İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 24.12.2018 tarih ve 1074 sayılı yazısına konu HALK TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 21.12.2018 tarihinde saat 21:00’da yayınlanan “Uğur Dündar ile Halk Arenası” isimli program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
HALK TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 21.12.2018 tarihinde saat 21:00’da yayınlanan sunuculuğunu Uğur DÜNDAR'ın yaptığı "Uğur Dündar ile Halk Arenası" isimli programda, program konuğu ile program sunucusu arasında geçen diyaloglarda; “Şu içinde bulunduğumuz kutuplaşma, ayrışma yani artık bırakın yolları aşındırmayı haftalar öncesinden izin alınmış bazı sanat etkinlikleri yapılamıyor. Biletleri satılmış oyunlar oynanamıyor, şairler sohbet edemiyor saldırıya uğruyorlar. Bunların ben yine de bazı hadsiz gruplar tarafından gerçekleştirilmiş eylemler olduğunu düşünmek istiyorum. Bunu hiç bir zaman toplumun geneline mal etmiyorum. Ama bizim bu kutuplaşmayı bu ayrışmayı aşmazsak sonumuzun hiç iyi olmadığını düşünüyorum Metinciğim ne dersin? Şimdi efendim yalnız sanatçılar kaybolmuyor dünyadan bazı hayvan populasyonları da kayboluyor. Bunlardan biri de tanrının çok estetik kaygıyla yaratmadığı gergedan. Bunun boynuzlarını kesiyorlar afrodizyak diye kansere iyi geliyor diye nesli tükeniyor son zamanlarda Türkiye'de de görülen bir grip virüsünün adı da gergedan %41'i gergedan virüsünden oluyormuş. Virüs olarak yaşadığı gibi bizim ülkemizde artarak çoğalan bir gergedan soyu var. Hitler bunak ... kandırıp da seçilip başa geldiğinde faşizmin ayak sesleri gelirken Eugene Ionesco Gergedan diye bir oyun yazdı. Biz de o oyunu oynadık. Paris'te bir Bistroya bir adam koşarak girer bir gergedan kovaladı beni der evden buraya kadar. Kafedekiler dalga geçerler yani Afrika gergedanı mıydı Asya gergedanı mıydı tek boynuzlu muydu çift boynuzlu muydu hadi canım sen de öyle şey olur mu falan diye. Fakat gergedanlar giderek artarlar. Bir süre sonra o sevimsiz gergedanlar için güzel sözler söylenmeye başlar. Çok çok da kötü hayvanlar değil bunlar. Bak rengi de böyle hakimsi bir de çok güçlüler kuvvetliler maşallah girdikleri her yeri dağıtıyorlar falan diye önce bünyelerinde sindirmeye başlarlar sonra da gergedanlaşmaya başlarlar. Giderek herkes gergedan olur, giderek herkes gergedan olur, sonunda sarhoş Berenger sevgilisi Daisy'i de gönderdikten sonra gergedan ortamına 'ben insanım, insan doğdum insan kalacağım' diye haykırır. Bizde de gergedanlar yalnız faşizmin ayak seslerini anlatan postallı gergedanlar değil, kökten dincilik gergedanları ve etnik kimlik ayırımcı gergedanlar ve onların bazı kollarıyla müthiş bir gergedan nesli büyüdü. Kargaşayı da popülasyonu da bölünmeyi de polarizasyonu da maalesef bunlar yapıyor. Bunların karşısında ancak insan olarak insanlığımıza sahip çıkarak bunları saf dışı etmek zorundayız başka çaremiz yok diye düşünüyorum. Eğer bu polarizasyon böyle giderse bırakın sokak şeyini hak aramayı iç savaşa kadar gideriz Allah göstermesin hakikaten. Onu hiç birimiz arzulamadığımız için gene bazı kavram kargaşası yaratan tarifleri yeniden yapmak gerekir diye düşünüyorum. Demokrasi için bizi hep eşitlik diye kandırdılar. Sonra eşitlik olmadığını anladık. Ondan sonra çoğunluğun karşısında azınlığın haklarının korunduğu kurum ve kuralların olduğu rejim dediler o da baktık olmuyor çoğunlukçu değil çoğulcu bir şeye gittik. Sayısal üstünlük çoğalan hakkını gücüyle aldı öbür tarafı da koruyan falan yok hamdolsun. Efradını cami ayarını mani bir tarif yapmak gerekirse son zamanlarda demokrasiyi şöyle tarif etmek gerektiğini düşünüyorum. Bize demokrasi anlatıldığı gibi herkesin aynı düşündüğü bir ortam asla olmamalı. Tam tersi tam aksi karşıt düşünenlerin şiddet unsuru ve dayatma olmaksızın birlikte yaşayabildikleri bir rejimin adı demokrasi olması lazım. Bir başka tarifi de bunun hepimizin özen göstermesi gereken eğer patalojisi yoksa özgür iradesiyle geleceğini tayin edebildikleri bir rejim, bireylerin geleceklerini tayin edebildikleri bir rejim demokrasidir. Bu bizim polarizasyondan bu kargaşadan kurtulmamızın tek çaresi de demokrasi diye düşünüyorum. Oraya ulaşabilirsek ne ala, kavga dövüş olmaz biz bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak her faşizmin olduğu gibi karşılaştığı gibi belki liderini ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki adı geçen başka liderlerin yaşadığı gibi kötü sonlar yaşayabilir ama bize yazık olur, biz harap oluruz. Bu güzel bir ülke, necip Türk Milletidir, necip bir Türk Milletidir, bize kıymasınlar. Bizim demokrasi adına direnmemiz gerekli, bu direnci gösteriyor muyuz derseniz ben çok gösterdiğimiz kanaatinde değilim. Cumhuriyet güzel bir rejim. Cumhur halkın kendi kendini yönetmesi ama ne Cumhuriyetler var demek ki sadece cumhuriyet yetmiyor. Bir de bunun kenarına laisizmi takmak lazım. Laik Cumhuriyet olursa biraz bir şeyler beliriyor. Laiklik nedir? Dinle devlet işlerinin ayrılması dediler. Öyle değil. Her inanca eşit aralıkta olan falan filan. Öyle de değil. Din işleri ile devlet işleri çeliştiğinde devletin devletten yana olayı çözmesidir laiklik. Sekülarizm laiklikle hep karıştırılır. Bizde müşterek kullanılır. Sekülerler biz pis sekülerler pis laikler laisizmi ve sekülarizmi de şöyle tarif etmek gerekir.- Sandığa da sahip çıkmak lazım yani sandık esasında pek demokrat bir şey değildir yani her şey sandıkta çözülmez ama burda sandığa da sahip çıkmak zorundayız.- ...Bolşevik olmadığı halde Bolşevizmi gösterip İstiklal Savaşı'nda Ruslardan yardım alan bir stratej. Onun dışında kim Rusya'ya döndüyse iktidardan gitti onu da söyleyeyim. Adnan Menderes bir ay sonraya randevu almıştı ihtilal oldu, Süleyman Demirel aynı şekilde kuzeye döndüğü zaman ihtilal oldu. Bakalım darısı kimin başına " şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İhlale konu programda, program konuğu tarafından sarf edilen; "Bu bizim polarizasyondan bu kargaşadan kurtulmamızın tek çaresi de demokrasi diye düşünüyorum. Oraya ulaşabilirsek ne ala kavga dövüş olmaz biz bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak her faşizmin olduğu gibi karşılaştığı gibi belki liderini ayağından asarlar belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki adı geçen başka liderlerin yaşadığı gibi kötü sonlar yaşayabilir ama bize yazık olur, biz harap oluruz. Bu güzel bir ülke, necip Türk Milletidir, necip bir Türk Milletidir, bize kıymasınlar. Bizim demokrasi adına direnmemiz gerekli, bu direnci gösteriyor muyuz derseniz ben çok gösterdiğimiz kanaatinde değilim.", "Sandığa da sahip çıkmak lazım yani sandık esasında pek demokrat bir şey değildir yani her şey sandıkta çözülmez ama burda sandığa da sahip çıkmak zorundayız..", "Onun dışında kim Rusya'ya döndüyse iktidardan gitti onu da söyleyeyim. Adnan Menderes bir ay sonraya randevu almıştı ihtilal oldu, Süleyman Demirel aynı şekilde kuzeye döndüğü zaman ihtilal oldu. Bakalım darısı kimin başına." şeklindeki ifadelerin, toplumu kin ve düşmanlığa tahrik, nefret duyguları oluşturabilecek nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan; "Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve program yayını durdurma idari tedbirinin uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %5 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2018 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 331.373,94 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2018 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 17.065 (onyedibinaltmışbeş) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 5 (BEŞ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanın kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “… Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, işlem yapılması hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
d) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 26.12.2018 tarih ve 2018/52 sayılı toplantısında alınan 33 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 21.12.2018 tarihinde saat 21:00’da yayınladığı "Uğur Dündar ile Halk Arenası" adlı program yayınında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan, yayın hizmetleri ‘Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.’ ilkesinin ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,
e) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki ilkelerle dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir. … Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi İlhan TAŞÇI’nın karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 26.12.2018 gün 52 sayılı toplantıda aldığı 33 no.lu karara karşı oy yazısı.
İlhan TAŞCI Şerhidir.