Prof. Dr. Bülent Kent Almanya ve Türkiye’de Sosyal Medyanın Düzenlenmesini Anlattı
RTÜK’te göreve yeni başlayan aday memurlara yönelik hazırlayıcı eğitim programında Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Kent “Almanya ve Türkiye’de Sosyal Medyanın Düzenlenmesi” konulu sunum gerçekleştirdi.
Kent sunumunda sosyal medyayanın ortaya çıkışı ve tanımı, sosyal medyanın düzenlenmesi erişim engelleme ve sansür, sosyal medya kanununa duyulan ihtiyaç, Türkiye’de ve Almanya’da sosyal medya alanında erişim engelleme, sosyal medyada yaşanan sorunlar, Almanya ve Türkiye’de sosyal medyaya ilişkin kanunlar başlıklarını bir araya getirerek uzman yardımcılarına bilgiler verdi. Almanya ve Türkiye’nin sosyal medya kanunları üzerinden farklarını karşılaştıran Kent Türkiye’nin sosyal medya düzenlemeleri ve denetlemelerinde yapılması gerekenlerinde altını çizdi.
Türkiye’de İnternet kullanımları ile ilgili bilgiler aktaran Prof. Dr. Kent, “Nüfusun %72’sini oluşturan 59.36 milyon İnternet kullanıcısı, nüfusun %63’ünü oluşturan 52 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı, nüfusun %53’ünü oluşturan 44 milyon aktif mobil sosyal medya kullanıcısı var” şeklinde kaydetti.
Kent sosyal medyanın günümüzde kamuoyu tartışmaları için önemli hale geldiğini ve bu ağlar ile hukuki alınan kararların ülke içerisinde etkileyebilecek güce sahip olduğunu anlattı. Sosyal medyada saldırgan, incitici ve nefret dolu bir tartışma kültürüne yöneliş olduğu görüldüğünü, toplumsal barışı ve kamu düzenini bozan içeriklerin yaygınlaştığını kaydeden Kent sosyal medya mecralarının bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerektiğini anlattı.
Kent, Almanya ve Türkiye’de sosyal medyaya ilişkin düzenlemeye yönelik farkları şu şekilde belirtti:
“Görüldüğü gibi, Sosyal medya birçok kişi için yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu kadar yoğun kullanıma rağmen Alman Sosyal Medya Kanununun gerekçesinde de belirtildiği gibi sosyal ağların arkasındaki “sırlar, fırsatlar ve riskler” henüz açık bir şekilde ortaya konulamamıştır. Alman Federal Anayasa Mahkemesi kararına göre, sosyal ağlarda erişim engellemesi ya da içerik çıkartılması sansür olarak değerlendirilmemektedir. Erişim engelleme ya da içerikten çıkartılma “günlük editoryal faaliyet” olarak kabul edilmekte ve bu bağlamda Anayasa hukuku bakımından meşru görülmektedir. Sosyal ağ platformlarında tartışma kültürü son dönemlerde genellikle agresif, saldırgan, kışkırtıcı, hakaret ve iftira içerikli olmaya başladı. Sosyal ağ işletmeleri bunlara karşı etkili bir şekilde mücadele etmiyorlardı. Nitekim Alman Sosyal Ağ Kanununun genel gerekçesinde de, insan onurunun, toplumsal barışın, birlikte yaşamın ve demokratik düzenin korunması bakımından sosyal ağ işletmelerinin bu tür hukuka aykırı ya da cezalandırılabilir içeriklerin engellenmesi konusunda gerekli özeni göstermedikleri ifade edilmiştir. Almanya Adalet Bakanlığı 2015 yılında Facebook, Twitter ve Youtube gibi sosyal ağ işletme temsilcileri ile görüşmeler yaparak, bu tür platformlarda Alman hukukuna göre hukuka aykırı içeriklerin kontrol edilmesi, tespit edilmesi ve 24 saat içerisinde bunların erişimlerinin engellenmesini talep etmiştir. Türkiye’de de sosyal ağ işletmeleri yöneticileri ile defalarca görüşmelerde, bu tür sorunlar dile getirilmiş, Bunlara karşı tedbir alınmadığı takdirde toplumsal barış ve beraber yaşama arzusu başta olmak üzere demokratik kamu düzenin zarar göreceği ifade edilmiştir. Ancak Sosyal ağ işletme yöneticileri gerekli notları aldıklarını ve gereğini yapacaklarını söylemişler, ancak hiçbir değişiklik olmamıştır. Türkiye’de de 2007 tarih ve 5651 sayılı İnternet Ortamında yapılan Hukuka Aykırı içeriklerle mücadele için Kanun yapılmış, ancak bunun yeterli olmadığı görülmüştür. Almanya’nın 2017 de yaptığı Kanunun benzerini Temmuz 2020 yılında Türkiye yürürlüğe koymuştur.”
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunu aşağıdaki sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.



