İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 07.11.2023 tarih ve 562 sayılı yazısına konu FLASH HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 23.10.2023 tarihinde saat 09:57’de yayınlanan “Başkentte Gündem” isimli program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
FLASH HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 23.10.2023 tarihinde saat 09:57’de yayınlanan sunuculuğunu Fatih Ertürk’ün yaptığı, Fahrettin Fidan, Vecdet Öz ve Namık Kemal Çalışkan’ın konuk olarak katıldığı, "Başkentte Gündem" isimli programda, program sunucusu ve program konukları arasında geçen diyaloglarda; “İsraillilerin televizyonlara, Türk televizyonlarına karşı “Defolun. Gidin buradan.” ya da “Durmayın burada.” şeklinde bir tepkisi başladı. Bu tepkinin iki nedeni var. Birincisi, bizdeki çok fazla sorumlu olmayan siyasetçiler var, ağzına geleni söyleyen. Bunlardan biri Devlet Bahçeli. Ne demişti? "24 saat içinde ateşkes sağlanmazsa Türkiye devreye girmeli." Tuttu bunu bir tweet attı, 24 saat süre verdi İsrail’e. 24 saat sonra ne yaptığını anladı, düştüğü hatayı da anladı, dedi ki “Entegre olarak bütün ülkelerin bir araya gelmesiyle bir çözüm aranmalı.” Yani, yumuşatmaya çalıştı ama bu İsrail’e, Türkiye İsrail’e müdahale edecek şeklinde ki bundan o çıkıyor zaten. Yani niye bunu yapar Bahçeli? Yani hakikaten bir insanın zarar verme kapasitesi ne kadar yüksek onu tahmin edemiyorum ben dış politikada”, “…Hiçbir Arap ülkesinin siyasetçisi “24 saat İsrail’e süre veriyorum, yoksa Türk askeri oraya gider.” gibi bir imada bulunmadı. Yani bu, bu tür, kusura bakmayın da geri zekâlılıklar yüzünden İsrail halkı yavaş yavaş Türk halkını karşısına almaya başladı”, “Ee tabi, bulmuşlar öyle bir kitleyi... Öyle kitle derken acı acı gülmek için…İçeride eğitimsiz, cahil bir kitleye hitap ediyorlar. Onların oy tabanı bu, güç tabanı…Türkiye’de belli bir kesim var ki cehaletin zirvesini yaşıyor ve AK Parti’nin, MHP’nin tabanı bunlar”, “…Şimdi Fatih Türkiye'de böyle bir kitle var maalesef. Ve o kitleye siz her türlü hamasi nutku atarsınız ve o yer. Amiyane deyimle yer ve yiyorlar da…O pankartı asanlara bunu söyle sana başka bir şey söyler, ayet okur. Yani, sokaklarda eylem yapan insanlara bakıyorum, Filistin bilmem ne diye yırtınan insanlara. Ya sorsan "Filistin’in dünya haritasında yerini göster", gösteremez. ‘Gazze’yi göster’, gösteremez. Ama bu kitle oy kullanıyor, Türkiye’nin kaderini belirliyor, Türkiye’nin bugün ne halde olduğunun sebebi de o kitle. Bu kitleyi yarattılar ve o kitle şimdi bu iktidarları yaratıyor…” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Nefret söylemi içeriğine göre “siyasal nefret söylemi, kadınlara yönelik nefret söylemi, yabancılara ve göçmenlere yönelik nefret söylemi, cinsel kimlik temelli nefret söylemi, inanç ve mezhep temelli nefret söylemi” şeklinde sınıflandırılmıştır. Siyasal nefret söylemi, siyasi bir ideolojiyi ve onun taraftarlarını hedef almaktadır. Siyasi isim ve partiler üzerinden şekillenmekte, kaynağını siyasal yaşamdaki farklılaşan görüşlerden almaktadır.
Nefret söyleminin demokratik toplum yapısına tehdit oluşturan bir yönü de vardır. Demokratik toplum yapısı farklı görüş ve bakış açılarının açıkça ifade edilebilmesini ve karşılıklı hoş görüyü gerektirir. Nefret söylemi ise, farklılıklar arasında saygıyı azaltır. Nefret söylemine maruz kalan kişi ve/veya gruplar sessizleşir ve demokratik müzakere ortamından geri çekilirler. Böylece nefret söylemiyle hedef alınan kişi ve grupların demokratik müzakere süreçlerine olan katkısı azalmış olur.
Bireyleri siyasi düşüncesine ve yaşam biçimine göre sınıflandırmak, her tür platformda tehlikeli sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu tür yaklaşım ve söylemlerden uzak durulması, toplumsal barış açısından önemli bir husustur. İfade özgürlüğü, yayın özgürlüğünün temeli olmakla beraber yayın kuruluşlarının, ekranları aracılığı ile izleyiciyle buluştuğu programların da dikkatli bir dil ve üslup kullanmaları yasal yükümlülükleri arasındadır.
Demokrasinin en temel önceliklerinden biri halkın haber alma özgürlüğü olduğundan demokratik rejimlerde medya, kamuoyu oluşumunda hayati öneme sahip bir aktördür. Bu açıdan bakıldığında medyanın gücü ne kadar fazlaysa medya mensuplarının sorumluluğunun da o ölçüde arttığını söylemek mümkündür. Yayıncılığın aynı zamanda bir kamusal sorumluluk görevi olduğu da düşünüldüğünde yayınların Basın Meslek İlkeleri çerçevesinde yürütülmesi bir zorunluluktur. Bu ilkelere göre yayınlarda ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumun belirli bir kesimini ayrıştırıcı beyanlardan kaçınılması gerekmektedir.
Görevlerinden biri de halkı bilgilendirmek olan yayın kuruluşlarının, yorum programlarında eleştirilere yer vermesi son derece doğaldır. Medya mensuplarının görüşlerini herhangi bir baskı altında kalmadan açık bir şekilde ifade etmesi, birtakım kişi veya kuruluşları eleştirmesi ve onların gerçekleştirdikleri eylemler hakkında kamuoyunu bilgilendirmesi basın özgürlüğü anlamında son derece önemlidir. Ancak şüphesiz bu hak, sınırsız ve kontrolsüz bir eleştiriyi beraberinde getirmemeli, yasa ve ahlak kuralları içerisinde çizilen bazı sınırlar yardımıyla kamuoyunun doğru ve objektif bir şekilde bilgilendirilmesine katkı sağlamak amacıyla kullanılmalıdır. Ayrıca yayınlarda eleştiri hakkı kullanılırken kamuoyunu yanlış yönlendirebilecek ve toplumun belirli bir kesimini hedef göstererek kamuoyunu kin ve düşmanlığa sevk edebilecek unsurlara yer verilmemelidir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda geçen diyaloglarda; “İçeride eğitimsiz, cahil bir kitleye hitap ediyorlar. Onların oy tabanı bu, güç tabanı…Türkiye’de belli bir kesim var ki cehaletin zirvesini yaşıyor ve AK Parti’nin, MHP’nin tabanı bunlar…Şimdi Fatih Türkiye'de böyle bir kitle var maalesef. Ve o kitleye siz her türlü hamasi nutku atarsınız ve o yer. Amiyane deyimle yer ve yiyorlar da…O pankartı asanlara bunu söyle sana başka bir şey söyler, ayet okur. Yani, sokaklarda eylem yapan insanlara bakıyorum, Filistin bilmem ne diye yırtınan insanlara. Ya sorsan "Filistin’in dünya haritasında yerini göster", gösteremez. “Gazze’yi göster”, gösteremez. Ama bu kitle oy kullanıyor, Türkiye’nin kaderini belirliyor, Türkiye’nin bugün ne halde olduğunun sebebi de o kitle. Bu kitleyi yarattılar ve o kitle şimdi bu iktidarları yaratıyor…” şeklindeki ifadelerle, toplumun siyasi görüşleri ile ayrıştırıldığı ve kutuplaşma oluşturulduğu, belirli bir kesiminin cahillikle suçlandığı, yine aynı kesimin Anayasal haklarıyla ilgili eleştiri yapıldığı, konuğun sarf etmiş olduğu sözler üzerine sunucunun herhangi bir müdahalede bulunmamasının sorumlu yayıncılık anlayışı ile bağdaşmadığı, dolayısıyla programda toplumsal huzur ve barışı zedeleyici olarak kullanılan ifadelerin toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edebilecek ve toplumun bir kesimine karşı nefret duyguları oluşturabilecek nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan; "Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve program yayını durdurma idari tedbirinin uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %5 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 233.132,72 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2023 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 85.738,00 (seksenbeşbinyediyüzotuzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) İdarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 5 (BEŞ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanın kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
d) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “… Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, işlem yapılması hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
e) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 08.11.2023 tarih ve 2023/44 sayılı toplantısında alınan 14 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 23.10.2023 tarihinde saat 09:57’de yayınladığı "Başkentte Gündem" isimli program yayınında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan, yayın hizmetleri ‘Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.’ ilkesinin ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,
f) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki ilkelerle dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir. … Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Dr. Necdet İPEKYÜZ, Tuncay KESER ve İlhan TAŞCI’nın karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 08.11.2023 tarih, 2023/44 sayılı toplantısında alınan 14 No’lu karara karşı oy yazısı.
Tuncay KESER Şerhidir.
Üst Kurulun 08.11.2023 tarih, 2023/44 sayılı toplantısında alınan 14 No.lu karara karşı oy yazısı.
Dr. Necdet İPEKYÜZ Şerhidir.