RTÜK ve TDK İş Birliğiyle Gerçekleştirilen Yayın Tarama Çalışmasının Sonuçları Kamuoyuyla Paylaşıldı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Türk Dil Kurumu iş birliğiyle gerçekleştirilen “Radyo ve Televizyonlarda Doğru, Güzel ve Anlaşılır Türkçe Kullanımının Yaygınlaştırılması Projesi” kapsamında TDK uzmanları tarafından taranan 927 saatlik radyo ve televizyon yayınlarının bulguları Üst Kurul Konferans Salonunda kamuoyuna açıklandı. Programa Üst Kurul Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Üst Kurul Üyeleri Arif Fırtına, Doç. Dr. Hamit Ersoy, Nurullah Öztürk ile Üst Kurul çalışanları, Türk Dil Kurumu uzmanları ve çok sayıda medya mensubu katıldı.
Radyo ve televizyon yayınlarında kullanılan Türkçenin araştırıldığı çalışmada 1 Saatlik televizyon yayınında 14 Türkçe yanlışı yapıldığı tespit edildi.
“Radyo ve televizyon yayınlarındaki dil yanlışları kısa sürede tüm topluma yayılıyor”
Programın açılış konuşmasında Türkçenin kültürümüzün ve milli birliğimizin temel unsurlarından biri olduğunu söyleyen Yerlikaya, “Ortak değerlerimizin, milli bütünlüğümüzün ardındaki dayanak, bizi birbirimize bağlayan Türkçedir. Ancak, teknolojik dönüşüm, değişen şartlar, görsel içeriğin öne çıkması bütün dilleri olduğu gibi Türkçeyi de tehdit etmektedir. Türkçenin altı yüz bin kelimeyi aşan zengin söz varlığına rağmen konuşma dilinde kullanılan söz sayısı giderek azalmakta, buna karşılık dilimize yabancı dillerden giren kelime sayısı ise artmaktadır. Gerek yazı ve konuşma dilinde gerekse radyo ve televizyon yayınlarında, anlatım ve söyleyiş bozukluklarının, yabancı kelimelere özenmenin, imla yanlışlarının ve kaba dil kullanımının yaygınlığı dikkat çekmektedir.” dedi. RTÜK tarafından gerçekleştirilen “2018 Yılı Televizyon İzleme Eğilimleri Kamuoyu Araştırması”nın sonuçlarına da değinen Yerlikaya, araştırmaya göre Türkiye’de izleyicilerin günde yaklaşık üç buçuk saat televizyon izlediğinin tespit edildiğini belirtti. Başkan Yerlikaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“Araştırma sonuçlarına göre en fazla izlenen programlar haberler, yerli diziler, spor programları ve kuşak programlarıdır. Dolayısıyla bu programlarda konuşulan dilin zamanla toplumun dili haline geldiğini söylemek yanlış olmaz. Hatta yurtdışında bizim dizilerimizi izleyen yabancılar, dilimizi Türkçe dizilerden ve diğer Türkçe programlardan öğrendiklerini söylüyorlar. Bu husus, radyo ve televizyon yayınlarında Türkçenin güzel kullanımının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Radyo ve televizyon yayınlarındaki dil yanlışları kısa sürede tüm topluma yayılmakta, televizyon sunucularının, reklam yıldızlarının, dizi kahramanlarının kullandıkları ifadeler toplumun diline yerleşmektedir. Bu nedenle radyo ve televizyon yayınlarında Türkçenin kurallarına uygun bir şekilde kullanılması, toplumu oluşturan bireylerin dili doğru kullanmaları açısından önem taşımaktadır.”
Çalışma beş komisyon halinde devam edecek
Yayın tarama sonuçlarının üzerinde düşünmeyi ve çok çalışmayı gerektirdiğini belirten Yerlikaya, 2017 yılında hayata geçirilen ve adım adım ilerleyen projenin Şubat 2019’a kadar sürecek yeni bir safhaya geçtiğini aktardı. Bu safhada Şubat 2019’da akademisyenlerin, uzmanların ve yayıncılık sektörünün temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalışma etkinliğinin düzenleneceğini ifade eden Yerlikaya, yayın tarama sonuçlarının değerlendirilerek sorunların belirlenip çözümler aranacağını söyledi. Çalışmaların beş komisyon halinde yürütülmesinin planlandığını dile getiren Yerlikaya, komisyonların “Radyo ve Televizyon Yayınlarında Yabancı Kelimelerin Kullanılması”, “Anlatım Bozuklukları ile Kaba, Müstehcen ve Argo Dil Kullanımı”, “Radyo ve Televizyon Yayınlarında Söyleyiş Bozuklukları”, “Ekranda Yazım Yanlışları”, “Yayınlarda Türkçenin Özenli Kullanımına Yönelik Politika ve Faaliyetlerin Belirlenmesi” konu başlıklarında çalışacaklarını söyledi.
Gülsevin: “Dil sadece bir iletişim aracı değildir”
RTÜK Başkanı Yerlikaya’nın ardından kürsüye çıkan TDK Başkanı Gülsevin, ortak gerçekleştirilen projenin bulgularını paylaşarak, proje hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Niçin doğru, düzgün ve anlaşılır Türkçe kullanmamız gerekiyor? Var mı böyle bir gerek ya da devletimizin bir kurumu, bir Üst Kurul böyle bir şeyi kendine iş ediniyor, Türk Dil Kurumu böyle bir şeyi kendine iş ediniyor? Ne RTÜK’ün ne TDK’nin tek işi bu değil ama örtüştüğümüz üst üste geldiğimiz noktalar var. Niçin yaparız bunu? Dil bir iletişim aracı diyoruz. Eğer dil buysa mesela ben “hikâye okuyoruz” dedim bunun yerine “hikaye” desem, “hikaye okuyok” desem yine anlaşırız. Aslında ortada bir sorun yok eğer dil bir iletişim aracıysa “okumeycem gari” de desem anlaşılıyorsa bir sorun yok demektir. Biz boşuna uğraşıyoruz. Yani RTÜK olarak da TDK olarak da ya da bunu kendine iş edinen kim varsa boşuna uğraşıyor demektir. Dil bir iletişim aracıdır doğru ama burada şu soruyu soruyoruz: “Dil sadece bir iletişim aracı mıdır?” Yani dili tanımlarken iletişim aracı dememiz yetiyor ama sadece bir iletişim aracı mıdır? Hayır. Bunu da biliyoruz dil aynı zamanda kültürün taşıyıcısıdır, yansıtıcısıdır. Dil milli kimliğin en önemli unsurlarından biridir. Dilimiz kimliğimizdir.”
927 saatlik radyo ve televizyon yayını tarandı
RTÜK tarafından tüm radyo ve televizyon yayınlarını temsil edecek şekilde oluşturulan örneklem kapsamındaki 927 saatlik yayın, Türk Dil Kurumu uzmanları tarafından taranarak, Türkçedeki kullanım yanlışları belirlendi. Taranan 927 saatlik yayının; 243 saati ulusal kanalların, 60 saati çocuk kanallarının, 70 saati uydu kanallarının, 312 saati bölgesel ve yerel kanalların, 28 saati ulusal radyoların, 214 saati ise bölgesel ve yerel radyoların yayınlarından oluşuyor. Ulusal kanalların 243 saatlik yayınları ise en çok izlenen program türlerini kapsıyor. Bu bölümde taranan yayınlar; 75 saat kuşak ve gerçek yaşam programları, 11 saat magazin programları, 38 saat diziler, 41 saat bilgi ve eğlence yarışmaları, 15 saat talk Showlar, 12 saat ana haber bültenleri, 18 saat spor programları, 15 saat açık oturum ve tartışma programları, 18 saat reklamlar şeklinde dağılıyor.
Yayın değerlendirme çalışmaları kapsamında Türk Dil Kurumu uzmanları tarafından 927 saatlik yayın kesiti içerisinde toplam 4.598 Türkçe yanlışı tespit edildi. Bu yanlışların 4.222’sinin televizyon yayınlarında, 376’sının radyo yayınlarında yapıldığı belirlendi. Televizyon yayınlarında tespit edilen 4.222 Türkçe yanlışından 3.591’inin, yayınları Türkiye’nin tamamına ulaşan ulusal kanallarda yapıldığı ortaya çıktı. Ulusal televizyon kanallarının örneklem içindeki payının 243 saat olduğu göz önüne alındığında bir saatlik yayında 14 Türkçe yanlışı yapıldığı saptandı.
Türkçenin hatalı kullanımı beş sınıfta incelendi
Türk Dil Kurumu uzmanları tarafından tespit edilen Türkçe yanlışları, anlatım bozuklukları; imlâ yanlışları; yabancı kelimelere özenme; söyleyiş bozuklukları, vurgu ve duraklama yanlışları; müstehcen, kaba ve argo sözlerin kullanımı ve cinsiyetçi kullanımlar olmak üzere beş sınıfta toplandı.
Yayınlarda en çok yapılan yanlış: Anlatım bozukluğu
Yayınlarda yapılan Türkçe yanlışlarının hata sınıfına göre dağılımı incelendiğinde, anlatım bozukluklarının 1.714 yanlışla (%37,2) birinci sırayı, söyleyiş bozukluklarının ise 1.216 yanlışla (%26,4) ikinci sırayı aldığı görüldü. Televizyon yayınlarında 789 (%17,1) imlâ yanlışı saptandı. Yabancı kelimelere özenme bakımından 728 (%15,8) hata belirlenirken; müstehcen, kaba ve argo sözler ile cinsiyetçi sözlerin kullanımı bakımından 151 (%3,2) hata tespit edildi.
Müstehcen, kaba ve argo sözlerle cinsiyetçi ifadelerin en çok kullanıldığı programlar arasında çocuk programları üçüncü sırada geliyor
Radyo ve televizyon yayınlarındaki Türkçe yanlışları program türlerine göre de ayrıştırıldı. Anlatım bozukluklarının en fazla görüldüğü program türleri; kuşak ve gerçek yaşam programları (%19,3), bilgi ve eğlence programları (%17,5), haber bültenleri (%15,1) olarak saptandı. Söyleyiş bozuklukları, vurgu ve duraklama yanlışlarının en fazla görüldüğü program türleri; bilgi ve eğlence programları (%19,4), kuşak ve gerçek yaşam programları (%17,6), diziler (%15,4), reklamlar (%8,8) ve haber bültenleri (%8,5) olarak sıralandı. Televizyon yayınları içerisinde en fazla imlâ yanlışının; haber bültenlerinde (%25,8), reklamlarda (%18,3), kuşak ve gerçek yaşam programlarında (%14,7), bilgi ve eğlence programlarında (%9,1) yapıldığı görüldü. Yabancı kelimelere özenme açısından en fazla hata yapılan programlar, reklamlar (%26), bilgi ve eğlence programları (%15,3), haber bültenleri (%11,9), magazin programları (%11,1), kuşak ve gerçek yaşam programları (%9,4) ve çocuk programları (%5,9) olarak belirlendi. Müstehcen, kaba ve argo sözler ile cinsiyetçi ifadelerin en fazla spor programları (%19,8), kuşak ve gerçek yaşam programları (%16,5), çocuk programları (%4,6), bilgi ve eğlence programları (%3,3) içerisinde kullanıldığı saptandı.
Projenin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasının ardından RTÜK Başkanı Yerlikaya TDK Başkanı Gülsevin’e plaket takdim etti. Proje paydaşlarıyla toplu olarak gerçekleştirilen fotoğraf çekimi ile program son buldu.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunu aşağıdaki sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.



