İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 02.11.2017 tarih ve 1014 sayılı yazısına konu PAMUKKALE logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 30.09.2017 tarihinde saat 22:57’ de yayınladığı " Sağlık ve Yaşam" isimli yayına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, kuruluşun 30.09.2017 tarihinde saat 22:57’de yayınladığı sunuculuğunu Cavit ÖZDOĞAN'nın yaptığı, konuk Dr. Hakan ÖZKUL’un "Tıbbi Bitkiler Uzmanı" olarak tanıtıldığı, bitkilerin hastalıkların tedavisindeki öneminin ele alındığı "Sağlık ve Yaşam" isimli programda; sunucu ve program konuğu arasında geçen diyaloglarda; “Şu veya bu şekilde tedavi olmasına rağmen insülin tedavisine rağmen hala istenilen değerlerde değil…Buradaki temel sorun hep bahsettiğimiz hayatımız için en önemli bir konu olan damarların sertliğinin giderilmesi, damarlardaki bu çeşit tıkanıklıkların açılması, damar sertliğini, damar tıkanıklığını giderebilmek için bunlara sebep olan yani damarlardaki sertliğe ve tıkanıklığa sebep olan faktörleri azaltmak lazım. Bunu azaltabilmiş mi? Azaltamamış. Peki bunun azaltılmasında bitkisel tedaviden istifade edebilir miyiz? El-cevap: Edebiliriz…Binlerce yıldır insanlar şeker hastası oluyor, şeker hastalığının tedavisinde de tıbbi bitkileri etkin olarak kullandılar…Bir bitkiyi kullanmış Hintliler, Gurmar adındaki bir bitkiyi kullanmışlar, bu bitkiyi kullanan, bu tip belirtileri olan insanlarda bu belirtilerin ortadan kalktığını görmüşler ve idrarlarının normale döndüğünü görmüşler, yani şeker hastalığının iyileştiğini görmüşler ve hastalar bu bitkiye şeker bitiren bitki ismini vermişler Hintçe'de. Yani şekeri yok eden. İsme bak. Ne kadar önemli ve iddialı bir isim. Şekeri yok eden bir bitki. Niye? Gözlemlemeyle bunu görmüşler, biz bugün bu bitkiyi fitoterapide, konsatre halde ekstresi dediğimiz, konsatre halde ve etkin bir şekilde, ne kadar verilmesi gerekiyorsa o şekilde kullanıp verebiliyoruz. Ve şekerin tedavisinde ve dolayısıyla damar sertliğinin ve tıkanıklığının tedavisinde kullanabiliyoruz…Bu damar tıkanıklığını açan bir ilaç yok…Ciddi bir operasyondur, ciddi bir ameliyattır, başka ne yapılabilir? ..ama bunlar nedir? Girişimsel olaylardır, biri ameliyat..."- "O bölgenin iyileşerek düzelmesi değil." - "Buranın iyileşip açılmasını sağlayan bir ilaç yok. .. Bu ilaçlar peki bu damarları açmıyor mu? …Aynen söylediklerimizi söylüyor diyor ki: 'Tekrar etmekte fayda var ilaçlar' yani damar sertliği ve damar tıkanıklığı hastalığı olan hastalara verilen ilaçlar 'damar tıkanıklığını açmaz.' Yani ilaçlarla açılmaz demek istiyor. Girişimsel veya ameliyat metoduyla olabilir. Ama diyorum ki ben bu damar sertliği damar tıkanıklığı fitoterapi yöntemiyle yani tıbbi bitkilerin tedavi edici etkileriyle beraber ve biraz sonra da bahsedeceğimiz sağlıklı yaşam önerilerimizle beraber açılır. Tekrar ediyorum damar tıkanıklığı fitoterapiyle bitkisel tedavi ile açılır."- "Damarları açan bir ilaç yok. Ama hocamız diyor ki tıbbi bitkilerle ve bunların doğru kullanımıyla damar tıkanıklığı açılır...", “Uzmana sorularınız için 0 212 963 13 35" şeklinde ifadelere yer verilerek, şeker, tansiyon, kolestrol ve bunların sonucunda oluşan beyin, kalp rahatsızlıkları ve felç gibi fiziksel rahatsızlıkların temelinde damar sertliği ve damar tıkanıklığının bulunduğunun ifade edildiği programda; telefonla programa dahil edilen izleyicilerin ilaç kullanmalarına, çeşitli tıbbi müdahalelere rağmen rahatsızlıklarının devam ettiğini belirtmelerinin ardından; ilaç tedavisinin bu rahatsızlıklarda kesin çözüm olmadığının ifade edildiği; ameliyat gibi cerrahi müdahalelerin ise ciddi bir müdahale olduğunun ve risk içerdiğinin vurgulandığı; bu hastalıklarla ilgili damarları açtığı ve damar sertliği ile damar tıkanıklığını tedavi ettiği belirtilen fitoterapi ve bitkisel tedavinin ise kesin çözüm olabileceği vurgusu yapıldığı ve gerek sunucu gerekse konuk tarafından bunun altının defalarca çizildiği görülmüştür.
İhlale konu yayında, ilaç kullanımının damar sertliği ve damar tıkanıklığına çözüm olmadığı ve ameliyat gibi tıbbi müdahalelerin ciddi risk içerdiği belirtilerek fitoterapi ve bitkisel tedavinin sağlık sorunlarına çözüm olarak sunulduğu, ayrıca modern tıbbi tedavi yöntemlerinin yetersizliğini vurgulayan bir kurguya dayalı olarak tedavide etkinliği ve emniyeti kanıtlanmamış, içeriğinin ne olduğu belli olmayan fitoterapi ve bitkisel tedavi uygulamalarını ön plana çıkaran bu programdaki ifadelerin, insanların hastanelere, tıp doktorlarına ve modern tıbbi tedavi yöntemlerine duydukları güvenin sarsılmasına neden olabileceği, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle söz konusu yayında; 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan; "Genel sağlığa...... zarar verecek davranışları teşvik edemez." hükmünün ihlali nedeniyle,
1) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. (…) İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2017 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 28.039,54 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2017 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 14.908 (ondörtbindokuzyüzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
2) Ayrıca, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasındaki; "...Müstahzar olmamakla beraber hastalıkları teşhis ve tedavi ettiği beyanı ile herhangi bir ürünün satışını, pazarlamasını veya reklamını yapanlar bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca bunların tanıtım veya satışlarının internet veya başkaca herhangi bir elektronik ortam üzerinden yapılması hâlinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrası uygulanır." hükmüne göre takdir ve ifası için ilgililer hakkında işlem yapılması talebiyle dosyanın Sağlık Bakanlığı'na gönderilmesine,
3) Reklam Kurulu Yönetmeliğinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirlenen “Ticari reklam ve haksız ticari uygulamaları, (a) bendinde belirlenen ilkeler çerçevesinde incelemek ve gerektiğinde denetim yapmak” hükmünün uygulanması ve uygun görülmesi halinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Ceza hükümleri” başlıklı 77 nci maddesinin on ikinci fıkrası hükümleri uyarınca işlem yapılmasını teminen dosyanın Reklam Kurulu’na gönderilmesine,
4) İhlale konu yayında iletişim hattı numarasının kullanılması nedeniyle, dosyanın; 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun “Kurumun görev ve yetkileri” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan; “Abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların hakları ile kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak.” ve “Tüketicinin ve son kullanıcının korunması” başlıklı 48 inci maddesindeki; “Kurum, elektronik haberleşme hizmetlerinden yararlanan tüketici ve son kullanıcıların, hizmetlere eşit koşullarda erişebilmelerine ve hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik usul ve esasları belirler.” hükümleri kapsamında değerlendirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na gönderilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.