RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun: “Türkiye dünyada iletişim teknolojilerini ve yenilikleri en iyi kullanan ülkelerden biridir.”
RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, karasal, kablo ve uydu ortamlarına ek olarak ilk kez isteğe bağlı yayın hizmetlerinin sunulacağı yeni bir ortam olan IPTV üzerinden yapılacak yayınlarla ilgili olarak, Türkiye’nin dünyada iletişim teknolojilerini ve yenilikleri en iyi kullanan ülkelerden biri olduğunu belirterek, “Geniş bant abone sayısının yüksekliği Türkiye'de IPTV hizmetlerinin yaygınlaşması için önemli bir alt yapı oluşturmaktadır” dedi.
TTNET'in IPTV ortamından yayın yapacak yeni dönem televizyon platformunun tanıtım toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi. Etkinliğe Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Başkan Vekili Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, Üst Kurul Üyeleri Taha Yücel, Hülya Alp, Esat Çıplak, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, Türk Telekom A.Ş ve TTNet yöneticileri ile televizyon kanallarının temsilcileri katıldı.
RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun toplantıda yaptığı konuşmada telekomünikasyon, bilişim ve yayıncılık teknolojilerinin son yıllarda büyük bir hızla ilerleme gösterdiklerini belirterek, bundan otuz yıl önce tek kanallı, siyah beyaz TRT yayınlarını izlerken, önce 1984 yılında renkli yayına geçildiğini, ardından 1990’da ilk özel televizyon kanallarının yayına girdiğini hatırlattı. Böylece izleyicinin seçeneklerinin olduğunu ve tercihlerinin önem kazandığını vurgulayan Dursun, “Yirmi yıl içinde yayınların teknik kalitesi giderek arttı. Bunun yanı sıra yayıncılık endüstrisi oluştu. Eskiden Brezilya dizileri ithal ederken bugün 19 ülkeye program ihraç etmeye başladık. Gelişen teknolojiyle birlikte yayıncılık da farklı bir boyuta tırmandı. Geleneksel kitleye yönelik yayıncılığın yerini artık bireye yönelik yeni bir yayıncılık anlayışı alıyor” diye konuştu.
Geleneksel anlamda, radyo ve televizyon yayıncılığının bilginin bir noktadan çok noktaya; telekomünikasyon hizmetlerinin ise bilginin bir noktadan başka bir noktaya iletimi olarak görüldüğünü, bilişim sektörünün ise; interaktif olarak birçok bilgi kaynağına bireysel erişim sağlama imkânı verdiğini söyleyen RTÜK Başkanı, telekomünikasyon, bilişim ve yayıncılık teknolojilerindeki yakınsama sonucunda gelinen bugünkü aşamada artık bir noktadan başka bir noktaya, yani bireye yönelik yayın yapılmasının mümkün olduğunu belirtti. Dursun, geleneksel yayınların kitlesel olduğunu, belli bir yayın akışı içinde herkesin aynı yayını izlediğini, yeni dönemde ise izleyicinin pek çok seçenekle karşı karşıya olduğunu ve bir katalog içerisinde kendisine sunulan hizmetlerden istediğini seçerek tercihini yapabileceğini ifade etti. Bu tür yayınların isteğe bağlı yayın hizmetleri olarak tanımlandığını vurgulayan Prof. Dr. Davut Dursun şunları söyledi:
“İsteğe bağlı yayın hizmetleri, teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan ve programların kullanıcının seçtiği bir zamanda ve münferit isteği üzerine izlenen veya dinlenen yayın hizmetleridir. Böylece izleyici artık pasif durumdan çıkmakta, daha fazla kanal, seçenek ve içerik karşısında seçme hakkını kullanarak daha hareketli bir izleme alışkanlığı kazanmaktadır. Bilişim teknolojilerinde altyapının, iletişim araçlarının ve içeriğin gelişimi sayesinde izleyici istediği anda, istediği görsel-işitsel içeriğe ulaşabilmektedir.”
RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, isteğe bağlı yayın hizmetlerinin aynı zamanda, 15 Şubat 2011 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunla getirilen en önemli açılımlardan biri olduğunun altını çizdi. Kamu sektörünün önemli sorunlarından birinin gelişmeye açık alanlarda ihtiyaç duyulan kanuni düzenlemelerde geç kalınması olduğunu belirten Dursun, özel radyo ve televizyon yayınlarının 1990 yılında hiçbir yasal statüye tabi olmaksızın başlamasını bu duruma örnek olarak gösterdi. Bu açıdan bakıldığında Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun, yeni yayın teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşması için gerekli olan stratejik planların hazırlanması ve yayıncılığın desteklenmesi konusunda her türlü yasal düzenlemenin yapılmasına yönelik çalışmaları titizlikle yürüttüğünü söyleyen Dursun, şöyle devam etti:
“TBMM Genel Kurulunda kabul edilen ve yürürlüğe girmesi beklenen Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun da sektörün sorunlarına çözümler içeren, düzenleme konusundaki yetki karmaşasını ortadan kaldıran, yayın denetiminde RTÜK’ü daha etkin kılan, ulusal standartları çağdaş dünya ile eşitleyen bir niteliğe sahiptir. Bu anlamda yeni yasada karasal frekansların tahsisi ve sayısal yayına geçiş, AB müktesebatıyla uyumun yanında isteğe bağlı yayın hizmetleri de düzenlenmiştir.”
Medya sektörünün uluslararası rekabette yerini alması için engelleri kaldırmaya ve çağdaş düzenlemelerle sektörün önünü açmaya çalıştıklarını anlatan, bu bağlamda Üst Kurulun henüz IPTV Türkiye'de yeteri kadar bilinmezken bu konudaki gelişmeleri tanıtan ''Birey Eksenli İnteraktif Yayıncılık: IPTV'' adlı bir kitap yayınladığını anımsatan Dursun, bu konuda yapılan yasal çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Üst Kurulun 2009 yılında aldığı bir kararla, IPTV, DVB-H, DVB-T, DVB-T2 ve benzeri yeni yayın teknolojilerinin ülkemizde kullanımını ve gelişmesini sağlamak amacıyla 3984 Sayılı Yasa çerçevesinde yayıncılık sektörünün düzenlenmesi konusunda “Test ve Deneme Yayınları Tebliği”ni yayınladığını bildiren RTÜK Başkanı, bu çerçevede başvuru yapan kuruluşlara test ve deneme izni verildiğini açıkladı.
2010 yılında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu IPTV Yayın Lisans ve İzin Yönetmeliğinin yayımlandığını belirten Prof. Dr. Davut Dursun, yönetmelikle özellikle yeni teknolojiler üzerinden radyo ve televizyon yayıncılığının özendirilmesi ve yeni yatırımcıların radyo ve televizyon alanına yatırım yapmaları konusunda önlerindeki engellerin açılması konusunda yeni imkân ve fırsatların oluşturulduğunu bildirdi. Böylece ilk defa karasal, kablo ve uydu ortamına ek olarak yeni bir ortam olan IPTV üzerinden radyo ve televizyon yayın lisans ve izni verilmesi hususlarının düzenlendiğini söyleyen Dursun, IPTV yayıncılarını bir buket halinde toplayıp bu platformu izleyiciye ulaştıran ve iletimini sağlayan kuruluşlara IPTV Platform İşletme İzni; platform işletmecileri üzerinden radyo ve televizyon yayını yapacak yayıncı kuruluşlara ise IPTV Yayın Lisans ve İzni verildiğini belirtti. Prof. Dr. Davut Dursun, IPTV ile düzenli yayınların yanı sıra diğer yayın ortamlarından farklı olarak müzik, oyun; Tekrar İzle, Seç-İzle, Kirala-İzle, Durdur-İzle ve Geri Al-İzle servisleri gibi isteğe bağlı yayın hizmetleri ile interaktif servisler gibi birçok yayın hizmetlerinin sunulabildiğini belirtti.
RTÜK Başkanı Dursun, 2009 yılında dünya genelinde 27 milyon abonesi bulunan IPTV'nin 2010 yılında 42 milyon aboneye ulaştığını, bu sayının 2013 yılında 80 milyonu geçeceğinin tahmin edildiğini ifade ederek, sektörde ortalama yüzde 32 büyüme beklendiğini bildirdi.
IPTV'nin dünyaya yayılımına bakıldığında, yarıya yakınının Avrupa ülkelerinde, üçte birinden biraz çoğunun Asya ülkelerinde olduğunun gözlendiğini belirten Dursun, özellikle Çin, Fransa, ABD, Japonya, Güney Kore'nin başı çektiğinin görüldüğünü anlattı.
Geniş bant abone sayısının yüksekliğinin Türkiye'de IPTV hizmetlerinin yaygınlaşması için önemli bir alt yapı oluşturduğunu ifade eden Dursun, ''Türkiye dünyada iletişim teknolojilerini ve yenilikleri en iyi kullanan ülkelerden biridir. Teknolojik otobanlarla birbirine bağlanan dünyada sıkışmış ve kapalı bir coğrafyada yaşamayı çoktan aştık. Bugün internet şebekeleri üzerinden TV alıcıları ile erişebildiğimiz hizmetlere yakın bir gelecekte taşınabilir cihazlarla gittiğimiz her yerden erişebileceğiz. Giderek artan bilgi kaynaklarına, bilgiyi aktaran birçok araç içinden ihtiyacımıza uygun olanını seçerek ulaşabileceğiz. Bu teknoloji kullanımının son derece önemli değişimleri var. Sonuçlar her zaman müspet olmayabilir, değişimlerin olumsuz tarafı da olabiliyor. Olumlu yanları tartışırken, olumsuz özellikleri de düşünerek, tedbirleri işin başında almak önemlidir'' diye konuştu. (25.02.2011)