İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 25.12.2023 tarih ve 616 sayılı yazısına konu İLKE TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 26.09.2023 tarihinde 08:46:39 -12:14:09 -13:02:22 -15:09:35 -15:35:25 -16:00:32 saatlerinde yayınlanan "Emek Günlüğü" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
İLKE TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 26.09.2023 tarihinde 08:46:39 -12:14:09 -13:02:22 -15:09:35 -15:35:25 -16:00:32 saatlerinde gün boyu çeşitli zanaat kollarını ele alarak art arda yayınlanan "Emek Günlüğü" adlı programda, “Kürdistan'da yaşanan yoğun savaştan dolayı köylerinden zorla göç ettirilen aileler şimdilerde Kürdistan'ın bazı şehirlerinde ve Türkiye metropollerinde yaşamlarını sürdürüyorlar…Kürdistan'ın da geleneksel ekmek pişirme yöntemlerinden biridir tandır...Yine bir sanat yine bir yaşamın kıyısında saklı kalan sanatçı dar bir alanda sanatını icra eden emekçi bir üstat. Doğup büyüdüğü topraklardan uzakta kapalı bir mekanda taşları dile getirip hayata renk veren Kürdistan'ın ilk mandela sanatçısı Fatih Usta…Kürdistan'ın Van yöresine ait bir ayakkabı olan reşik Mecit Usta'nın dükkanına tamir için getirildiğinde ilgisini çeker ve araştırmaya başlar…Bunlardan bazı sanatçı kadınlar geleneklerinin bir parçası olan geleneksel kıyafetleri ve aksesuarları bulunduğu ortamlara taşımışlardır. Kürdistan'ın ses sanatçılarından Susika Simo, Ayşe Şan ve geleceğin yeni sanatçılarına mirasçısı olmuşlardır. Kürdistan'ın coğrafi güzelliklerini, gelenek ve göreneklerini ezgileriyle dile getiren Kürt kadınlarından biri...Kofinin bir diğer özelliği ise üzerine işlenmiş olan boncuklar, pullar ve rengârenk püsküller farklı anlamlar taşır. (Sarı, kırmızı ve yeşil renkli kofiler gösteriliyor.) Kürdistan coğrafyasında kofiler farklı bölgelerin dili olur. Bu semboller ve renkler bazı bölgelere göre ayrı ayrı anlamlar taşıyabilir. Ama kofi her yerde Kürt kadınının geleneksel sembollerindendir. (Sarı kırmızı ve yeşil renkteki kofiler gösteriliyor.)…Bu gelenek Kürdistan'ın birçok bölgesinde eski yöntemlerini sürdürmeye devam ediyor…Bu bitkiler, insan emeğini katkısıyla sofralarımıza gelir. Bunlardan biri de Kürdistan'ın bereketli topraklarında boy veren kırmızı mercimek emekçi ellerde nasıl işleniyor görelim.” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İdeolojik bir mesaj olan "Kürdistan" ifadesi Türkiye sınırları içerisinde terör örgütü PKK'nın ve çeşitli bölücü grupların kurma ideali taşıdığı sözde ülkenin adı olarak kullanılmaktadır. Kürdistan ifadesi ile aktarılan bölücü ideoloji, birçok etnik grup ve ırkın birlikte yaşadığı sınırlarıyla bölünmez bir bütün olan ülkemizin huzur ve birlik ortamını tehdit etmektedir. Günümüzde dünyanın dört bir yanındaki terör örgütleri, fiziksel saldırılarla birlikte medya ve interneti de kullanarak ülkelerin asayiş, düzen ve toprak bütünlüklerine zarar vermeye de başlamışlardır. Bilindiği üzere ülkemiz çok sayıda terör örgütüyle mücadele etmektedir. PKK adlı terör örgütü doğu illerimize saldırılar düzenlemekle kalmayıp kendi bölücü ideolojilerinin propagandasını yaymak için çeşitli araçları kullanmaktadır. Ülkemizin doğusunda ''PKK'' adlı terör örgütüyle mücadelemiz kararlı bir şekilde devam ederken, yıllarca sahada Türk ordusunun sürdürdüğü bu mücadeleye görece yeni bir mücadele sahası olan "medya" sahası da eklenmiştir. Temelde yaygın olarak kullandıkları propaganda örnekleri de doğu illerimizin ''Kürdistan'' adında ayrı bir devlet gibi gösterildiği haritalar, sözde devletin sarı, kırmızı ve yeşil renklerinden oluşan bayrağı vb. olarak karşımıza çıkmaktadır. Bölücü terör örgütünün kendi kanallarının yanı sıra bazı devletlerin medya içeriklerinde bile işbu söylemlere rastlamaktayız.
Medya hizmet sağlayıcıları hazırladıkları içeriklerin etkisini gözardı ederek bilinçsizlikten veya ideoloji kaynaklı terör örgütlerine hizmet eden yayınlarla izleyicileri karşı karşıya getirebilmektedir. Ancak bu durum bölücü terör örgütlerinin kendilerini inşa etmesine neden olmaktadır. 6112 sayılı Kanunun 6. maddesinin 4. fıkrası uyarınca; "Medya hizmet sağlayıcılar, ticari iletişim ile üçüncü şahıslar tarafından üretilenler de dahil olmak üzere, yayınlanan tüm yayın hizmetlerinin içeriğinden ve sunumundan sorumludur." Ekte yer alan kliplerde ve yukarıda yer alan deşifrelerden de görüleceği üzere "Kürdistan" ifadesi, münferit bir şekilde kullanılmamıştır. Aksine sistematik bir şekilde gün içindeki farklı yayınlarda tekrarlanarak dış ses tarafından vurgulanmıştır. Anlatım rolünü üstlenen dış ses medya hizmet sağlayıcı kuruluşların yayınlarında kendi insiyatifleri ve yönlendirmeleriyle dizayn edilmektedir. Başka bir deyişle yayındaki bu ifadeler, editoryal olarak tasarlanarak görüntülere eklenmektedir. Hassas ve dikkatli olunması gerekilen bu hususta, mükerrer kullanımın bilinçli olduğu açıktır. Hem Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğünü tehdit etmekte bölücü faaliyetler içinde bulunan terör örgütünü izleyicilerin zihninde meşru kılmayı amaçlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki bölgenin geleneksel değerine dair yapılan yayında ülkemizin birlik ve bütünlüğünü parçalamayı hedefleyen ve bölücü faaliyetler içinde bulunan terör örgütünün ortak söyleminde yer alan ve ülkemiz tarafından varlığı kabul edilmeyen sözde "Kürdistan"
olarak tanımlanan bir coğrafi bölgeye atıf yapılması Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarına ve toplumsal bütünlüğüne aykırı niteliktedir. Ayrıca 6112 sayılı Kanunun 6. maddesinin 4. fıkrası uyarınca; "medya hizmet sağlayıcılar, ticari iletişim ile üçüncü şahıslar tarafından üretilenler de dahil olmak üzere, yayınlanan tüm yayın hizmetlerinin içeriğinden ve sunumundan sorumludur''. Yayının anlatısı için eklenen dış sesin ve kullanılan görsellerin medya hizmet sağlayıcı kuruluşun tercihi ve gözetiminde oluştuğu göz önüne alındığında "Kürdistan" ifadelerinin kullanılması medya hizmet sağlayıcı kuruluşun bu sorumlulukla hareket etmediğini göstermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değiştirilemeyecek hükümleri arasında yer alan 3'üncü maddesinde, "Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür..." hükmü yer almaktadır. Bununla birlikte Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma Suçu, Türk Ceza Kanunu'nun "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" bölümünde "Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak" başlığıyla düzenlenmiştir. TCK'nın 302. maddesinde "Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet iradesinden ayırmaya yönelik bir fiil..." şeklinde ifade edilmiştir. "Kürdistan" ifadesinin ülkenin sınırları içerisindeki bölge için kullanılması ülkenin varlığı ve toprak bütünlüğüne dair sorun teşkil etmektedir. Bununla birlikte kofinin yapımında kullanılan iplerin renkleri bölücü terör örgütü PKK'nın sözde bayrağını çağrıştıran sarı kırmızı ve yeşil renkleriyle aynı olduğu görülmektedir. Bu renklerden oluşan kofilerin yayının büyük bir bölümünde ekranda yer aldığı tespitiyle birlikte yayının görsel ve söylemsel unsurlarında bölücü nitelikte unsurlar olduğu görülmektedir.
Anayasanın 26. maddesi düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini düzenlemektedir. İlgili maddede "Bu hürriyetin kullanılması, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir." denilmektedir. 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde ise; Basının özgür olduğu, bu özgürlüğün; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içereceği, basın özgürlüğünün kullanılmasının ancak toplum sağlığı ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması amacıyla sınırlanabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu yayında, "Kürdistan'ın bazı şehirlerinde ve Türkiye metropollerinde…Kürdistan'da yaşanan yoğun savaştan dolayı köylerinden zorla göç ettirilen aileler şimdilerde Kürdistan'ın bazı şehirlerinde ve Türkiye metropollerinde yaşamlarını sürdürüyorlar." İfadelerinden görüleceği üzere Kürdistan'ın ayrı bir devlet olarak ifade edildiği, bunun yanı sıra terör örgütünün söylem ve amacına hizmet edecek şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK terör örgütü ile verdiği mücadele sanki sözde Kürdistan devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında vuku bulan bir savaş olarak sunularak bu savaş neticesinde bölgedeki ailelerin köylerinden göç etmesi için zorlandığı anlamı içerdiği, taş işçiliği üzerine yapılan yayında, bu zanaatla ilgilenen şahsın alanının öncülerinden olduğunu belirtmek amacıyla "Kürdistan'ın ilk mandela ustası"; Van yöresine ait olduğu belirtilen reşik adlı ayakkabının anlatıldığı görüntülerde ise Van'ın Kürdistan'ın bir yöresi olarak tanıtıldığı, ülkemizin şehirlerinden Van'a ait olan kültürel değerlerin anlatılarak bunların Kürdistan diye bahsettikleri sözde ülkeye ait olduğu mesajının verildiği, Kofi'nin işlendiği yayında ise, bu baş aksesuarının geleneksel bir sembol olduğu dile getirilmiş ancak bu sembolün ''Kürdistan'' coğrafyasına ait olduğunun ifade edildiği görülmektedir. Kürt kökenli sanatçı ve doğu illerinin yöresel değerini nitelerken ''Kürdistan'' ifadesinin iki kere kullanıldığı, koyun kırkma işini aktaran bölümde "Kürdistan'ın birçok bölgesinde eski yöntemlerini sürdürmeye devam ediyor" ve çiftçiliği konu edinen diğer yayında da dile getirilen "Kürdistan'ın bereketli topraklarında boy veren kırmızı mercimek" şeklinde ifadelerle, Kürdistan diye bir bölgenin varlığını kanıtlamaya yönelik terörün amaçlarına hizmet edecek şekilde sunulmasının kamusal sorumluluk anlayışından uzak, toplumun hassasiyetlerini göz ardı eden ve kamu vicdanını yaralayan bir durum teşkil ettiği, ayrıca bu tür söylemlerin terörle mücadele sonucu şehit olanların manevi hatıralarını şehit ve gazi yakınlarını incitici nitelikte olacağı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (t) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (t) bendinde yer alan; “Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet edecek sonuçlar doğuracak şekilde sunamaz.” ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2023 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 85.738,00 (seksenbeşbinyediyüzotuzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. ....” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Dr. Necdet İPEKYÜZ, Tuncay KESER ve İlhan TAŞCI’nın karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 28.12.2023 tarih, 2023/51 sayılı toplantısında alınan 38 No.lu karara karşı oy yazısı.
Necdet İPEKYÜZ Şerhidir.