de yayınladığı “Esra Erol’da” adlı programa ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Ayrıntıları bahse konu yayına ilişkin izleme raporunda belirtildiği üzere; ATV logosu ile yayın yapan TURKUVAZ AKTİF TELEVİZYON PROD. A.Ş. unvanlı kuruluş tarafından yayınlanan “Esra Erol’da” adlı programın 01,02,06,07.03.2017 tarihlerinde yayınlanan bölümlerinde, “…Bu dürüst bi bayan değil. Bana bak bana dobra dobra konuş. Delikanlı ol karşımda ... -Sen beni niye aldattın. Gökhan'la beni niye aldattın sen... - Senin varya hala aklında Gökhan var. Ben bunu varya basa basa yine söylüyorum, yine söylüyorum.- Sen avcunu yala, avcunu. Avcunu yala sen. Konuşsun Gökhan.- Bisaniye, bi saniye Şenol, seni aldattı mı?- ... Halen aklında Gökhan var, ben bunu basa basa söylüyorum. - Ulaşamadığın yere ne derlermiş onu bilirsin. - ... Gökhan ne yapacak seni. Senin halen aklın var ya Gökhan'da, Gökhan'da.-... Aklımda birisi var evet, var ama burdan locadan değil.- Peki bişey soracam. Talibin var görmek istiyo musun?- Yani hem aklımda biri var diyosun. Hem talibini niye görmek istiyosun. ...”, “-Avucunu yalarsın.- .... alacağım seni, alacağım - On sekizlik delikanlı gibiyim on sekizlik, sen gibi değilim ben boy var pos var tip var fizik var güzellik var bak ... - Ben seni kimseye yar etmeyeceğim.-Rüyanda görürsün rüyanda. - Sen beni rüyanda görürsün, delikanlı gibiyim onsekizlik delikanlı gibiyim, boy var tip var fizik var sen ... -"Ben elektrikçiyim ben elektrik veririm size...kaç volt isterseniz veririm yani ben elektrikçiyim" - Seni isteseydim baştan isterdim, baştan istemedim.- alacağım seni.- avucunu yalattıracam sana.” şeklinde ifadeler kullanıldığı söz konusu evlilik programında; katılımcıların beğendikleri aday ile yakınlaşmalarına, birbirlerini tanımalarına imkan verildiği, programlarda damat ve gelin adaylarının arasında tartışmalar yaşandığı, yeni adaylarla görüşmelerde eski talipler ile geçmişte yaşanan olayların sürekli olarak gündeme getirildiği, bu hususların aile yapısına aykırı olduğu ve adayların birbirlerine karşı kullandıkları ifadelerin toplumumuzun en önemli ve değerli kurumlarından aile kurumunun ciddiyeti ile bağdaşmadığı, gelin ve damat adayların birbirlerine karşı insan onurunu hedef alan aşağılayıcı, küçük düşürücü ve ağır ithamlarda bulundukları görülmüştür.
Kitle iletişim araçlarından birisi ve hem görsel hem de işitsel yayın yapılması nedeniyle en gelişmiş durumda olan televizyonların, bir anda ulaştığı ve etki alanına aldığı seyirci sayısı düşünüldüğünde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşların ne denli sorumlu ve dikkatli davranmaları gereği ortaya çıkmaktadır.
Yayıncılık faaliyetinde; fikir, kültür, duygu, inanç, köken, ekonomik durum açısından değişik katmanlardan oluşan toplumu, bütün olarak ele almak, onu barışa, huzura ve birlikte kavuşturucu amaçlarla program hazırlamak önemlidir. Bu nedenle de, her programın verdiği mesajın toplumda nasıl algılanacağını bilmek, kitlelerin bunları seyrettikten sonra duygu ve düşüncelerinde ve davranışlarında nelere yol açacağını hesaplamak, sorumlu bir yayıncının yapması gerekendir.
Evlilik programlarının toplum üzerindeki yozlaştırıcı pek çok etkileri söz konusudur. Bu etkilerden biri mahremiyet ile ilgili olan algının değiştirilmesidir. Mahrem etimolojik köken itibariyle haram, yasak, gizli, özel alana ait olan, tabu gibi anlamlara gelir. Evlilik doğası itibariyle mahrem olduğu kadar toplumun temel yapı taşını oluşturması hasebiyle önemli bir müessesedir. Evlilik programları, evliliğe giden yolda mahrem olarak yaşanması gereken ilişkiyi paylaşıma açmakta dolaysıyla mahremiyet kavramına mündemiç olan gizlilik zamanla bozularak asıl anlamını kaybetmektedir. Bununla birlikte çocukların ve gençlerin evlilik, mahremiyet, aile gibi algıları, toplumsal değer kavramları zamanla aşınmaya başmakta ve kendi değerlerine yabancı, sanal bir dünyanın şekillendirdiği suni bir paradigmaya sahip bir kitle ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; toplum kültürünün oluşmasını sağlayan aile müessesinin belirli toplumsal normların ve hukuki süreçlerin sonucunda evlilik vasıtasıyla gerçekleştirildiği, yayında kişilerin birbirlerine karşı insan onurunu hedef alan aşağılayıcı, küçük düşürücü ve ağır ithamlarda bulundukları, bu sayede bu kişilerin hem birbirlerine hem de geleneksel Türk aile kavramına zarar verdikleri, ayrıca bu tarz davranış, söylem ve tutumların kamuoyunda evliliğe dair algıyı olumsuz yönde etkileyebileceği, bu nedenle mezkur yayında; 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (f) bentlerinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
6112 sayılı Kanun’un,
a-) 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlaline Üst Kurul Üyesi Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile,
b-) 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlaline OYBİRLİĞİ İLE,
c-) 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (s) bendi kapsamında ihlal olmadığından herhangi bir İDARİ YAPTIRIM UYGULANMASINA YER OLMADIĞINA, Üst Kurul Başkan Vekili Esat ÇIPLAK ile Üst Kurul Üyeleri İsmet DEMİRDÖĞEN, Süleyman DEMİRKAN ve Ersin ÖNGEL’in karşı oyları ve oy çokluğu ile,
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan, "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.", (f) bendinde yer alan; "Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ilkelerinin ihlali nedeniyle,
Kuruluşa, 28.09.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 15.11.2011 tarih ve 2011/64 sayılı toplantısında alınan 44 no’lu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile 06.10.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 15.11.2011 tarih ve 2011/64 sayılı toplantısında alınan 37 no’lu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca, uyarı yaptırımı uygulandığı tespit edildiğinden, aynı hükümlerin tekraren ihlali nedeniyle, Kanun’un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
Bu itibarla; aynı yayınla, birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlalin de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın verilmesi öngörüldüğünden,
İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Şubat 2017 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 42.704.488,22 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 854.090,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
Ayrıca, konunun değerlendirilmek üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına gönderilmesine,
Karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 14.03.2017 gün 11 sayılı toplantıda aldığı 42 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.
Üst Kurulun 14.03.2017 gün 11 sayılı toplantıda aldığı 42 no.lu karara karşı oy yazısı.
İsmet Özdal DEMİRDÖĞEN Şerhidir.
Üst Kurulun 14.03.2017 gün 11 sayılı toplantıda aldığı 42 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.
Üst Kurulun 14.03.2017 gün ve 11 sayılı toplantıda aldığı 42 no.lu karara karşı oy yazısı.
Esat ÇIPLAK Şerhidir.