RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun: “Medyanın Olumsuz Etkilerinden Korunmanın En İyi Yolu Eğitimdir"
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Millî Eğitim Bakanlığı işbirliğinde yürütülen Medya Okuryazarlığı Projesi kapsamında, Medya Okuryazarlığı Dersinin Yaygınlaştırılması konulu panelde konuşan Üst Kurul Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, medyanın olumsuz etkilerinden korunmanın en iyi yolunun eğitim olduğunu belirtti.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından il millî eğitim müdürlerine yönelik olarak düzenlenen Medya Okuryazarlığı Dersinin Yaygınlaştırılması Paneli Ankara’da gerçekleştirildi. Panele, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Başkan Vekili Taha Yücel, Üst Kurul Üyesi Süleyman Demirkan, Başkan Yardımcıları Arslan Narin ile Volkan Öztürk’ün yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yrd. Salih Çelik, genel müdürler, il millî eğitim müdürleri ve Üst Kurul personeli katıldı.
Panelin açış konuşmasını yapan Prof. Dr. Davut Dursun, toplumumuzun geleceği olan çocuklarla ilgili ortak kaygıları paylaşmak ve bu kaygılar doğrultusunda yapılabilecekleri konuşmak amacıyla bir araya geldiklerini vurguladı. İletişim teknolojilerindeki gelişmelerin yeni medya mecraları oluşmasına yol açmakta olduğunu söyleyen Dursun, bu medya mecralarının çocuklar üzerinde her türlü etkiyi gösterdiğinin altını çizerek, “Özellikle televizyon olumlu etkileri yanında, kişileri pasif hale getirmekte, şiddeti bir çözüm aracı olarak göstermekte ve bireylerin yerel ve kültürel değerlerini tahrip etmektedir” diye konuştu.
Ulusal düzeyde, bu anlamda en önemli düzenlemenin, zararlı içerikli yayınların belli saatlerle sınırlandırılması olduğunu belirten Üst Kurul Başkanı, 2011 yılında yürürlüğe giren 6112 Sayılı Kanunun 8/2 maddesi ile bunun bir yayın ilkesi haline geldiğini ve bu düzenlemenin, uluslararası bazda Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesinin 7. maddesiyle birbirine paralel olduğunu dile getirdi. Bu yayınların, çocukların ekran karşısında olduğu saatlerde yayınlanmamasının yayıncıların sorumluluğu olduğunu söyleyen Dursun, müeyyide uygulamakla, çocukların olumsuz yayınlardan korunmasının yeterli olmadığını, bu sebeple Üst Kurulun, olumsuzluğu en aza indirmek amacıyla bir dizi tedbir uygulamakta olduğunu belirtti. Üst Kurul Başkanı bu tedbirlerin, Akıllı İşaretler Sembol Sistemi, bilinçlendirme amaçlı düzenlenen yarışmalar, Çocuk Web Sitesi ve İyi Uykular Çocuklar Projesi, Medya Okuryazarlığı Web Sitesi ve Medya Okuryazarlığı Dersi olduğunu, İyi Uykular Çocuklar Projesinin öğretmenlerden büyük övgü aldığını, Medya Okuryazarlığı Projesinin ise bu tedbirlerin en önemlisi olduğunu vurguladı.
Pek çok çocuğun ne izleyeceğine kendi karar vermekte olduğu ve okulda geçirdikleri zamandan daha fazlasını televizyon başında geçirdikleri ülkemizde Medya Okuryazarlığı Dersinin, başka pek çok ülkede olduğu gibi zorunlu olması gerekliliğine değinen Dursun, çocukların, medyadaki mesajlara ulaşma, bunları çözümleme, gerçekle kurguyu ayırt edebilme ve eleştirel bakabilme yetisini bu dersle kazanacaklarını da sözlerine ekledi. Medyanın olumsuz etkilerinden çocukları uzak tutmak için öğretmenlere büyük görevler düştüğünü dile getiren Üst Kurul Başkanı, “Medyanın olumsuz etkilerinden korunmanın en iyi yolu eğitimdir” dedi.
Prof. Dr. Davut Dursun konuşmasını sonlandırmadan önce, bu dersin zorunlu ders haline getirilmesi, iletişim fakültesinde formasyon eğitimi almış kişilerin bu dersi vermesi, dersi verecek öğretmenlerin belli aralıklarla hizmet içi eğitime tabi tutulmaları, müfredatın gelişmeler ışığında güncellenmesi, okul yöneticilerinin bu dersin seçilmesinde daha çok rol oynamaları, bu konuda velilerin desteğinin alınması ve okul öncesi eğitim kurumlarında da Medya Okuryazarlığı Dersinin verilmesinin uygun olacağı görüşlerini dile getirdi.
İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkan Yardımcısı Dr. Yaşar Ugürol verdiği açış konferansının ardından panelin birinci oturumuna geçildi. Birinci oturumun başkanlığını yapan Üst Kurul Başkan Vekili Taha Yücel, radyo ve televizyon yayıncılığı ve mevzuatının gelişimine değinerek, 6112 Sayılı Yasayla, eski yasadaki pek çok eksikliğin giderildiğini vurguladı. Yücel, Başbakanlıkta değerlendirilmekte olan Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikle, Akıllı İşaretlerin yayınlara uygun olarak kullanılmasının ve bir kısmının, yayın süresince ekranda kalmasının sağlandığını belirtti. Telekomünikasyon ve yayıncılık sektörünün yakınlaştığını, artık istenilen yayına, istenilen yer ve zamanda ulaşılabileceğinin altını çizen Başkan Vekili, bu durumda, izleyicinin medyayla ilişkide kaldığı sürenin uzadığına, dolayısıyla, Medya Okuryazarlığı Dersinin öneminin daha da arttığına dikkat çekti.
Birinci oturumun ilk konuşmacısı olan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, çocukların, kendilerini medyaya göre şekillendirmekte olduğunun altını çizerek, çocuklar tarafından anne ve babadan daha çok güvenilir pozisyonda olan öğretmenlerin medya okuryazarı olmasının önemine değindi. Medya Okuryazarlığı Dersinin, anasınıfından itibaren zorunlu ders olması gerektiğini belirten Pembecioğlu, anne ve babanın yanında çocuk bakıcılarının dahi bu konuda eğitilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Panelin birinci oturumunda söz alan İlköğretim Genel Müdür Vekili Mehmet Gürbüz, 10,5 milyon ilköğretim çağı çocuğunun günde 3-4 saat televizyon izlediği, buna ek olarak gazete ve dergi okuyarak basından da faydalandıklarını belirterek, bu derece medyayla iç içe olan çocukları zararlı içerikten korumanın yolunun kısıtlamaktan geçmediğine dikkat çekti. Esas sorunun medyada verilen mesajların nasıl algılandığı olduğunu belirten Gürbüz, medya karşısında savunmasız konumda olan çocukların zararlı içerikten korunmasının en etkili yolunun, onların birer medya okuryazarı olmalarını sağlamak olduğunu, bu amaçla Medya Okuryazarlığı Dersinin güncellenmesi ve geliştirilmesinin, önümüzdeki dönemde gündemlerinde olduğunu söyledi.
Başkanlığını Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürü Ömer Balıbey’in yaptığı ikinci oturumda söz alan Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. H.Ferhan Odabaşı, çocukların medya karşısında daha bilinçli olmaları için görevin yetişkinlere düştüğünü belirtti. Anne babaları yönlendirmeleri için öncelikle öğretmenlerin bu konuda eğitilmesi gerektiğine değinen Odabaşı, çocuğun eğitiminde yetkin olmaları beklenen ebeveynlerin, bunun için günümüz teknolojilerine aşina olmaları gerekliliğine dikkat çekti.
Talim Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Vahap Özpolat ikinci oturumda yaptığı konuşmada, medyanın çok önemli fırsat ve tehditler içerdiğine değinerek bu tehditlerle karşı karşıya kalmak yerine fırsatlardan faydalanmayı öğrenmek gerektiğini belirtti. Medyayı olumlu yönüyle kullanma kabiliyetinin geliştirilmesi için geleneksel ve modern kültürün senteziyle, teknik gelişmelerden geri kalmamak gerektiğinin altını çizen Özpolat, Medya Okuryazarlığı Dersinin bu konuda bir başlangıç olduğunu, dersin içeriğinin bakanlık olarak yeniden formüle edilmesi ve öğretmenlerin formasyonunun yeniden gözden geçirilmesinin uygun olacağını vurguladı. Özpolat, özellikle kültürel bölünmenin en çok yaşandığı metropol kentlerinde bu dersin daha da önemli olduğunu sözlerine ekledi.
İkinci oturumun son konuşmacısı olan İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız “İnternetin, Öğrencilerin Eğitim Sürecine Etkileri” konulu sunumunda İsmet Özel’in “Medyanın gücü yoktur, gücün medyası vardır” sözlerine atıf yaptı. İnternetin eğitim aracı olarak yaşamımızın bir parçası olduğunu vurgulayan Yıldız, derslerle ilgili enstrümanların yenilenmesi gerektiğini belirtti. Dördüncü sınıftan itibaren kademelendirilerek her yıl farklı modüllerde yerel ve evrensel değerlerin çocuklara verilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldız, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesindeki okullarda Serbest Etkinlik Dersinde İstanbul Dersi verdiklerini ve tüm öğrencilerin bu dersi okuduğunu vurguladı. Medya okuryazarlığı dersinin de modüler sistemde hazırlanması gerektiğini sözlerine ekledi.
Panelin kapanışında konuşan RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, son derece verimli ve kaliteli tebliğler dinlediklerini belirterek “Anladık ki bu konuda konuşulacak çok sorun var, ancak bu sorunları bugünden yarına çözme imkânı bulunmamaktadır. Ortak anlayış ve hassasiyet geliştirirsek, bu hassasiyet, sorunların çözümünde bize yol gösterici olacaktır.” diye konuştu. Prof. Dr. Davut Dursun toplantıya katılan yöneticilerden medya okuryazarlığı dersinin seçilmesini teşvik etmelerini istedi ve yeni öğretim yılının bütün Türk Milletine hayırlı uğurlu olmasını diledi. 08.09.2011, Ankara
Panelin kapanışında konuşan RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, son derece verimli ve kaliteli tebliğler dinlediklerini belirterek “Anladık ki bu konuda konuşulacak çok sorun var, ancak bu sorunları bugünden yarına çözme imkânı bulunmamaktadır. Ortak anlayış ve hassasiyet geliştirirsek, bu hassasiyet, sorunların çözümünde bize yol gösterici olacaktır.” diye konuştu. Prof. Dr. Davut Dursun toplantıya katılan yöneticilerden medya okuryazarlığı dersinin seçilmesini teşvik etmelerini istedi ve yeni öğretim yılının bütün Türk Milletine hayırlı uğurlu olmasını diledi. 08.09.2011, Ankara