İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 13.03.2017 tarih ve 376 sayılı yazısına konu; SHOW TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 02.02.2017 tarihinde, saat 15:05-18:31 saatlerinde yayınladığı “Evleneceksen Gel” adlı programa ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda; 6112 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (s) bendi kapsamında ihlal olmadığından herhangi bir idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığı” yönünde alınan çoğunluk kararına katılmama gerekçelerim aşağıda sıralanmıştır:
* Kişileri tanıştırma, buluşturma ve evlendirme üzerine kurulu ancak ‘kurmaca’ olduğu yapımcıları tarafından da ifade edilen bu ve benzeri programlarda, zaman zaman erkekleri de kapsasa bile ağırlıkla kadınlar açıkça aşağılanmakta, ‘erkekleri beğenmeyen kadın’ tipi yaratılmak istenmektedir.
* Stüdyoda ‘görücü’ işlevini üstlenmiş kişilerin ‘ücretli eleman’ olması ve ajanslar aracılığıyla bu programlara uygun hale getirilmeleri üzerinde özenle durulması gereken bir noktadır. Programcıların literatüre kazandırdıkları ‘locadan adam kaldırma’ kavramı ve kendi aralarında ‘locadan adam kaldırmamak için centilmenlik anlaşmasına vardıklarını’ açıklamaları dikkate alınmalıdır.
* Ücretli kişilerin değerlendirmelerinin, programın daha çok izlenmesine / sosyal medyada haber olma ve bu yolla programa yeni izleyiciler kazandırma amacına yönelik olduğu ortadadır. Nitekim kimi ‘loca elemanlarının’ bu tespiti teyit eden iddialarının mahkemelere taşındığına ilişkin gazete haberleri RTÜK’ün günlük medya raporlarında da bulunmaktadır.
* Bu programlara yayın ilkelerini düzenleyen 8. maddenin 1. fıkrasının (f) bendi açısından yaklaşmak doğru ve yeterli değildir. Çünkü bu programlarda açıkça (s) bendinde düzenlenen ‘kadınları istismar’ ilkesine aykırılık bulunmaktadır. Şöyle ki;
- Kadının evlilik geçirmiş olması yeniden evlenmesine bir engel olarak gösterilebilmektedir. Çocuklu olması başlı başına bir kusur ya da suçmuş gibi sunulabilmektedir. Burada çocuk da evliliğe engel bir unsur olarak gösterilmektedir. Çocuğun annesinin/babasının yeni bir evliliğe başlamasının önündeki engel olarak değerlendirildiğini görmesi, öğrenmesi; çocukta da travmaya neden olabilecektir, onun ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecektir.
- Kadının sonlandırılmış evliliğinin ‘görücü’ işlevi üstlenmiş loca elemanları tarafından sorgulanması ve ‘talipli’ kişi tarafından da irdelenmesi vahim bir istismardır.
-Önceki evlilik, çocuk ve mal/mülk sahibi olmamak yalnızca bir kusur ve kabahat değil, yeni bir hayatın önündeki engel olarak gösterilmek istenmektedir.
-Kadının sahip olduğu menkul ve gayrimenkullerin sohbet ve sorgulama konusu yapılması istismarın bir başka boyutudur. Sahip olduğu bireysel değerler yerine mal varlığıyla tartılan ve tercih edilen olmak, aşağılama ve istismardır.
- Ayrıca kadının ‘taliplisinde’ mal/mülk arama ve sorgulamasına yönlendirilmesi, evlilik kurumunun yozlaştırılması bir yana kadını maddi temeller arayan bir konuma itmektedir. Kadınla ilgili olumsuz bir algının oluşmasına neden olmaktadır.
-Kadınlar ağırlıkla günlük tüketim malzemesine dönüştürülmekte ve kadınlık değersizleştirilmektedir. Erkekler arasında tercih edilmeyi bekleyen bir varlık düzeyine indirgenmektedir.
Bu programlar kısa vadede onarılabilecek ya da bazı müdahalelerle zararları azaltılabilecek yaralar açmaları bir yana bırakıldığında uzun vadede toplumsal yaşamda düzeltilmesi mümkün olmayacak sorunlara, sıkıntılara ve arızalara neden olabilecek bir potansiyeli içinde barındırmaktadır. Bu nedenle (f) fıkrasından verilen idari para cezaları yetersizdir ve bu programlara daha ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
Programın formatı, sunumu ve programda yaşananlar 6112 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesinin (s) bendinde ifadesini bulan, “Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez” ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Bu fıkranın uygulanması ve yasanın 32. maddesinin 1. fıkrasında yer alan programın 5 kez durdurulması yaptırımının hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Bu programlara daha önce (s) bendinden yaptırım uygulandığı da unutulmamalıdır.