İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 09.02.2024 tarih ve 28 sayılı yazısına konu FLASH HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 18.12.2023 tarihinde saat 20:57’de yayınlanan "Serbest Kürsü" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; FLASH HABER logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 18.12.2023 tarihinde saat 20:57’de yayınlanan, sunuculuğunu Şevin Ekinci’nin yaptığı, Gazeteci Murat Aksoy, Gazeteci Necdet Saraç, Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, TEPAV Araştırma Uzmanı Mert Uzunsoy, DEM Parti Milletvekili Ali Bozan’ın katıldığı, "Serbest Kürsü" adlı programda geçen diyaloglarda; "2019 yerel seçimlerinde o dönem partimiz HDP bir karar aldı. Kürdistan'da kendi belediyelerini, kazanımlarını korumak, Türkiye'de AKP-MHP Faşizmini geriletmek için CHP'nin adaylarına destek verildi. Bu bir ittifak değildi. Yine mayıstaki genel seçimlerde cumhurbaşkanlığı seçiminde de bir tavrı söz konusuydu, bir stratejisi söz konusuydu. Bu tavrı stratejisi neydi? 21 yıllık AKP Erdoğan iktidarına son vermek. Ve hem Cumhurbaşkanlığının 1. tur seçimlerinde hem 2. tur seçimlerinde aldığı bu kararın arkasında durdu ki bu kararın arkasında durma meselesi de biz seçimle ilgili o seçim haritalarına baktığımızda DEM Partinin ve DEM Parti seçmeninin kendi kararının arkasında durduğu açık bir şekilde ortadaydı. Geldiğimiz aşamada kararımız çok şeffaf aslında bir karar. Diyoruz ki biz Kürdistan'da kendi adaylarımızla seçime gireceğiz. Seçime girme stratejimiz de şu; birinci, bir önceki seçimlerde 1. ve 2. parti olduğumuz her yerde ön seçim yapıyoruz. Halka gideceğiz. Halkın en geniş kesimlerinden oluşmuş bir delegasyon yapısı belirliyoruz ve bu delegasyon yapısıyla biz eş başkan adaylarımızı ve belediye meclis üyelerimizi belirleyeceğiz. Türkiye tarafına geldiğimizde bu konuda da ittifaklara açık olduğumuzu söylüyoruz. Ama burada bu konuda genel hatlarıyla bir belirlememiz var. Genel hatlarıyla belirlememiz nedir? Diyoruz ki eğer ittifak yapacak olursak bu ittifaklar şeffaf olacak. Eğer ittifak yapacak olursak yapacağımız ittifaklar mutlak suretle ilkeli ittifaklar olacak. Bizim halkımıza izah edemeyeceğimiz, halkımıza anlatmayacağımız, anlatamayacağımız hiçbir ittifakımız hatta ve hatta hiçbir görüşmemiz söz konusu olmayacak." şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değiştirilemeyecek hükümleri arasında yer alan 3'üncü maddede, "Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür..." hükmü yer almaktadır. Bununla beraber, Türk Ceza Kanunu'nun "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" bölümünde "Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak" başlığıyla düzenlenmiştir. TCK'nın 302. maddesinde "Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet iradesinden ayırmaya yönelik bir fiil..." şeklinde ifade edilmiştir.
Anayasanın 26. maddesi düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini düzenlemektedir. İlgili maddede "Bu hürriyetin kullanılması, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir." denilmektedir.
Yayıncının haberlerle kamuoyunu bilgilendirmek görevini icra ederken, haberciliğin hassas dengelerini akılda tutması beklenmektedir. Sorumlu yayıncılıkta haber bilgilerinin veriliş tarzı ve dilde otokontrol yapılmasının gerekliliği vurgulanmaktadır.
İfade, düşüncenin somutlaşmış ve dış dünyaya yansımış şeklidir ve bir yönüyle artık diğer insanları da etkiler durumdadır. Bu etkileyiş düşünsel birikimin sağlanması, tartışma ve hoşgörü ortamının yaratılması ve hakikate ulaşmanın sağlanabilmesi işlevi görebilir. Ancak aynı etkileyiş sürecinde insanları aldatmak, kandırmak, manipüle etmek ve yanlış yönlendirmek gibi sonuçların da ortaya çıkabildiği görülmektedir. Bu bağlamda ifadelerin konuşan dışındaki bireylere, topluluklara ya da devlet ve benzeri yapılar üzerinde zarar doğurabilecek kısa ya da uzun vadeli sonuçlara sebebiyet verebildiği söylenebilir.
Medya, hem dünyada hem de Türkiye'de aktif ve yapıcı bir rol oynamaktadır. Modern demokratik toplumlarda bulunan yasama, yürütme ve yargı organlarına ek bir “dördüncü kuvvet” olarak tabir edilen medya elinde bulundurduğu bu gücü kullanırken belli başlı bazı sorumlulukları da yerine getirmekle mükelleftir. Medya kuruluşları haber verdiği toplumun resmi organlarına karşı kanunlarla çizilmiş sorumluluklarını yerine getirmelidir. 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde basının özgür olduğu, bu özgürlüğün; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içereceği, basın özgürlüğünün kullanılmasının ancak toplum sağlığı ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması amacıyla sınırlanabileceği hükmüne yer verilmiştir.
İfade hürriyetine dair Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: ‘Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir. Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.
Yayın kuruluşlarının, toplumsal hassasiyetleri göz önüne alarak yayın yapmaları yayın etiği açısından önemli bir konudur. İfade özgürlüğü, yayın özgürlüğünün temeli olmakla beraber yayın kuruluşlarının ekran aracılığıyla izleyiciyle buluştuğu programlarında dikkatli bir dil ve üslup kullanmaları yasal yükümlülükleri arasındadır. Kürdistan kelimesinin toplumsal hafızadaki izlerine bakıldığında coğrafi bir betimlemenin ötesinde PKK terör örgütü tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin doğusunda kurulması planlanan yeni bir ülke olarak algılandığı anlaşılmaktadır.
PKK, ülkemizin birlik ve bütünlüğünü parçalamayı hedefleyen ve bölücü faaliyetler içinde bulunan bir terör örgütüdür. Yıllardır resmi ve sivil hedeflere yönelik kanlı saldırılar düzenleyen PKK terör örgütü, Türkiye Cumhuriyetinin Güneydoğu kısmının sözde kuzey Kürdistan olduğunu iddia etmektedir. Ülkenin bu kısmının bölünerek birleşik sosyalist Kürdistan’ın kurulması gerektiğini savunmaktadır. Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu 17.09.2014 tarihli “…Bilindiği üzere, mahkemeler ve Yargıtay ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve ayrıca dünyanın pek çok ülkesi tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK/KCK adlı yasadışı terör örgütü, Türkiye Cumhuriyetinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Suriye, İran ve Irak ülke topraklarının bir kısmını da içine alacak şekilde Marksist-Leninist ilkeler doğrultusunda Kürt devleti kurmak amacı taşıyan ve bu amaçla çok sayıda öldürme, yaralama, gasp, tehdit, adam kaçırma, bombalama ve toplu öldürme gibi eylemlerde bulunan ve halen de yurt genelinde silahlı eylemlerini sürdürmeye devam eden 5237 sayılı TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı bir örgüttür." şeklinde verilen hükümde de anlaşılacağı üzere bağımsız bir Kürt devleti kurma fikri terör örgütü PKK'nın planlarından birisidir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, İhlale konu yayında; "Kürdistan'da kendi belediyelerini, kazanımlarını korumak, Türkiye'de AKP-MHP Faşizmini geriletmek için CHP'nin adaylarına destek verildi”, “Diyoruz ki biz Kürdistan'da kendi adaylarımızla seçime gireceğiz" ve "Türkiye tarafına geldiğimizde bu konuda da ittifaklara açık olduğumuzu söylüyoruz" şeklinde, Türkiye ve sözde Kürdistan’ın iki ayrı ülke olarak ifade edildiği, moderatör Şevin Ekinci'nin söz konusu ifadelere herhangi bir müdahalede bulunmadığı, Milletvekili BOZAN tarafından dile getirilen ifadelerin, medya hizmet sağlayıcı kuruluşlardan beklenen toplumsal değerlere ilişkin hassasiyetlerin çok uzağında olduğu, kullanılan ifadelerin amacını aştığı, sorumlu yayıncılık anlayışını benimsemesi gereken medya hizmet sağlayıcı kuruluşta bu tarz ifadelerin kullanılmasının hukuki ve ahlaki düzeydeki çeşitli sorunları ortaya çıkaracağı açıktır. Dolayısıyla, "Serbest Kürsü" adlı programda yer verilen ayrıştırıcı ifadelerin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, toplumsal ve toprak bütünlüğüne, sınırlarına, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırılık teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan; "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz." hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %3 oranında idari para cezası uygulanmasına ve idari tedbir olarak program yayınının üç (3) kez durdurulmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan; "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve program yayını durdurma idari tedbirinin uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 202.735,93 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2023 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 85.738,00 (seksenbeşbinyediyüzotuzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) İdarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 3 (ÜÇ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanının kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
d) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “…Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, işlem yapılması hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
e) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 21.02.2024 tarih ve 2024/08 sayılı toplantısında alınan 164 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 18.12.2023 tarihinde saat 20:57’de yayınladığı "Serbest Kürsü" adlı program yayınında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan, yayın hizmetleri ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz.’ ilkesinin ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,
f) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki ilkelerle dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir. … Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Dr. Necdet İPEKYÜZ, Tuncay KESER ve İlhan TAŞCI’nın karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 21.02.2024 tarih, 2024/08 sayılı toplantısında alınan 164 No’lu karara karşı oy yazısı.
Necdet İPEKYÜZ Şerhidir.
Üst Kurulun 21.02.2024 tarih, 2024/08 sayılı toplantısında alınan 164 No.lu karara karşı oy yazısı.
Tuncay KESER Şerhidir.