İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 01.02.2016 tarihli ve 97 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Özgür Gün TV logolu Gün Radyo ve Televizyon Yay.A.Ş. yayın kuruluşunda 05.01.2016 tarihinde yayınlanan Ana Haber Bülteni'nde Silopi'de 2 kadının ölümü ve gözaltılar ile alakalı bir haber yayınlanmıştır."Silopi'de 2 Kürt Kadın Siyasetçi Katledildi"ve"Silopi'de 27 Kişi Gözaltında"alt başlıkları ve ayrıca ile "İlçede tüm saldırı ve ablukalara karşı halkın direnişi kararlılıkla sürüyor" altsesi ile yayınlanan haberin devamında programa HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü telefonla bağlanmıştır.
Haber spikerinin Ferhat Encü'ye yönelik olarak sorduğu soru ve devamında milletvekili tarafından kullanılan ifadeler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik tanımlamalar, 6112 sayılı mevzuata pek çok bakımdan aykırılık oluşturmaktadır. Rapora ekli klipte tamamı mevcut olan konuşmanın bir kısmının deşifre metni aşağıda yer almaktadır:
20.04.03 Spiker:"Şimdi az önce haberimizde de söyledik yasaklar sürüyor, saldırılar da sürüyor ama bir de sivil insanların katledilişi de devam ediyor.Dün geceden beri haber alınamayan 3 kadının cenazesine ulaşıldı bugün.Sözü size bırakıyorum neler söyleyeceksiniz?"
20.05.00 Ferhat Encü".....24 gündür burada bir vahşet uygulanmaktadır.Bu vahşeti uygulayanalar bu topraklarda Kürtler'e karşı savaş açmış, doğasına coğrafyasına kültürüne savaş açmış bir zihniyetin katliamcı bir zihniyet dün akşam bu 3 kadın arkadaşımıza bir de daha kimliği belirlenmemiş genç arkadaşımıza yönelik hain pususu daha sonra yaralanıp daha sonra katledilen infaz edilen bir politikada bir noktada duran bir zihniyetle karşı karşıyayız.24 gündür halkımıza her türlü işkenceyi, her türlü katliamı reva gören ve bu katliamları meşrulaştırma çabası içerisinde olan bir iktidar zihniyeti bir devlet zihniyeti ile karşı karşıyayız.Burada insanlarımızın hem göç ettirilmesine hem de evlerin bombalanıp yağmalanmasına yıkılmasına, insanlarımızın sokak ortasında infaz edilmesinden tutun 7 gün boyunca annemizin sokak ortasında cenazesinin bekletilmesine, 22 gündür hala cenazelerin mahallelerde bekletilmesiyle bu vahşiliğin bu barbarlığın ne derecede olduğunu burada sizin aracılığınızla defalarca dillendirdik.Ne yazık ki 24 gündür bu barbarlığa karşı bu vahşete karşı Silopi halkı direnmektedir.Elinden gelene kadar direnmeye devam edecektir fakat ne yazık ki bu yoğun saldırılar tankıyla topuyla ve tüm savaş argümanlarını ortaya koyarak savaşsa tamamen savaş hukukunu çiğneyen herhangi bir insani değeri taşımayan bir zihniyetle bir DAİŞvari bir çeteyle karşı karşıya kaldığımızı buradan ifade etmek istiyorum."
20.08.15".....Bu zihniyette olan bir gücün, bir devlet anlayışının tamamen bir işgalci gibi Kürdistan coğrafyasını tahribat eden doğasına zarar veren insanlarını katleden bir zihniyetle karşı karşıyayız."
20.08.53"... Bu katliamlara karşı bu vahşete karşı herkesin sesini yükseltmesi sadece sözle değil artık sözün anlamsızlaştığı bir pratik yaşıyoruz bir dönemden geçiyoruz. Artık pratiğe dökülmesi, sözlerin hareketlerin düşüncelerin pratiğe dökülmesi gerektiği düşüncesi içerisindeyizyoksa bugün katledilen 3 yoldaşımızın üstüne daha fazla yoldaşımızı daha fazla insanımızı annemizi yaşlı babamızı çocuklarımızı ekleme ihtimalleri vardır çünkü saldırı hala devam etmektedir, yoğun bir şekilde saldırılar devam etmektedir."
Yukarıda yer alan ifadelerden de anlaşıldığı haber spikerinin sivil insanların katledildiği yönündeki sorusu ve sonrasında HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü'nün ifadeleri incelendiğinde terör faaliyetlerini önleme amacıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenlik güçlerinin Silopi'de gerçekleştirdiği operasyonları masum vatandaşları katleden DEAŞ benzetmesi ile elindeki gücü terörize eden bir yapı hüviyetinde gösterme amacında olduğu görülmektedir. Haber spikerinin herhangi bir müdahalede bulunmanın ötesinde tam tersine yukarıda yer alan açıklamalara yönelik sorular sorması ve bahse konu ifadelerin ulusal yayın yapan bir platformda çok açık bir şekilde dile getirilmesi medya hizmet sağlayıcı kanallardan beklenen kamusal yayıncılık sorumluluğu ile bağdaşmamaktadır. Bu noktada kamusal yayıncılık sorumluluğu ile hareket etmesi gereken medya hizmet sağlayıcı kuruluştan beklenen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı böylesine ifade ve suçlamaların hangi argümanlara dayandığını sorgulamak ve buna dair somut delillerin olup olmadığını araştırmak olmalıdır.
Son aylarda yaşanan terör faaliyetlerinin önlenmesi amacıyla güvenlik güçleri tarafından muhtelif bölgelerde terör örgütü mensuplarına yönelik olarak düzenlenen operasyonların, Kürt Halkı'na yönelikkatliamşeklinde yorumlanması, söz konusu ifadelerin askeri operasyonların sebebi olan terör örgütünün faaliyetlerini görmezden gelerek Kürt Halkı'nı devlete ve onun meşruiyetine karşı kışkırtma amacı güden yönlendirici ifadeler olarak görülmektedir. Yapılan yayının terör örgütünün faaliyetlerini haklı göstermekten başka bir amaca hizmet etmediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni terör örgütüne benzeterek Güneydoğu'da katliam yapmakla suçlamanın devletin vatandaşları ile olan bütünlüğüne zarar vereceği gibi, halkı devlete karşı kin ve düşmanlığa tahrik etme amacı güderek toplumda nefret duyguları oluştuacak bir biçimde olduğu kanaati uyanmaktadır.
Söz konusu milletvekilinin konuşmasından hareketle devleti halkını katleden, onu DEAŞ gibi bir terör örgütüne benzeten, işgalci bir çete olarak tanımlayan söylemlerin, görevi Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 80. maddesine göre "TBMM üyeleri seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün milleti temsil ederler." şeklinde ifade edilen bir milletvekilinin temsil sorumluluğundan uzak bir yaklaşım olduğu düşünülmektedir. Anayasa'ya göre sadece kendilerine oy veren insanların değil tüm milletin vekili olan, sadece kendi seçmenlerinin değil tüm milletin çıkarlarını gözetmek görevinde olan insanların toplumun her kesimini kucaklayarak ayrımcı söylem ve politikalardan uzak durması gerekmektedir. Bunun tam tersine bir milletvekilin kendi devletini terör örgütlerine benzeterek milletine katliam yapmakla suçlamasının yine yukarıda belirtilen seçilmiş bir milletvekili sorumluluğu ile bağdaşmayacağı da düşünülmektedir.
Sonuç olarak Özgür Gün TV logolu Gün Radyo ve Televizyon Yay. A.Ş. adlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşun söz konusu yayını ile yukarıda açıklanan argümanlara dayanarak 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunu'nun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan"Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz."ve b) bendinde yer alan"Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz."ilkelerine aykırı yayın yaptığı kanaatine varılmıştır.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait video ve deşifre kayıtlarının tetkiki neticesinde; bahse konu yayına ilişkin uzman raporundaki değerlendirmelerde ayrıntılarına yer verildiği üzere, yayında dile getirilen beyanların devlet tüzel kişiliğinin terörizm uygulamakla itham edilmesi, bu ithamların vatandaşların devletle olan bütünlüğünü zedelemesi nedeni ile 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki; “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı yayın yapılamayacağı” ilkesinin, etnik köken gözetilerek düşüncelerin pratiğe dökülmesi çağrısında bulunulması nedeni ile de, 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki; “Yayın hizmetlerinin ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemeyeceği” ilkesinin ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Bu itibarla, anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin ihlali nedeniyle, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, anılan yayın için 6112 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca; alt sınırdan (%2) idari para cezası uygulanması, aynı ihlalin bir yıl içerisinde tekrarlanması halinde 6112 S.K. 32/5 gereğince 10 güne kadar yayın durdurma yaptırımının uygulnacağı yönünde ihtarın yapılması,
Söz konusu kuruluşa 02.10.2015 tarihli yayını nedeniyle evvelce 21.10.2015 tarih ve 2015/45 sayılı toplantısında alınan 77 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca idari para cezası uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin beşinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “Yayın Durdurma” yaptırımının uygulanması,
Ayrıca, bahse konu ihlalin ikinci kez tekrarı halinde ise aynı kanun maddesi (32/5) hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “Lisans iptali” yaptırımının uygulanacağı ihtarının yapılması,
Gerektiği kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere;
ÖZGÜR GÜN TV logosuyla yayın yapan GÜN RADYO VE TELEVİZYON YAY. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında;
1- 6112 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki “Yayın hizmetleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, … aykırı olamaz” hükmünün ihlalinedeniyle, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, aynı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasına göre,
a- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Aralık 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 53.390,00 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) (2016 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 14.359 (ondörtbinüçyüzellidokuz) Türk Lirasından az olamayacağından 14.359 TL. İDARI PARA CEZASI UYGULANMASINA;
b- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) Aynı hüküm ihlalinin bir yıl içerisinde tekrar edilmesi halinde 6112 sayılı Kanun’un 32 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki; “8 inci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki ilkelere aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmüne göre işlem yapılacağı hususunun kuruluşa ihtar edilmesine,
2- 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki “Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz." hükmünün bir yıl içerisinde tekraren ihlal edildiğinin tespit edilmiş olması nedeniyle,
a- 6112 sayılıKanunun 32 nci maddesinin beşinci fıkrasına göre 1 gün süre ile yayın durdurma yaptırımının uygulanmasına,
b- Söz konusu ihlalin ikinci kez tekrarlandığının tespit edilmesi halinde ise aynı Kanun maddesi (6112 S.K. 32/5) uyarınca yayın lisansının iptaline karar verileceği hususunun kuruluşa ihtar edilmesine,
Üst Kurul Üyeleri İsmet DEMİRDÖĞEN, Süleyman DEMİRKAN ve Ersin ÖNGEL’in karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 10.03.2016 gün ve 15 sayılı toplantıda aldığı 7 no.lu karara karşı oy yazısı.
Süleyman DEMİRKAN Şerhidir.
Üst Kurulun 10.03.2016 gün ve 15 sayılı toplantıda aldığı 7 no.lu karara karşı oy yazısı.
Ersin ÖNGEL Şerhidir.