RTÜK Başkanı Davut Dursun:''Sayısal yayıncılığa geçişte uzman eleman ihtiyacının bugünden düşünülmesi ve planlamanın yapılması önemli.''
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, 2014 yılında Avrupa ülkelerinde karasal analog yayınların kapatılacağını ve tamamen sayısal karasal yayıncılığa geçileceğini belirterek, bu süreçte, sayısal yayıncılık konusunda, uzman eleman yetiştirilmesinin önemine işaret etti.
Sayısal Yayıncılıkta Teknik Eğitim Sınav Merkezleri Kurulması Projesi tanıtım toplantısı ve çalıştayının açılında konuşan Dursun, 1970'li yıllarda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulunda lisans öğrenimi sırasında aldığı radyo ve televizyon programcılığı dersinde kameranın anlatıldığını ifade ederek, ''Fakat öğrenim yılının başından sonuna kadar gördüğümüz kamera dersinde, hiç kamera görmedik, sonunda hepimiz başarılı olduk ve geçtik'' dedi.
Meslekte yeterlilik ve meslek standartları o gün belirlenseydi, bu dersi gören öğrencilerin kamerayı da göreceğini kaydeden Dursun, sertifikasyon ve standartların geliştirilmesinde devletten önce meslek birlikleri ve sivil toplum örgütlerinin aktif olmalarının daha doğru olacağını belirtti.
Yayıncılık sektöründe önemli gelişmeler olduğunu vurgulayan Dursun, her sektörde belli standartların olmasının ve icra edenlerin standartları yakalamasının önemine işaret etti.
Hangi okul olursa olsun belli standartlar dikkate alınarak, eleman yetiştirilmeye çalışıldığını, standartların o günün bilgisine ve ihtiyaçlarına göre belirlendiğini belirten Dursun, teknoloji ve bilgi hızla değişiyorsa, standartların da hızlı bir şekilde güncellenmesi gerektiğini söyledi.
Dursun, içinde bulunulan dönemde analog yayıncılık tekniğinden sayısal yayıncılık tekniğine geçişin hazırlıklarının yapıldığını ifade ederek, ''Türkiye artık, sayısal yayıncılığa geçmek konusunda adımını attı. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin bu sektörde tartışacağı en önemli sorun, sayısal yayıncılığa geçiş konusunda ne tür sıkıntılarla karşılaşılabileceği ve nasıl hızlı çözülebileceğidir. Analog yayıncılıktan sayısal yayıncılığa geçişin tartışıldığı bir dönemde sayısal yayıncılığa yönelik bir yeterlilik çalışmasının başlatılması önemli'' diye konuştu.
RTÜK Başkanı Dursun, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik görüşmelerinin birtakım sorunlara rağmen şu veya bu şekilde sürdürmeye çalıştığını, belli hedefleri bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Bizim standartları belirlerken AB sürecini de dikkate alarak, bir standart belirlememiz gerekli. AB ülkeleri şu anda sayısal yayıncılığa geçti ve geçiyorlar. 2014 yılının sonunda tüm ülkeler televizyon yayınında sayısal yayıncılığa geçmiş dolacak. AB ile uyum sağlamaya çalışan bir ülke olarak, 2006 yılında Ankara, İstanbul ve İzmir'de deneme çalışmalarını başlattık, ama arkasını getiremedik, yasal dayanak yoktu, birtakım sıkıntılar vardı. Mart ayında yürürlüğe giren yeni yasa, sayısal yayıncılığa geçmek konusunda kesin bir takvim verdi. Buna göre, Türkiye'nin önünde sayısal yayıncılık diye bir süreç var. Televizyon yayıncılığı alanında şu anda frekans planlaması sürdürülüyor. Takip eden yıl sayısal yayıncılık alanındaki frekansları tahsis edeceğiz. Onu takip eden iki sene içinde analog ve sayısal yayıncılık paralel olarak sürdürülecek, iki sene sonunda analog yayınların sona erdirilmesini ve sayısal yayıncılığa geçilmesini öngören bir takvim var. Radyo yayını içinse televizyonların sayısal yayına geçmesinden 6 ay sonra takvim işlemeye başlayacak. Umarım, bu takvim herhangi bir aksama olmadan uygulanabilir. Sorunların az olması için teknik elemanların, bu mesleği icra eden belli pozisyonlardaki meslektaşların hem mesleki yeterlilik açısından yetkin hale gelmesi hem de uluslararası ve ulusal standartlarda belli nitelikleri kazanmaları gerekiyor. Analog yayıncılık konusunda donanımlı bir kişinin sayısal yayıncılık konusunda yetersizliğini yadırgamamak lazım.''
Uzman eleman ihtiyacının bugünden düşünülmesi ve planlamanın yapılmasının önemli olduğunu kaydeden Dursun, küresel dünyada mesleklerin de küresel bazda icra edilmeye çalışıldığını anlattı. Dursun, ''Meslek mensuplarının dünyanın her yerinde öncelikle AB ülkelerinde mesleği rahatlıkla icra edebilecek olması gerekir'' dedi.
Dursun, mesleklerin sadece ulusal değil uluslararası standartlarının belirlenmesi ve bunların hızlı ve sistemli bir şekilde eğitim programlarına dahil edilmesi gerektiğini belirterek, ''Standartlar belirlenir, ama hala fakülteler eski standartta eleman yetiştirmeyi sürdürürse sıkıntılar devam eder'' diye konuştu.
Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği Başkanı (RATEM) Dursun Güleryüz, Türkiye'de yayımda olan kuruluşlardan 806'sının birliğin üyesi olduğunu belirterek, hali hazırda yayıncı kuruluşların mesleki alanların bir kısmında istihdam yapmakla birlikte mesleki yeterlilik çıtası koymadığını, kurum içi staj uygulamasıyla taleplerini karşılamaya çalıştıklarını anlattı.
Bu anlamdaki uygulamaların büyük bir bölümünün sektörde ortak bir mesleki tanım ve birliğin gelişmesini de karşılayamadığını ifade eden Güleryüz, radyo ve televizyon sektöründe meslek alanlarıyla ilgili sınav sistemi bulunmadığını, üniversitelerdeki meslek alanları hariç sektörün içinde de bu anlamda gelişen eğitim ve meslek standardı çalışması olmadığından bu mesleki alanlarda yapılacak belgelendirme çalışmalarının öneminin büyük olduğunu söyledi.
Güleryüz, televizyon sektöründe çalışacak olanların ve çalışanların mesleki yeterliliklerinin oluşması, eğitim programlarının geliştirilmesi, teşviki ve istihdam uygulamalarının biçimlendirilmesi bakımından projenin öneminin büyük olacağını ifade ederek, ''Bilindiği gibi 6112 Sayılı Yasa çerçevesinde karasaldan sayısal yayıncılığa geçiş sürecinde bulunuyoruz. 2014 yılı itibariyle televizyonda analog yayıncılığın sona erecek olması ve sayısal yayıncılığa sorunsuz şekilde geçilebilmesi için gerekli olan nitelikli personel ihtiyacının karşılanması açısından mesleki standart ve yeterliliklerin belirlenmesi ve sertifikasyon faaliyetleri büyük önem taşımaktadır'' diye konuştu.
Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Başkanı Bayram Akbaş, Kurumun, AB yeterlilik esaslarıyla uyumlu Ulusal Yeterlilik Sistemi'ni kurmak ve işletmek üzere 2006 yılında kurulduğunu anımsatarak, Kurumun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşu olarak kurulduğunu anlattı.
Kurumun, iş gücünün istihdam edilebilirliğini artırmayı, ulusal meslek standartlarını hazırlamayı, ölçme, belgelendirme ve değerlendirme sistemini kurmayı amaçladığını kaydeden Akbaş, ulusal meslek standardının, bir mesleğin başarı ile icra edilebilmesi için gerekli bilgi, beceri, tavır ve tutumların tümünü içerdiğini söyledi.
Akbaş, dönemin Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin katkılarıyla Türkiye'de Mesleki Yeterlilik Kurumunun ve Ulusal Yeterlilik Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi'ni (UYEP) hayata geçirdiklerini, projenin, teknik yardım, tedarik, meslek kuruluşlarını ve sektör örgütlerini destekleyen bölümü bulunduğunu kaydetti.
Açılış konuşmalarının ardından bir sunum yapan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan Vekili Taha Yücel, teknik eğitimin önemini vurgulayarak sayısal yayıncılığın bir bütün olarak ele alınmasını tavsiye etti. Teknik eğitimin yalnızca iletim değil yapım ortamlarını da kapsaması gerektiğini belirten Yücel, isteğe bağlı yayıncılığın ve yeni teknolojilerin de bu kapsamda dikkate alınmasının öneminin altını çizdi. (14.10.2011, İstanbul)
Açılış konuşmalarının ardından bir sunum yapan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan Vekili Taha Yücel, teknik eğitimin önemini vurgulayarak sayısal yayıncılığın bir bütün olarak ele alınmasını tavsiye etti. Teknik eğitimin yalnızca iletim değil yapım ortamlarını da kapsaması gerektiğini belirten Yücel, isteğe bağlı yayıncılığın ve yeni teknolojilerin de bu kapsamda dikkate alınmasının öneminin altını çizdi. (14.10.2011, İstanbul)