RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun: “Olumsuz etkileri nedeniyle medyayı kullanmayalım diyemeyiz ancak sorunları minimize edebiliriz.”
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, günümüzde sadece radyo ve televizyonun değil; sosyal medya ve internetin de çocuklar üzerinde etkili olduğunu belirterek, “Medyanın olumsuz etkileri ve ortaya çıkan sorunlar nedeniyle medyayı kullanmayalım diyemeyiz ancak sorunları minimize edecek şekilde dönüştürebiliriz” dedi.
Genç ve yetişkinlere medya okuryazarlığının kazandırılması amacıyla Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının işbirliğiyle düzenlediği “Medya Okuryazarlığı Çalıştayı”, çalışma gruplarının hazırladığı raporlara dayanarak oluşturulan sonuç bildirisinin kamuoyu ile paylaşılmasının ardından sona erdi.
30 Haziran-1 Temmuz 2012 tarihinde Ankara Bilkent Otel ve Konferans Merkezinde düzenlenen Çalıştayın son gününde oturumbaşkanlığını Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu’nun yaptığı kapanış oturumunda Medya Okuryazarlığı Dersi Çalışma Grubu Başkanı MEB Talim Terbiye Kurulunda görevli Prof. Dr. Cengiz Alacacı ile Yaşam Boyu Medya Okuryazarlığı Çalışma Grubu Başkanı Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Nezih Orhon gruplarının çalışmaları hakkında kısaca bilgi verdi.
Ardından sonuç bildirisinin okunmasına ve sonuçların tartışılmasına geçildi. Soru-cevap kısmının ardından RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun genel bir değerlendirme yaptı. Çalıştayın ilk olması nedeniyle RTÜK için test ve tecrübe imkanı sağladığını belirten Dursun, kurumsallaşarak tekrar edilmesi konusundaki talepleri değerlendireceklerini kaydetti.
Özellikle Yaşam Boyu Medya Okuryazarlığı konusunda Türkiye’de bir uygulama olmadığının altını çizen Dursun, bu nedenle gruplarda ortaya çıkan önerilerin çok değerli olduğunu ifade etti. Raporlara yansıyan bazı fikirler için ayrıca heyetler halinde çalışmalar yapılması gerekliliğinin altını çizen RTÜK Başkanı, konuyla ilgili tüm tarafları işbirliği yapmaya davet etti.
Konuşmasında Alvin Toffler’in “Çocukları artık aileler, sokak ya da okullar yetiştirmiyor; çocukları medya yetiştiriyor. Çocuklar artık soyut değil; görsel düşünebiliyor” sözlerine yer veren Dursun, “Ortada bir sorun varsa bu kamusal bir sorundur, kimin üstlendiğinden ziyade sonuçları önemlidir. RTÜK esas işi eğitim olmasa da medya alanında faaliyet gösterdiğimiz için konuyla ilişkili olmalıdır” şeklinde konuştu.
Günümüzde sadece radyo ve televizyonun değil; sosyal medya ve internetin de çocuklar üzerinde etkili olduğunu ifade eden Dursun, “Medyanın olumsuz etkileri ve ortaya çıkan sorunlar nedeniyle medyayı kullanmayalım diyemeyiz ancak sorunları minimize edecek şekilde dönüştürebiliriz. Çözüm üretirken ulusal düzenlemelerin uluslararası düzenlemelerle de desteklenmesi gerektiği gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız” dedi.
Tüm meselenin olumsuzlukları aşma, daha huzurlu, mutlu bir hayat temin etme ve vatandaşları sürece katarak çözüm önerilerini bulmak olduğunun altını çizen Dursun, “Çalıştaydan çıkan önerilerin uygulamalarının da toplum tarafından benimseneceği konusunda iyimserim” diye konuştu. (02.07.2012, Ankara)
MEDYA OKURYAZARLIĞI ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ
30 Haziran – 1 Temmuz 2012 tarihlerinde toplanan ve Medya Okuryazarlığı Dersi Çalışma Grubu ile Yaşam Boyu Medya Okuryazarlığı Çalışma Grubu olmak üzere 2 bölüm halinde çalışan Medya Okuryazarlığı Çalıştayı, hazırlanan çalışma grubu raporlarına dayanarak aşağıdaki hususları tavsiye eder:
Medya Okuryazarlığı Dersi Çalışma Grubu, ekli raporda ifade edilen görüşler göz önünde bulundurularak temel olarak tüm uygulamalarda,
· Medya okuryazarlığı dersinin, uygulama ağırlıklı olarak (medya analizi ve üretimi) planlanıp yürütülmesini,
· Yaşam boyu öğrenme kapsamında medya okuryazarlığı eğitiminin, öğrenci öğretmen aile üçgeninde ele alınmasını,
· Konuyla ilgili paydaşların (kamu kuruluşları, STK’lar, medya kuruluşları, sendikalar vb..) ve öğretmenlerin, katılımcı bir anlayışla sürece dahil edilmesini
öngörmektedir.
Bu temel prensipler ışığında yürütülecek uygulamalarda aşağıdaki öneriler belirlenmiştir:
1. Okul öncesinden itibaren bütün eğitim kademelerinde (ilkokul, ortaokul ve lise) ilgili derslerin öğretim programlarıyla ilişkilendirilerek verilmelidir.
2. Ortaokul düzeyinde bu dersin bağımsız bir seçmeli ders olarak yerini alması ağırlıklı olarak önerilmiştir. Bu derste ölçme değerlendirme alternatif yöntemlerle (portfolyo düzenlenmesi vs..) yapılmalıdır. Seçmeli dersin veliler tarafından değerlendirilebilmesi için yeterli bilgilendirme yapılmalı ve bu seçimin elektronik ortamdan yapılabilmesi için gerekli teknik altyapı oluşturulmalıdır. Ancak bu düzeyde zorunlu olmasını destekleyen fikirler de vardır.
3. Lise düzeyinde “medya okuryazarlığı ve uygulamaları” veya başka adlar altında aynı temada bir ders, seçmeli olarak sunulmalıdır.
4. Medya okuryazarlığıyla ilgili program içerikleri sürekli yenilenmelidir. Bu konuda içeriklerin tespiti için kapsamlı bilimsel ihtiyaç analizleri yürütülmelidir. Temel medya okuryazarlığı becerilerini esas alarak tematik yaklaşım başta olmak üzere farklı yaklaşımlardan da faydalanılması (siber zorbalık, şiddet, çevreye duyarlılık, bilinçli tüketim, evrensel değerlerin desteklenmesi – cinsiyetçilik, ırkçılık, ayrımcılık vb..) gerekmektedir. İçerik oluşturulurken öğrencilerin kullandıkları medya ortamlarının ağırlıkları göz önüne alınmalıdır.
5. Medya okuryazarlığı dersinin öğretim materyalleri hem yazılı hem de kitle iletişim araçları ortamlarında düzenlenmelidir. Bu materyaller, belli bir platformda (www.medyaokuryazarligi.org.tr) öğretmenlerin, ailelerin ve öğrencilerin hizmetine sürekli güncellenerek sunulmalı, FATİH Projesi kapsamında ve Z-kitap ortamlarında yerini almalıdır. Öğretmenler, bu kaynaklardan hem kullanıcı, hem üretici olarak faydalanmalıdır.
6. Her yıl farklı bir temada olmak üzere ulusal ve yerel paydaşlar da sürece dahil edilerek okullarda medya okuryazarlığı haftası düzenlenmelidir. Bu hafta kapsamında eğitim setleri hazırlanıp ortaya çıkan ürünler, okul ortamında paylaşılmalıdır.
7. Medya okuryazarlığı dersi, alanında yetkin öğretmenler tarafından verilmelidir. Ancak öğretmenler çeşitli kaynaklardan gelebilmelidir. İletişim fakültesi mezunu öğretmenler olabileceği gibi, sosyal bilgiler, Türkçe alanlarından gelen öğretmenler de olabilir. İletişim fakültesi mezunlarının pedagojik formasyon almaları sağlanmalıdır. Türkçe, sosyal bilgiler gibi diğer disiplinlerden gelen öğretmenlerin ise iletişim fakültelerinde tezli ya da tezsiz yüksek lisans yaparak yetkinliklerin sağlanması teşvik edilmelidir.
8. Halihazırda bu dersi veren öğretmenlerin mesleki gelişmelerinin sağlanması için mesleki hizmet içi eğitimler düzenlenmelidir. Bu eğitimler, iletişim ve eğitim fakültelerinden alanlarında uzman akademisyenler tarafından yürütülmelidir.
9. Bu çalıştayın kurumsallaştırılarak sürekliliğinin sağlanması ve sekreteryasının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından yürütülmesi önerilmiştir.
Yaşam Boyu Medya Okuryazarlığı Çalışma grubunda;
1. Medya ve medya okuryazarlığı kavramı tanıtılması,
2. Sivil toplum kuruluşlarının katılımının sağlanması ve arttırılması,
3. Kurumlar arasında ortak çalışma, organizasyon ve görev tanımının yapılması,
4. Aktif yurttaşlığın sağlanması,
5. Bilinçli izleyici ile ilgili çalışmaların yapılması,
6. Üniversitelerin katılımının sağlanması,
7. Ailenin bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılması,
8. Ruh ve beden sağlığına ilişkin olumsuz etkilere yönelik çalışmalar yapılması,
9. Dini ve ahlaki değerlerin çarpıtılmasının önlenmesine yönelik çalışmaların yapılması,
10. İnsan hakları ihlallerine ilişkin çalışmalar yapılması tavsiye edilmiştir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunu aşağıdaki sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.



