RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun: “Kurumlar kamu adına kendilerine emanet edilen kaynakları kurallara uygun kullanmalılar.”
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından iki ayda bir düzenlenen “RTÜK Toplantıları” nın bu ayki konuğu Sayıştay Başkanı Doç. Dr. Recai Akyel oldu.
“Kamuda Denetim ve Saydamlık'' konulu konferansı RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Üst Kurul Başkan Vekili Taha Yücel, Üst Kurul Üyeleri Hülya Alp, Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, Doç. Dr. Ahmet Yıldırım, Dr. Hamit Ersoy, Süleyman Demirkan ile basın mensupları ve RTÜK personeli izledi.
RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun toplantının açılışında yaptığı konuşmada kurum olarak düzenlenen toplantıların bir gelenek haline geldiğini belirterek şunları söyledi:
''Sayıştayın TBMM adına kamu kurumlarının hesap faaliyetlerini denetlemesi son derece önemli. Kurumlar kamu adına kendilerine emanet edilen kaynakları kurallara uygun kullanmalılar. Vatandaşlardan alınan vergilerin kullanımında saydamlık olmalı. Vatandaşın sorularına tatmin edici yanıtlar verilmeli. Biz de RTÜK olarak Sayıştay denetimine tabii olan kuruluşlardan biriyiz. Ayrıca Türkiye son yıllarda saydamlık konusunda çok önemli bir gelişme kaydetti. Bunun konuşuluyor olması son derece önemlidir.''
Kamuda Denetim ve Saydamlık Konferansı'nda konuşan SayıştayBaşkanı Recai Akyel, denetimin kurumlar açısından vazgeçilmez bir süreç olduğunu söyledi.
Akyel, denetim kavramının doğru bilinmesinin ve algılanmasının önemine dikkati çekerek ''Denetim doğru yapılmadığında zararları çok büyük olacaktır. Önleyici, düzeltici alınması gereken bir tedbir varsa bu denetimle ortaya çıkar'' diye konuştu.
Kamu yönetiminde saydamlığın devletin denetimiyle ortaya çıkabildiğini ifade eden Akyel, şöyle konuştu:
''Bir kurum, kamu gücü, kamu yetkisi ve bütçesini kullanarak çalışıyorsa bunların başarıyla sonuçlanıp, sonuçlanmayacağını ancak denetimle anlayabiliriz. Denetlenmeyen kurumun 'ben verimli çalıştım' demesi çok zordur. Çağdaş toplumlarda sanayi devrimiyle kurum yöneticileri ve sermaye sahipleri ayrıştı. Bunu bir devlet yönetimi içinde düşünün. Vatandaş ülkenin asıl sahibi, vergisini veriyor, parlamentoyu seçiyor ve kamu çalışıyor. Eğer denetim sonunda hazırlanan raporlar olmazsa vatandaş nasıl anlayacak her şeyin yolunda gittiğini?''
Devlet yönetiminde, vatandaşın parasının amacına uygun harcanıp harcanmadığının güvencesinin verilmesi gerektiğini bunun da ancak denetimle sağlanabileceğini dile getiren Akyel, denetimin ayrıca kurum çalışanlarını baskı ve yönlendirmelere karşı koruduğuna da işaret etti.
Çağdaş dünyanın, şeffaflığı ve hesap verilebilirliği kabul ettiğini vurgulayan Akyel, eğer kamunun parası, kaynağı kullanılıyorsa hesap verilebilir ve şeffaf olunması gerektiğini belirtti.
Ombudsmanlık sistemiyle (kamu denetçiliği) ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Akyel, ''Önemli olan iyi başlamak ve iyi uygulamak. Fayda getirmesini umuyoruz. Bazı ülkelerde ombudsmanlık ile Sayıştay Başkanlığı birleştirilmiş. Bazı ülkelerde farklı. Yeni başlayacak sistemin başarılı ve hayırlı olmasını temenni ediyorum'' ifadelerini kullandı.
Denetimin genel olarak sevilmediğini dile getiren Akyel, “çünkü denetimin genel mantığı eksiklikleri ortaya koymaktır” diye konuştu. Kurumların amaçları ve hedefleri ile yaptıkları arasında bir uyumun olması gerektiğine dikkat çeken Sayıştay Başkanı, denetlenen kişilerin de kuralları ve denetim sistemini bilmeleri gerektiğinin önemine işaret etti.
Sayıştay Başkanı Recai Akyel idarecilerin bir işi yaparken herhangi bir engel olup olmadığına, denetçilerin ise bu işe gerek olup olmadığına baktıklarını hatırlattı. Kamu kaynağının çarçur edilmemesi gerektiğini ifade eden Akyel, “Vatandaştan vergi toplamak kolay mı? Otoyolun, köprünün, benzinin fiyatını artırmak kolay mı?” dedi.
Kuralların objektif, insanların ise sübjektif olduğunu söyleyen Akyel, insanları kurallara uymaya teşvik etmek gerektiğini, denetimcilere denetledikleri kurumlara rehberlik etmelerini söylediklerini kaydetti.
Dünyada denetim anlayışının da değiştiğini belirten Akyel, kurumların yaratıcılıklarını ve kendi inisiyatiflerini kullanmalarını da engellememek gerektiğini sözlerine ekledi. (27.09.2012, Ankara)