İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 16.10.2015 tarihli ve 1589 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Ankara Tren Garı önünde 10.10.2015 tarihinde saat 10:04'te iki patlama meydana gelmiş, olayın terör saldırısı olduğu ve iki kişinin kendisini patlatarak bu eylemi gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştır. Ankara'da meydana gelen bu terör saldırısına ilişkin medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar olayın akabinde yayınlarının tamamını bu olaya ayırmışlardır.
CNN TÜRK logosuyla yayın yapmakta olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta saat 13:10'da konuya ilişkin gazeteci Avni Özgürel'in saldırıya ilişkin görüşlerine telefon yoluyla başvurulmuştur. 6 dakikalık yayın süresi boyunca ekran ikiye bölünmek yoluyla ekranın sağ tarafında"Patlama anı" ibaresiyle yakın çekim ve uzak çekimli iki ayrı görüntü altı dakika boyunca sürekli ekrana getirilmiştir.Altı dakikalık yayın boyunca medya hizmet sağlayıcının terör saldırısının patlamasının görüntüsüne 29 defa yer verdiği tespit edilmiştir.(Klip: patlama anı görüntüsü)
Terör eylemlerinin etkinliğinin artmasında medyanın büyük rolü vardır. Aslında her türlü propagandanın en önemli aracı olarak sayılabilen medya, toplumsal bir yıldırma, korkutma ve endişenin en iyi yaratılacağı ortamı sunmak ve terör örgütlerinin sesini kitlelere duyurmanın en kolay ve en önemli yoludur. Bu sebeple medya terörün amacına hizmet eden en uygun araç olarak kabul edilmektedir. Medya terör ilişkisindeki diğer bir boyut ise bu iki kavram arasındaki karşılıklı çıkar konusudur. Medya terör eylemlerinin geniş kitlelerce duyulmasını sağlarken, terör olayları da medyanın daha fazla takip edilmesine neden olmaktadır. Medyadaki terör ve şiddet sahnelerinin defalarca gösterilmesi ticari kuruluşlar olan medya organları için reyting anlamına gelmektedir. Bu sebeple özellikle görsel medyada reytingler yükselmekte ve reklam pastasından alınan paylar artmaktadır. Ayrıca medya aracılığı ile yayınlanan bu görüntüler özellikle de gençler ile eğitim düzeyi düşük kişiler üzerinde şiddetin ve saldırganlığın artmasına neden olmakta, yayınlanan görüntüler sanki gösteri veya eğlence dünyasının bir parçası gibi algılanmakta sonuç olarak da toplumda bir duyarsızlaşma meydana gelmektedir. Ancak şu da ifade edilmelidir ki doğru ve bilinçli haber ve yayınlarla da medya terörün çirkin yüzünü ortaya çıkarmakta bu tür eylemlere karşı toplumsal bir direnç meydana gelebilmektedir.
Terör eylemlerinin bilinçsiz bir şekilde medyada geniş bir şekilde yer bulması, haber gündemlerini işgal etmesi, terör olgusunun toplumun her kesimine yayılmasına ve eylemleri gerçekleştiren terörist grupların yaptıkları ve savundukları şeylere karşı inançlarının artması, diğer terör örgütlerinin de harekete geçmesi, ülke gündemine terör örgütlerinin yön vermesi, örgüt üyelerinin kahramanlaştırılmasına ve yeni katılımların sağlanması, terör örgütlerinin olduklarından daha fazla güçlü gösterilmesi gibi olumsuz sonuçlara yol açabilecektir.
Terör haberlerinin sunulmasında Avrupa ve Amerika'da da önemli düzenlemeler bulunmaktadır. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından kabul edilen Medya ve Terörizm konulu Rec 1706 (2005) sayılı Tavsiye Kararının 8 inci ve 10 uncu paragrafları önem taşımaktadır.
iv. Terörist eylemlerin sebep olabileceği halka korku duygusu ekleyerek veya teröristlere propaganda için platform sunarak teröristlerin çıkarlarına uygun davranmaktan kaçınmaya İngiliz kamu hizmeti yayıncısı BBC'nin terörle ilgili yayın ilkelerine bakıldığında şu ilkeler göze çarpmaktadır:
- Terör haberleri sorumlu bir şekilde verilmelidir; terörizmle ilgili rivayetlerin öldürücü olduğu unutulmamalıdır.
- Teröristlerin propaganda ve tanıtım amaçlı gösterilerine BBC alet olmamalıdır.
- Teröristlerin kullandığı dil, basın mensubuymuş gibi kullanmamalıdır.
Geçmişteki ABD'ye yapılan İkiz Kule'lere saldırı, Londra ve Madrid eylemleri sonrası ABD, İngiliz ve İspanya medyasının kanlı görüntülere yer verilmemesi karşısında ülkemizde yaşanan birçok terör saldırısında yaptıkları yayınlarla terörün propagandasını yaparak İngiltere Başbakanlarından Margaret Thacher'ın "Propaganda terörün oksijenidir" sözünü adeta tescil etmektedirler.
Söz konusu yayınlarla alakalı terörün amaçlarına hizmet etmenin yanı sıra terör mağdurlarının kendileri ve aileleriyle de alakalı gösterilmesi gereken özenli yayınlar ve sorumlu yayıncılık anlayışı konusu da başka bir önemli konu olarak karşımızda durmaktadır. Kurumumuz tarafından 2009 yılında basılan "Televizyon habercileri için rehber" kitapçığında da (s.55) belirtildiği üzere, terör haberleri verilirken teröre alet olma tuzağına düşülmemelidir.
Yukarıda ayrıntılarıyla ifade edilmeye çalışıldığı üzere medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınlarının her nekadar bizatihi kendi üretimi yayınlar olmasa da ekrana taşıdığı her görüntü veya yayının sorumlusu olmasından hareketle terör saldırısı görüntülerini terör örgütlerinin amaçlarına hizmet eder nitelikte olan bu görüntüleri teknik yollarla kapatma imkanına sahip olunmasına rağmen ekranlara getirmesi yayıncılık sorumluluğu ile de bağdaşmamaktadır. Özellikle medyanın olağanüstü olaylar ve terör saldırıları gibi olayların haberleştirilmesi ve ekranlara getirilmesinde gerek Üst Kurulumuz gerekse de bu konuda çalışan bir çok sivil toplum kuruluşları ile kamu kurum veya kuruluşlarının medya sektörüne yönelik bilgilendirici çalışmalarına rağmen hala medya sektörünün paydaşlarının konuya gereken hassasiyeti göstermemesi yayıncılık sektörü açısından önemli bir handikap olarak görülmektedir. Bu dönemlerde yapılan yayınların özellikle terörün propagandası ve mağdurları noktasında daha özenli bir yayın politikası gütmeleri gerekmektedir.
Sonuç Olarak;CNN TÜRK logosuyla yayın yapmakta olan medya hizmet sağlayıcı kuruluş bu yayınları ile 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un "Yayın Hizmeti ilkeleri" başlıklı 8. maddesinin (d) bendinde yer alan "Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez,terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz." ilkelerini ihlal ettiği düşünülmektedir.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın; 8. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
İhlal konusu yayında Ankara Garında gerçekleştirilen terör saldırısının mağduru vatandaşların cansız bedenleri ile yaralanmış vatandaşlarımızın acı çekme görüntülerinin, gerek olayın mağdurlarının gerekse ekran başındaki izleyicinin insanlık onuru ile görüntülerin olası psikolojik ve sosyolojik etkileri gözetilmeksizin ekrana getirilmek suretiyle insan onuruna aykırı bir yayın gerçekleştirildiği sabit görülmüştür. Bu suretle 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "İnsan onuruna … saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, ..."hükmünün ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Anılan kuruluşa 20.10.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce 01.12.2011 tarih ve 2011/66 sayılı toplantıda alınan 40 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, CNN TÜRK logosuyla yayın yapan DORUK TELEVİZYON VE RADYO YAY. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 3.729.384,92 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı 37.294,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı Kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyeleri Süleyman DEMİRKAN, İsmet DEMİRDÖĞEN ve Ersin ÖNGEL’in karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 04.11.2015 gün ve 47 sayılı toplantıda aldığı 104 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.
Üst Kurulun 04.11.2015 gün ve 47 sayılı toplantıda aldığı 104 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.
Üst Kurulun 04/11/2015 gün ve 47 sayılı toplantısında aldığı 104 no.lu karar karşı oy yazısı.
İsmet Özdal DEMİRDÖĞEN Şerhidir.