RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun: ''RTÜK müeyyidelerinin yüzde 81’ini reklam ihlalleri oluşturuyor.''
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Türkiye'de 2011 yılında 2 milyar 571 milyon dolarlık toplam reklam yatırımı olduğunu, 2012 yılında da bu rakamın biraz daha üzerine çıkılmasını beklediklerini belirterek, ''Önümüzdeki yıllarda 5 milyar doları zorlayacak bir büyüklükle karşı karşıyayız. 10 yıllık tahminlere baktığımız zaman 9 milyar dolara doğru tırmanan bir büyüklük söz konusu'' dedi.
22 Kasım 2012 Perşembe günü İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezinde “Tüketici ile Sağlık’lı İletişim” temasıyla gerçekleştirilen 3. Reklam Sempozyumuna Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Üst Kurul Başkan Vekili Taha Yücel, Üst Kurul Üyesi Dr. A. Vahap Darendeli, Reklamverenler Derneği Başkanı Ahmet Pura, Reklamcılar Derneği Başkanı Aytül Özkan, Reklam Kurulu Başkanı Ramazan Ersoy katıldılar.
Sempozyumun açılışında konuşan Dursun, reklamların serbest piyasa ekonomisinde üretici ile tüketici arasındaki temel iletişimi oluşturan en önemli aygıtlardan birisi olduğunu söyledi.
Reklamın bir iletişim biçimi olduğunu aktaran Dursun, ticari iletişim olarak adlandırılan reklamın özel yayın kuruluşları için ana finansman kaynağı olduğunu ifade etti.
Radyo ve televizyonların ayakta durabilmesinin, çarklarını döndürebilmesinin ticari iletişimden elde ettikleri gelirle mümkün olduğunu anlatan Dursun, kamu yayıncısı TRT'nin ise finansman sisteminin farklı olduğunu hatırlattı.
Reklam yatırımlarının yarısından fazlasının TV mecrasına aktığını kaydeden Dursun, 2011 yılı itibariyle reklam yatırımlarının yüzde 56,7'sinin televizyonlar, yüzde 2,8'inin ise radyolar tarafından alındığını ifade etti. Bunun dışındaki reklam yatırımlarını ise açık hava, yazılı basın, internet ve benzeri mecralar arasında dağıldığını aktaran Dursun, ''Önümüzdeki yıllarda televizyonun toplam reklam yatırımları içerisinde elde ettiği payın %50’nin üzerinde olmayı sürdüreceğini tahmin ediyorum. 2012 açısından da durum bu. O sebeple görsel-işitsel medya için ticari iletişim son derece önem arz ediyor. 2012'nin ilk 6 ayındaki büyümeye bakıldığında önceki yıla göre yüzde 5'lik artış olması, bu belirsizliklere rağmen TV’lerin reklamlardan yatırımlarından aldığı payın büyüyeceğini bize gösteriyor'' şeklinde konuştu.
-''Görsel ve işitsel medyada sağlıksız bir ticari iletişim uygulanıyor''-
Dursun, Türkiye'de 2011 yılında 2 milyar 571 milyon dolarlık toplam reklam yatırımı olduğu ve 2012 yılında da bunu biraz daha geçmesini beklediklerini belirterek, ''Önümüzdeki yıllarda 5 milyar doları zorlayacak bir büyüklükle karşı karşıyayız. 10 yıllık tahminlere baktığımız zaman 9 milyar dolara doğru tırmanan bir büyüklük söz konusu'' dedi.
Ülkemizde radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınların Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından düzenlenip denetlendiğini belirten Dursun, 2012 yılının Ocak-Eylül aylarını kapsayan 9 aylık döneminde Üst Kurulun, tespit edilen yayın ihlalleriyle ilgili olarak toplam 892 müeyyide kararı aldığını ve bunların 724’ünün reklam ihlalleriyle ilgili olduğunu açıkladı. Dursun, reklam ihlalleriyle ilgili müeyyide kararlarının, RTÜK müeyyidelerinin yüzde 81’ini oluşturduğuna dikkat çekti.
Dursun, görsel ve işitsel medyaya bakıldığında son derece sağlıksız bir ticari iletişimin uygulandığını söyledi. Yasanın el verdiği ölçüde uyguladıkları para cezalarının tesirli olamadığını aktaran Dursun, sözlerini şöyle tamamladı:
''Çünkü para cezası ilgili yayın kuruluşunun 1 ay önce beyan ettiği reklam gelirlerinin yüzde 1'inden yüzde 3'üne kadar şeklindeki uygulama ile gerçekleşiyor. Bu nitelikteki yayın kuruluşlarının çoğu, son derece cüzi ve düşük reklam geliri beyan ediyor. Cüzi ve düşük reklam gelirleri nedeniyle yüzde 1 uyguladığınız zaman bunun hiç bir kıymeti olmuyor. Yasamız eğer bu belli bir oranın altında ise en az bunun 11 bin lira olması şeklinde bir düzenlemeye sahip. Fakat 11 bin lira bile bir televizyon için bu nitelikteki reklam ihlallerine etki etmiyor. Yayın kuruluşlarının bir kısmından anladığımız herhangi bir ihlal oluşturabilecek materyalleri yayınladıklarında, ilgili firma ile yaptığı sözleşmede 'Efendim buna RTÜK'ten bir ceza gelirse o cezayı siz karşılayacaksınız' şeklinde bir düzenleme yapıyor. Dolayısıyla yayın kuruluşu ile konuştuğumuzda 'Efendim ben ceza vermiyorum ki!' diyor. Cezayı kim veriyor; reklam yaptıran kişi veriyor. Dolayısıyla yayınlayan kişiye bir külfet gelmediğinden dolayı bu tür ilana devam ediyor.'' (23.11.2012)