İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 25.11.2025 tarih ve 92 sayılı yazısına konu EDESSA TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 03.10.2025 tarihinde saat 08:05’te yayınlanan “Gezgin Mikrofon” adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, EDESSA TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 03.10.2025 tarihinde saat 08:05’te yayınlanan, sunuculuğunu Filiz Aslan’ın yaptığı "Gezgin Mikrofon" adlı belgeselin “Ani Harabeleri”nin ziyaret edildiği ilgili bölümünde “...Kış turizminin önemli rotalarından biri. Turların, turistik rotaların önemli merkezlerinden biri. Çok sayıda Ermeni'nin ziyaret ettiği bir yer. Evet şimdi girelim ve Ani Harabeleri'nin içinde yatan o muhteşem kiliseleri, katedralleri ve sonradan kondurulan camileri görelim. Camiler de diyorum çünkü Alparslan 1065'te bu şehri ele geçirdikten sonra camiye çevirmiş çoğu kiliseleri ve yeni camiler de yaptırmış. Ne yazık ki işte bizim bu vandal kültürümüzün bir yansıması..." şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Görevlerinden biri halkı bilgilendirmek olan yayın kuruluşlarının, çeşitli programlarında görüşlerini herhangi bir baskı altında kalmadan açık bir şekilde ifade etmesi, birtakım kişi veya kuruluşları ister günümüzde yaşamış olsun isterse tarihi bir şahsiyet olsun eleştirmesi ve onların gerçekleştirdikleri eylemler hakkında yorum yapması son derece doğaldır. Ancak, şüphesiz bu hak, sınırsız ve kontrolsüz bir eleştiriyi beraberinde getirmemeli, yasa ve ahlak kuralları içerisinde çizilen bazı sınırlar yardımıyla kamuoyunun doğru ve objektif bir şekilde bilgilendirilmesine katkı sağlamak amacıyla kullanılmalıdır. Ayrıca bu hakkın kullanımında toplumun milli ve manevi değerleri de gözetilmelidir.
Değer kavramı genel olarak hem ekonomik yönden paha veya eder şeklinde, hem de insan yaşamına anlam kazandıran inanç temelli bir kavram şeklinde anlamlandırıldığına dikkat çekilmektedir. Milli-manevi değerler toplumu bir arada tutan önemli unsurlardır. Öyle ki, millî ve manevi değerler hukuk sistemimizde de karşılığını bulmaktadır.
"Vandallık" ya da başka bir ifade ile "Vandalizm" Vandallar kavminden türetilmiştir ve genel olarak kültürel, sanatsal veya dini eserlerin kasıtlı şekilde tahrip edilmesi anlamını taşımaktadır. Fetihler sonrası mabetlerin işlevinin değiştirilmesi, tarih boyunca bir çok medeniyet tarafından uygulanagelmiştir. Örneğin Roma İmparatorluğu Hristiyanlığı kabul ettikten sonra putperest tapınakları kiliseye çevirmiş, Hristiyanlar tarafından işgal edilen Müslüman şehirlerindeki bir çok cami kiliseye dönüştürülmüştür. Benzer şekilde Müslümanlar da fethettikleri bölgelerdeki özellikle büyük kiliseleri camiye dönüştürmüştür. Bu uygulama, o dönemin egemenlik, dini meşruiyet ve şehir düzeni anlayışının bir parçasıdır. Yani, niyet yıkmak değil, fethedilen topraklardaki mabetleri kendi inanç sistemi çerçevesinde kullanmaya devam etmektir. Dolayısıyla bir kilisenin camiye çevrilmesi vandalizm değildir; çünkü yapı yok edilmemiş, korunarak yeni bir fonksiyon verilmiştir. Vandalizmde amaç yapıların yıkılıp yok edilmesidir. Halbuki programda bahsi geçen yapı günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir.
Alparslan hem Büyük Selçuklu Devleti’nin hem de Türk-İslam tarihinin en önemli sultanlarından biridir. Alparslan'ın 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi'ndeki zaferiyle Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. Dolayısıyla Türk toplumu açısından Alparslan tartışmasız bir milli kahraman ve toplumun ortak bir değeridir. Alparslan'ın yaptığı bir eylem üzerinden vandallıkla itham edilmesi sadece bir tarihsel şahsiyete değil, aynı zamanda bir milletin hafızasına, kültürel mirasına ve milli değerlerine yönelik bir saygısızlık olarak değerlendirilebilir. Elbetteki tarihsel figürler de eleştirilebilir ancak tarihî kişilikler için hakarete varan, küçültücü ifadeler kullanmak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Milli değerler, ortak tarih ve kahramanlık hikâyeleri üzerinden güçlenir. Alparslan gibi bir milli kahramanımızın değersizleştirilmesi ise milli değerlerimizin zedelenmesine yol açabilir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu “Gezgin Mikrofon” adlı programda; “...sonradan kondurulan camileri görelim. Camiler de diyorum çünkü Alparslan 1065'te bu şehri ele geçirdikten sonra camiye çevirmiş çoğu kiliseleri ve yeni camiler de yaptırmış. Ne yazık ki işte bizim bu vandal kültürümüzün bir yansıması...” şeklinde ifadelerle, Türk tarihinin en önemli liderlerinden biri olan Alparslan’ın fethettiği Ani kentindeki kilise ve katedralleri camiye dönüştürmesinin “vandallık” olarak nitelendirilmesinin tarihsel gerçeklikle bağdaşmadığı, millî ve manevi değerlerin toplumun birlik, beraberlik ve bütünlüğünü sağlayan, huzurlu bir toplumsal yaşam için önemli ve korunması gereken değerler olduğu gerçeği dikkate alındığında mezkur yayında kullanılan ifadelerin toplumun milli manevi değerlerine aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %2 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %2 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2025 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2025 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 195.543,00 (yüzdoksanbeşbinbeşyüzkırküç) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, aynı maddenin 11’inci fıkrası uyarınca 1 ay içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Dr. Necdet İPEKYÜZ, Tuncay KESER ve İlhan TAŞCI’nın karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.


